hesabın var mı? giriş yap

  • oy verdikten sonra açıklamalarda bulunan cumhur ittifakı istanbul büyükşehir belediyesi adayı binali yıldırım'ın helallik istemesi olayıdır.

    “bilerek, bilmeyerek eğer bir istanbullu kardeşimize, rakiplere bir yanlış yapmışsak, haksızlık yapmışsak helallik istiyorum.”

    link

    kişisel not: "bilerek" yanlış yapmış ve haksızlık yapmış "bütün siyasetçilere" buradan kucak dolusu belalar diliyorum. rezil olun, ölmeyi dileyecek kadar acı çekin, burnunuzdan gelsin. xoxo

    not-2: o son kadehi icmiycektim, bir temennisini mesajla iletmiş buraya ekliyorum: "çocuklarınızdan da çıksın".

  • şu donlu gömlekli halimle beni bile sevindirmiş kutlu olay. helal olsun sana coni dep. yediğin ekmek, içtiğin su bal olsun şeker olsun dirhem dirhem et olsun, tereyağlı bal tahinli pekmez dolsun bünyen. helal süt emmiş adammışsın koç yumurtası. inan şu an seni övmeye doyamıyorum coni dep. şu cumartesi sabahında valla duygulandım, billaha duygulandım. vidyodaki yancılara da ayrıca helal olsun. onlar da okulun müdürüyle müdür yardımcısı herhal (hayat bilgisi: müdür yardımcıları müdürlerden her zaman daha kısa, daha tombik ve daha aktiftir). sevap için korsan olmuşlar, gemici olmuşlar.

    ben ilkokuldayken müdür yardımcısı bizi yangın söndürme küreğinin sapıyla döverdi. okulumuza gelen tek ünlü de o zamanki belediye başkanı aytaç durak'tı. hepimize kuru üzümle fındık verip gitti. millete coni dep, bize aytaç durak. ecnebiye keptın sıparov, bize kuru üzüm fındık.

    zalımsın dünya.

  • gerçek ismi esat tomruktur. çok haşarı bir çocukluk geçirmiş ve istanbul limanında içini merak ettiği için bindiği gemide iki gün sonra tayfalarca bulunup geminin kaptanına teslim edilmiştir. ingiliz kaptanın bu kaçak yolcuya, bu küçük osmanlı çocuğuna hemen kanı kaynamış ve londra'ya döndüğünde onu da yanına almıştır. erkek evlat hasreti çeken kaptan ve eşi, küçük esat'a senelerce anne-babalık yapmışlardır. esat çok kısa sürede ingilizceyi öğrenmiş ve bir kaç sene boyunca okula da gitmiştir.

    bir puslu londra gününde, okulun serseri çetesi ile başı derde girmiş ancak çete liderini attığı tek yumrukla bayıltmış ve bu duruma şahit olan bir öğretmen tarafından bileğinden tutulduğu gibi müdürün odasına çıkartılmıştır. kendini savunmak için vurduğunu anlatmaya çalışmış fakat bir süre sonra müdür ve öğretmenin konuşmasından kendisine ceza vermek gibi bir niyetleri olmadığını anlamış ve esas amaçlarının az önce tek yumrukta yere serdiği çete reisi gibi onu da boks takımına almak olduklarını anlamıştır. nitekim tek yumrukta nakavt ettiği çocuk o dönemin liseler arası boks şampiyonudur.

    boks kariyeri de böylece başlamış olan esat vurduğunu deviren, şampiyon bir boksör olarak seneler sonra memleketine dönmüştür. milli mücadelede büyük faydalar sağlayan casusluk çalışmaları olmuş ve göstermiş olduğu çabalar, ele avuca sığmayan yapısı ile mustafa kemal ve silah arkadaşlarınca büyük takdir toplamıştır.

    balıkesir'den, bandırma'ya papaz kılığında giderek, orada karargah kurmuş anzavur ahmet ve ayaklanıcıları ve yabancı güçleri teftiş etmiş ve foyası ortaya çıkınca binbir macera yaşayarak kendisini kurtarmayı bilmiştir. ethem bey güçlerinin, anzavur'u dağıtmasına yardımcı olacak çok kıymetli bilgiler edinmiştir.

  • iş arkadaşlarından biri ev alınca hep beraber hayırlı olsun'a gidilir. ortamda 60 yaşlarında bir adam ve yarı yaşındaki ikinci karısı da vardır. bir diğer arkadaşın 5-6 yaşlarındaki meraklı kızı ise herkesi tek tek sormaktadır, o kim, bu kim, senin adın ne, falan filan. meraklı ufaklık genç kadının yaşlı adamla evli olduğunu öğrenince sağa bakar, sola bakar, sonra soruyu yapıştırır:

    - abla herkes kocasıyla evleniyor, sen neden babanla evlendin?

    dayanamayıp kahkaha atmasaydım iyiydi, amca şimdi benden nefret ediyor sanırım.

  • iki travesti aralarında konuşuyorlarmış:

    - ya sabahtan beri kıçım acıyor.
    - ne o kız gece çok mu sert geçti.
    - ay yok ayol. bi baksana şuna bir şey mi var?
    - e hiçbir şey yok ayol burda.
    - parmağınla yoklasana içerileri iyice bi bak bakiyim.
    - burda da yok bi şey.
    - elini sok iyice bak çok fena ağrıyor.
    - ayol burada da yok bir şey.
    - kolunu iyice sok. ayy çok ağrıyor.
    - burada da bir şey yo.. aa dur bi dakika bir şey var burda.
    - hah o işte çok ağrıyor. tut çıkar bakayım neymiş.
    - aaa saat. cillop gibi bir kol saati çıktı.
    - iy-ki dooğğ-duuun okk-şaaann...

  • şu dakikalarda kendisine yapılan protesto ve istifa çağrılarının sosyal medyaya yansımaması için üniversitenin internetini kesen bir rektöre sahip üniversite.

    bu tip rektörleri komik buluyorum. yahu sen interneti kessen ne olacak , kesmesen ne olacak be adam. 3g denen bir şey var yahu. ilkokul talebesi misin be adam?

  • "giydikçe açılır" diyen tezgahtar, "uzadıkça şekil alır" diyen kuaför, "zamanla unutursun" diyen arkadaş... bunların hepsi aynı örgüte üye..

  • din dersinde ermeni ve musevi arkadaşlar muaf oldukları için dışarı çıkarlar. din hocası gelir ve tam ders başlıycakken kapı açılır ve içeri unuttuğu çantasını almak için musevi arkadaş girer.
    arkadan bir ses: işteeee sonunda doğru yolu buldu.

  • insana kökeni farsça olan dost kelimesinin acaba türkçe tam karşılığı nedir düşündürten bir durumdur. sen git hem arkadaş gibi harika bir etimolojisi olan kelimen olduğu halde başka bir dilden eşanlamlısını al, hem de daha sonra dışarıdan aldığın kelimeye daha büyük anlamlar yükle. sonra da neymiş ingilizce bıdı bıdı.

    not:bu entry arkadaş kelimesini daha samimi bulanlar derneğinin bir ferdi tarafından girilmiştir.