hesabın var mı? giriş yap

  • tarihi binalarla kaplı, çok büyük olmayan, yine de çok büyük bir şehre yakın mesafede olan, orta büyüklükte herhangi bir avrupa şehri.

    (bkz: brugge)
    (bkz: gent)
    orta büyüklükteler, birer alışveriş merkezleri var. etrafta kafeteryalar var. birkaç gece klübü de var. kolayca yeşil alan bulunabiliyor. şehir sıkıcı gelince hafta sonu kolayca brüksel'e veya amsterdam'a günü birlik geziler yapabiliyorsun. hatta biraz kasarsan paris'e, köln'e falan da gidebilirsin. şehirde trafik yok, banliyöden şehir merkezine otobüsle 20 dakika, otobüste de kolayca oturacak yer bulunuyor; mis.

    not: fiziksel olarak 20 yaşındayım; ruhum emekli amca kafasında.

  • hakim: cumhurbaşkanına neden hakaret ettin?

    sanık: süleyman soyu hakaret etti bakan oldu
    numan kurtulmuş hakaret etti yardımcısı oldu. devlet bahçeli hakaret etti ortağı oldu. savcı sayan hakaret etti belediye başkanı oldu. benim de kendimce bir kariyer planım var.

  • zeytinburnu belediyesi buz hokeyi takımının abd'de olsa çoktan yüksek bütçeli bir hollywood filmine dönüştürülecek türden güzel bir hikayesi var. belediye başkanı murat aydın'ın ifadeleriyle buraya koyuyorum ki farkı anlaşılsın;

    buz hokeyi takımı’nın fikir sahibi zeytinburnu belediye başkanı murat aydın, takımın kuruluş hikayesini şöyle anlattı:

    “5 sene önce geri dönüştürülebilir atıkları doğaya kazandırmak amacıyla “doğaya destek sizden buz pateni biletiniz bizden” şeklinde bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. proje kapsamında geri dönüştürülebilir; kağıt, cam, karton vs. atıkları getiren herkes belediyemiz tarafından kurulan mobil buz pistinde ücretsiz olarak kayma şansını elde ediyordu. fakat proje, başladıktan kısa bir süre sonra, ‘amacı olmayan veya gelecek ilgili hiçbir hedefi olmayan gençler’ diye nitelendirebileceğimiz çocuklarımız tarafından sekteye uğratıldı. yaşanan bu problem üzerine bizler de sorunu şiddetle değil ilgiyle çözmeye karar verip, ‘bu gençlerimizden bir buz hokeyi takımı kuralım!’ dedik. takımı kurduktan kısa bir süre sonra federasyon başkanını aradım ve ‘bizim böyle bir projemiz var, belediye olarak buz hokeyi takımı kurduk. bizi bölgesel lige alır mısınız?’ dedim. sağ olsun kabul etti. ve maceramız o gün itibariyle başladı.”

    bu takım önce buz hokeyi süper ligine çıktı ardından da lig şampiyonu oldu ve nihayet avrupa'da önemli bir derece yaptı. kimler ön ayak olduysa hepsinin emeğine sağlık. bu kardeşlerimizi de ayrıca kutluyorum. akp'li başkan'a da sevgi ve saygılarımı iletiyorum. tebrikler.

  • bir senedir beklenen buyuk gun sonunda geldi ve catti. haftalardir yerel basin "gunes tutulmasini izlemek icin 1 milyon insan gelecek, her yerde trafik tikanacak, normal zamanin 10 kati trafik olacak, sakin mecbur olmadiginiz durumlarda evden cikmayin" seklinde haber yapiyordu ve cogu insan korkup evden cikmadi ve normalin 10 kati trafigi birak normalin yarisi kadar bile trafik yok. az once gidis donus 4 saate yakin bir araba yolculugu yaptim ve toplam 10 araba ya gormusumdur ya gormemisimdir. an itibariyle trafigin t'si bile yok. 1 milyon turist gelmesine geldi ama yerel halk pek evden cikmadigi icin trafik etkilenmedi.

