hesabın var mı? giriş yap

  • ilk entryi yazanın aklına işlenmiş endişeyi gösteren durum.

    haberi bile "pkk sevici falan değilim" şerhi ile yazabilmek memleket genelinde olduğu gibi sözlüğün de ne hale geldiğinin göstergesidir.

  • yapilan haksizliga pasif-agresif bi tutumla karsilik verilmis olaydir. motorcu aracina verilen hasarin karsilanmayacagini anladiktan sonra daha fazlasini karsi tarafa vermekten cekinmemistir. hukuk sistemi ve adalet olmayan toplumlarda sikca karsilasilan bir cesit odesme yontemidir.

  • benim eski iş yerinde bir kadın vardı. durmadan "geliyor olacağım, hı hı, çeync ettirdim ben onları, kontakt kurdum cc ile" gibi şeyler söylüyordu. bir gün dışarıda telefonla konuşurken isteyerek kulak misafiri oldum. "taam siz yiyin ben geç geliyom" derken duydum. o an anladım ki bu lügat sadece mesai bölgesi içerisinde duhul ediyor bünyeye. arta kalan zamanlarda yine salı pazarı, yine metrobüs içi hayat...

  • istanbul dışında üniversite okuduğum yıllardı. annem yeni yeni namaz kılmaya başlamış, sabah namazlarına kalkamıyor henüz. bir sabah ben gelip annemi sabah namazına kaldırıyorum. kalkıyor, abdestini alıyor, namazını kılıyor... sonra tekrar uyumak için yatağa yattığında birden fark ediyor; 'iyi de bu çocuk evde değil ki!'. bir titreme alıyor kendisini. sabahın kör vaktinde koştur koştur yan komşuya gidiyor.

    işin ilginç yanı, istanbul'a geldiğimde bana bu olayı anlattı ve hayretler içinde hatırladım ki söz konusu gece ben de rüyamda evdeydim ve annemi uyandırıyordum... şimdi siz bunu okurken çok saçma geliyor biliyorum. hatta bana da saçma geliyor şu an. tek başıma böyle bir şey yaşasam hayatta inanmazdım ama annem de olayın içinde ve olayın şahidi olunca ne desem bilemedim. astral seyahat falan mıdır bilmem ama böyle şeylere inanmayan, bu tür hikayelere gülüp geçen biri olarak nasıl bir anlam vereceğimi de bilemiyorum bu olaya...

    doğaüstüne inanmıyorum ama bir supernatural var.

  • tr. aktör/fail ağ kuramı.
    bruno latour'un öncülüğünü yaptığı bu kuram, doğa bilimleri ile sosyal bilimler arasındaki ilişkileri farklı bir perspektiften sorgulamayı dert edinmekte. bu perspektif iki kavrama yaslanıyor: heterojen ağ ve sosyo-teknik asamblaj.
    latour diyor ki toplum heterojen bir yapıdır ve içinde bir sürü aktör bulunur. buraya kadar söylediği yeni bir şey yok aslında. lakin aktöre yüklediği anlam, insanmerkezcilikten uzaklaşarak insan olmayan varlıkları da kapsamına alıyor. böylece egemen bağış, saç kurutma makinesi, rende, tavuk, çekiç ali, paspas, demokratik kongo cumhuriyeti, rimel, deniz tarağı, sedir, çam, kaya, çocuk bezi vb. bütün varlıklar toplumsala etkileri olan failler olarak dikkate alınır. latour, böylece bugüne kadar failliği söz konusu bile edilmeyen insandışı (non-humans) varlıkları da "hetorejen ağ"a katarak aktörler arasında demokratik bir birliktelik sağlamış olur ve insan olmayan varlıkların, en az insanlar kadar toplumu şekillendirip dönüştürme gücüne vurgu yapar.
    dahası latour, bir adım daha atarak actor kavramını da aşarak actant kavramını üretir. böylesi yeni bir kavrama ihtiyaç duymasının nedeni, aktör/fail kavramının eylemin (fiilin) sahibine odaklanması,oysa latour'un bu yeni perspektifinde binlerce, yüzmilyonlarca, milyarlarca farklı failin fiilinini, yani hangi fiilin hangi faile ait olduğunu bilmenin mümkün olmamasıdır.
    sonuç olarak, bu kurama göre bütün fiiller, insan ve insan olmayan actant'ların yekûnunun oluşturduğu ilişkilerden tebarüz eder. genel olarak bu kuram ve özelde de latour, iktidar ilişkilerini sulandırdığı için hayli eleştirilir. yeri gelmişken ben de eleştireyim: eyyy latour efendi, o bahsettiğin hetorejen ağ içinde egeboy'un failliği ile rendenin faillliği nasıl aynı ontolojik düzlemde incelenebilir, sen bunu açıkla bi bana önce. yok actantmış, yok failmiş. laflara bak!!!!

    not-1) ayrıntılar için latour'un şu kitaplarına bakılabilir:
    - we have never been modern, 1993.
    - reassembling the social, 2005.
    2) ilaveten callon, mol ve law ile feminist teknobilimci haraway'in de bu kuramın oluşturulmasında payı olduğunu hatırlatır, ukteci ruz'a selamlarımı iletirim.
    3) bu kuramı istanbul depremi üzerinden "yeryüzü" nün failliğini dikkate alarak inceleyen türkçe bir çalışma için bkz. ebru kayaalp, onur aslan, "belirsizliğin bilimi: beklenen istanbul depremi ve uzmanlar antropolojisi", toplum ve bilim, sayı 144, 2018, s.124-146.
    4) (bkz: sosyal konstrüktivizm)

  • duman'ın değil tgb'nin halt yemesidir. adamlar fiyatlarını söylemiş senin işine gelmezse cagirmazsin. sanki zorla aldilar parayi. yine tgb'nin bok edip suçu başkasına attigi bir başka olay. bir işiniz düzgün olsun arkadaş ya.

    edit:olay hiç tgb'nin anlattigi gibi degilmis. adamlar soma kazasindan önce planlayip anlasmis dumanla. zaten tgb'den de bu beklenirdi. bu adamlara inanip gaza gelmeyin amk işleri güçleri dezenformasyon.
    (bkz: #44945415)