hesabın var mı? giriş yap

  • online satranc ortaminda brezilya'dan bir ablamizla muhabbet sirasinda gum diye patlayan bir soru beni benden aldi.
    "turkler e$$ek zikiyormus dogru mu?" seklindeki soruyu buyuk bir tepkiyle cevaplamis olsam da kendi kendime "oha yani butun dunya duymus anasini satayim" demekten kendimi alamadim (dedim desene kisaca suna hosaf!)...

  • küçük bir tadilatla büyük bir tadilata hazır hale getirilebilir, ve bu büyük tadilatla bina yıkılıp sıfırdan başka bir bina dikilebilir mesela.

  • hiçbir işimize yaramayacak bilgidir. geldim otuz yaşıma gençliğimin ağzına sıçıldı, umudum kalmadı baya baya mutsuz ve huysuz bir tipim neymiş ak parti 'nin büyüsü bozulmuş he canım heee.

  • --------------- genzo wakabayashi ----------------

    --- jun misugi - makoto soda - hikaru matsuyama ---

    --- taro misaki - tsubasa oozora - mamoru izawa ---

    kojiro hyuga - shun nitta - hajime taki - teppei kisugi

    alırsa bu 11 alır.

  • fon muzigi gulmekten oldurmustur. bu gozlemleri kim yapiyor nasil yakaliyor hayret ediyorum.

  • fıkralara konu olan olay. fıkralara konu ama bize değil. bir türk genci olarak fıkrada bile olsa bir kızla aynı evde yaşayamamanın verdiği buruklukla fıkrayı arz ediyorum:

    "mehmet ile handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. bir gün handan ve mehmet, mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. mehmet'in annesi akşam yemeği süresince handan'ı uzun uzun süzer
    ve aslında handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup olmadığını merak eder. annesinin aklını okumuşcasına mehmet annesine der ki;
    "ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok."

    akşam yemeğinden sonra mehmet'in annesi evine döner. aradan bir iki gün sonra handan der ki:
    - "mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum."

    mehmet yanıtlar:
    - "annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım" der.
    oturur ve yazar: "anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum ama almadın da demiyorum. fakat konu şu ki; sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgilerle, oğlun ahmet."

    bir hafta sonra ahmet'in annesinden mektup gelir: "sevgili oğlum; candan'la yatıyorsun demiyorum ama yatmıyorsun da demiyorum. konu şu ki; candan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. sevgilerle, annen."