    batida oregon'dan sonra abd'nin orta kesimlerinde gunes tutulmasini gorecek olan eyaletler idaho, wyoming, nebraska, kansas ve iowa gibi kus ucmaz kervan gecmez eyaletler olacak. bu eyaletlerden bazilari (ornegin wyoming) gectigimiz gunlerde olaylari organize edebilmek icin abd ordusundan yardim istedi. buralar buyuk ihtimalle teksas, colorado, illinois gibi eyaletlerden turist cekecekler. dogu yakasinda tutulmayi gorebilecek eyaletler tennessee, georgia, kuzey carolina ve guney carolina ile sinirli ama bu eyaletlerin bile sadece ufak bir kisminin gunes tutulmasini gormesi bekleniyor. yani kisaca her ne kadar gunes tutulmasi abd'yi boydan boya dolassa da genelde nufusu az olan eyaletlerden gececegi icin amerikalilarin cok kucuk bir kesimi (nufus olarak %5-10 arasi)bunu evlerinden gozlemleyebilecek.

    abd'de yasayan sozluk yazarlari su linke tikladiktan sonra yasadiklari sehri ve eyaleti girip gorecekleri manzarayi "simulate" edebilirler: https://eclipsemega.movie/simulator

    bir suredir kanada ve abd'nin kuzeybatisinda devam eden devasa boyuttakı orman yanginlari yuzunden etraf bir suredir dumanlarla kapliydi ama sans eseri tutulmadan birkac gun once biraz yagmur yagdi ve yanginlarin miktari azaldi, bir de ruzgar okyanusa dogru esince dumanlar o tarafa dogru dagildi ve mavi gokyuzu (ve geceleri yildizlarla kapli gokyuzu) geri geldi.

    yalniz yerel isletmeler bu tutulma yuzunden milleti feci sekilde kazikladigi icin cok buyuk nefret uyandirdi. mesela bu tutulmayi yillardir bekleyen bir cok insan ta 1-2 sene once otel rezervasyonu yapmisti ama yerel oteller tutulmanin farkinda olmadiklari icin odalari normal fiyattan satmisti. sonradan olayin farkina varan otel sahipleri milletin rezervasyonlarini iptal edip ayni odalari normalin 5-6 kati fiyata satisa cikartti. meger internetten yapilan rezervasyonlarda "haber vermeden ve sebep gostermeden iptal etme hakki" varmis ve bu rezervasyon yapilan sayfada ufacik bir yaziyla belirtiliyormus. aynisini hertz basta olmak uzere araba kiralama sirketleri de yapti. airbnb uzerinden gunluk ev kiralari 1-2 bin dolara kadar cikti.

    bu arada oregon-live gazetesi "tamam baska eyaletlerden gelip tutulmayi izleyin ama tutulma bitince sakin oregon'a tasinmayin, eyaletinize donun, zaten burasi bok gibi" diye trolleme bir haber yapmis. adamlar kafayi yeme seviyesine geldi. kac gundur 30 sayfalik gazetenin 25-26 sayfasi buna ayrilmisti (geri kalan 3-4 sayfa da trump'a gommek icin kullanildi).

    http://www.oregonlive.com/…way_eclise_visitors.html

    burada yerel kutuphaneler halka bedava gunes tutulmasi gozlugu dagitti ve devlet hemen hemen tum kamp yerlerini ziyaretcilere acti (devam etmekte olan orman yanginlarindan dolayi bazi kamp yerleri acilamadi). tum kamp yerleri, festival alanlari, oteller, airbnb evleri ve kalinabilecek tum mekanlar aylar onceden kapilmisti. sirf gunes tutulmasini daha iyi izlemek icin daga tirmanan insanlar da var. bolgedeki festivallerin en buyugune 30 bin kisinin katilim gosterdigi soyleniyor. hipster ve hippie'ler bildigin cadirkent olusturmus. bunlar da bizim suriyeli multecilerimiz oluyor herhalde.

    http://image.oregonlive.com/…/-b9c93d5573fba7df.jpg

    http://image.oregonlive.com/…/-10dbfcb32a209f25.jpg

    http://image.oregonlive.com/…/-3ca22a444ee3137a.jpg

    http://photos.oregonlive.com/…ml#incart_maj-story-1

    daha once 1970'lerde oregon'a gelen gunes tutulmasi havanin bulutlarla kapli olmasindan dolayi gozlemlenememis ama bu kez hava gunesli olacak. bir haftadir perseid goktasi yagmuru yuzunden geceleri gokyuzunu izliyoruz ve sansimiza bir haftadir gokyuzu bastan basa yildizlarla kapliydi. en merak ettigim sey gunes tutulmasi sirasinda yildiz kaymasi gorup gormeyecegimiz. 1999'dan "tecrubeli" oldugum icin isyerinde filan millete neler olacagini anlatiyorum, cogu kisi daha once hic tutulma gormedigi icin ne olacagi konusunda cok merakli. mesela hava birden bire kararinca kuslarin olanlara anlam veremeyip panikle otmeye basladigini anlattigimda herkes sasirdi. yasadigim yer ormanlik bir kasaba oldugu icin buradaki ceylanlar, geyikler ve her turlu hayvanin olanlara nasil tepki verecegini merakla izleyecegim.

    canli yayinda izlemek isteyenler instagram'a bakabilirler. burada basta nasa olmak uzere bir cok kullanici canli yayin yapacak.

    ayrica: (bkz: beklenen buyuk oregon depremi)

    oregon demisken: https://goo.gl/keamsx

    bu da bonus: https://youtu.be/3iad-cpojjg?t=36

  • adam şu durumu bile paralele bağladı ya yemin ederim rte'nin veliahtı olmayı başardı. yoksa bu bağlamayı akp'li bakanlar bile yapamazdı.

    edit:yarın kar maskemle, çelik yeleğimle, kaskımla, koruma kalkanlarımla gazete bayisine koşup kapmaya çalışacağım bir tane.

    not: konya :(

  • sene 1996 dönemi. yaş 10. ana-oğul beraber yaşıyoruz annem de beşiktaş'ta beyaz gıda adında markette çalışıyor o zamanlar. sefilleri oynuyoruz desek yeridir sanırım.

    okullar kapandı yaz dönemi. herkese karne hediyeleri geliyor sanırsın noel akşamı birader. kimine bisiklet kimine krampon kimine marangozda özel yapım uçurtma.

    tabi annem beni hep yokluğu alıştırarak büyüttüğü için canım ne zaman bir şey istese param yok derdi bu duruma zamanla alışınca yanımda dondurmada yalasalar gıkımı çıkaramazdım.

    bir de o zamanlar mahalle kültürü var herkes herkesi tanır kim kimin çocuğu hangi dersleri zayıf bilirlerdi. bak bu hep ideal evlat ruşen amcanın oğlu sedat kavramı o zamanlar hortladı zaten.

    neyse efendim 8 kişilik arkadaş grubumuz var içlerinde bisikleti ve kramponu olmayan bir ben varım. zaten o dönemin zengin çocuğu kavramı da şu; bisikleti, saati, tv'ye takmalı atarisi ve kramponu olan çocuk. riçi riç gibi pezevenk.

    aradan iki gün geçti bizimkiler kireçburnuna bisiklet gezisine gittiler tabi ben piç gibi kalakaldım ortada. akşama döndü bunlar bu seferde maça gidiyorlar top sahasına adamlar 40 yıllık mahalle maçına kural koymuşlar kramponu olmayan gelmeyecekmiş. fifa hakemi kesildiler başımıza mına goduklarım.

    kemal diye çok samimi arkadaşım vardı babası buna krampon almış nike'ın. herif sattı beni giderken de sen gelmiyor musun diye dalga geçti resmen. ben de ezikliğe yatmamak için diyorum ki "yok oğlum evi temizlicem yemek yapıcam. annem yorgun aç açına geliyor işten." vah benim eziğim.

    he şunu da belirteyim daha okula bile başlamadan bizim ailede derli toplu olma eğitimi verilirdi. ondan bu düzen. bir de çalışan anne olunca kendi ihtiyacını gidermeye mecbur kalıyorsun şartlar zorluyor. kendi ayaklarımın üzerinde durma kabiliyetim o yoksulluktan miras şimdi.

    ben de isterdim top koşturup eve girince "annee yemek hazır mı annee su ver suu" demeyi, diyemedim ya la.

    her neyse bunlar maça gitti arkadaş döndüm evi cillop gibi sildim süpürdüm makarna ile hazır çorba da yaptım. sonra balkonda başladım ağlamaya. nasıl içerlendiysem artık. bizim komşumuz vardı hemen yan binada sürekli balkonda otururdu ayşe teyze. beni de torunundan ayırt etmezdi şimdi yukarıda allah var. arada cebime harçlık koyardı.

    benim ağlamaları mı duymuş sen git üstünü giyin zili çaldı fermuar aşağıya gel diye. elimden tuttuğu gibi ayakkabı dükkanına. dükkan sahibinede babası bunun hayırsızın teki oğlum anası çalışıyor gariban biraz indirim yaparsan ayakkabı alıcam dedi. adam da nur yüzlüydü nasıl olsun demez mi?

    lan öldüm öleceğim o an kalbim yuvadan çıkacak tabi krampon diye çoşkuyla bağırıverdim. dişlilerden lescon marka aldık. 3.5 milyon tl idi 3 taksit yaptırdı ayşe teyze parayı kendi ödedi.

    akşam oldu tabi bu ipneler maçtan topluca dönüyor. şortumun altına dizlerime kadar spor çorabını çekip pırıl pırıl göz kamaştıran kramponlarımı giymiş karşılarına dizilmiştim.

    herkesin gözü ayaklarımda kimisi altını kaldır oğlum uvv dişlere bak diye yalanıyor. o gün ellerinden topu alıp iki sektireyim dedim onda da kabileyetsizim ya yine rezil olduydum bayağa güldülerdi. ama içimin yağları erimiş varsın olsun o günden sonra mahalle maçlarının adamı olmuştum ya la.

    yalnız içimde ukte kalan bisiklet hikayesi vardır ki onu da başka zamana artık.

    4 yıl sonra gelen edit: ayşe teyze 2 yıl önce vefat etmiş. mekanı cennet olsun. annem dün tarabya'da kızını görmüş o söylemiş. içimde bir şeyler cız etti. hayat kısa kuşlar uçuyor.

  • daha neyi yayacaksınız. tabana değil de yanınızdakilere yayın önce.
    20 tane evi olan adama yay önce.
    yeter be!

    edit: 300+ fav gelmiş. hayatımda ilk kez bu kadar insanın bana destek olduğunu ve anlaşıldığımı hissettim. hiçbirinizin yüzünü görmedim, tanımıyorum ama hepinizi çok seviyorum.

    edit2: 400+ fav'ı geçtik. çok güzel insanlarsınız.

    edit3: 500+ olduk. çok teşekkürler, iyi ki varsınız.

    edit 4: 600 olmuşuz beyler bayanlar, cok seviliyosunuuuzzzzz...

    edit 5: tam 700 kisi olduk... 700 ortak niyet, ortak fikir olduk.

  • şehirleşme ile tüm ailelerin bir veya iki çocuğa düşmesi ile yaşanır. ülkemizde ebeveyni veya bir üst nesili, dedeleri vs.leri köyde doğmuş herkes annem babam 6 kardeşmiş (4-8 arası genelde), biz iki kardeşiz derler. bu iki kardeşin de toplam 3 çocuğu ya olur ya olmaz. bu geçiş, batıda endüstrileşme ve şehirleşme en az 100-150 yıla yayılmışken, türkiye g. kore gibi ülkelerde 40-50 yılda bir iki nesile sığması nedeniyle çok sert olmuştur. çin'de devlet kontrolü ve dayatması ile böyle olmuş, hatta ileri gitmiş, hindistan'da ise şehirleşen nüfusta aynen yaşanmaktadır. bu nedenle aslında önümüzdeki 50-75 yıla baktığımızda dünyanın kontrol dışı ve kaçınılmaz bir ekolojik felakate sürükleyecek bir nüfus artışı sorunu görünmemektedir. tüm dünyada tarım için nüfusun maksimum %10 civarı yeterli, onda da makinalar şu anda zaten etkin, kalan nüfus şehirlerde, iş bulabilirlerse hizmet sektöründe çalışacak. bir eve 4 çocuk, onların bakımı, eğitimi ve istihdamı diye bir şey mümkün değil. yani bu da aslında şehirli insan toplumlarınıın nüfusu temelde, ekonomisinden gelen bir ekolojik dengeye tâbi, kendi kendine bir düzene oturuyor demek oluyor. şehirli insanın bir, bilemedin ikiden fazla çocuk yapması da bir tür sosyal çılgınlık olarak görülüyor. sosyolojik bir trend olarak da insanlar neden evlenmeleri ve çocuk yapmak zorunda olduklarını sorguluyorlar.

    şu anda bile aslında birkaç nesil öncesinde 60-80 yaşları arası yaşanan ölümlerin yaşanmaması, yani ortalama ömrün uzaması ile nüfus artıyor. çok insan doğduğu için değil ölüm oranları azaldığı ve ölümler ileriki yıllara ertelendiği için. günümüzde hindistan çin ve güneydoğu asyada artık bir nüfus patlaması beklenmiyor. nüfusları dengeye oturdu.
    bir tek afrika 21.yy ortalarında bugünkü nüfusunu katlayacak (nijerya vs.) diye düşünülüyor, onlar da aslında bazı diğer dünya ülkeleri gibi keskin bir demografik geçiş yaşarlarsa tahmin edilenden erken bir zamanda dünya nüfusunun artık artmadığı, dengede kaldığı veya azaldığı zamanları kendi ömürlerimizde görebiliriz.