hesabın var mı? giriş yap

  • bence hepsi kaldırılmalı bağış yoluna gidilmeli. hesaba parayı yatıran almalı. en azından arsadır evdir elimizde kalır. vatandaşlık aldıktan sonra ayrıca adam ona da para harcasın ordan da vergi alırsın mis. x2 kazanç. beklenen sayıda vatandaşlık alınmazsa da kampanyaya başvurulmalı. 1 vatandaşlık alana 1 vatandaşlık bedava gibi. ama bu kampanya stoklarla sınırlı olmalı ve belli bir süre geçerli olmalı.

    daha yeterince dingonun ahırı olmadık. yetmez ama evet.

  • ahmet çakarın kulakları çınlasın zamanında;
    "arda turan barcelonada oynayacak kalitede bir futbolcu değil" demişti..

    şimdi anladık seni hoca..

  • bir dönem diyetisyene gidilmiş ve başarılı bir şekilde 10 kiloya yakın kilo verilmiştir. daha sonra çeşitli nedenlerle diyet bırakılmış ve o 10 kilo aynen geri alınmıştır. bu geri alma sürecine askerliği nedeniyle şahit olamayan arkadaşa asker ziyaretine gidilir. arkadaş nizamiyeden çıkar çıkmaz sorar: "olm sen diyetisyene gidiyodun, naaptın diyetisyeni mi yedin?"

    eve dönülür, eşofmanlar giyilir, yürüyüşe çıkılır, spor salonuna yazılınır.

  • bir ay kadar suredir ve yaklasik 2000km'dir sahip oldugumuz arac. ben de artik bir seyler yazabilirim gibi hissediyorum.

    arac tam olarak, toyota rav 4 2.5 hybrıd awd executıve skyvıew olarak geciyor. turkcesi, 2.5 benzinli hybrid motor, 4 ceker, en ust donanim seviyesine ek panaromik tavan. araci sifir km olarak bayiden (yurt disinda) 375.000 turk lirasina karsilik aldik. aldigimiz tarih itibari ile turkiye satis fiyati ne yazik ki 650.000 turk lirasi idi. (bulundugum ulkede her yil odenen mtv-otv-kdv-asddfav falan yok.)

    amacimiz tamamen elektrikli arac almakti. ama su an icin menziller tatmin edilebilir seviyede degil. detayli yorumu tesla model 3 basliginda yazdim. sonraki aracimiz elektrikli olur diye umud ederek rav 4 ile yolumuza devam edecgiz uzun yillar umarim ki.

    ##gelelim araca
    -toyota safety sense 2.0 bir derya, ama en cok hosuma giden ozelligi yari otonom surus. adaptiv cruise control ve line keep assist + line track assist uclusu ayni anda aktif oldugunda (ozellikle kusursuz olarak otoyollarda) arac yari otonom bir sekilde, 15 saniyede bir direksiyona dokunmanizi talep ederek kendi kendini muthis bir sekilde suruyor. tesla ile de test surusu yaptim, ve surus neredeyse ayni kalitede. toyota muhendisleri cok iyi calismislar bu konuda. motorsikletleri bile algilayip buna gore davraniyor.
    basit olarak ondeki, caprazdaki araclarin hizlarini tarayarak ve yol cizgilerini okuyarak sizi ilerletiyor. yol cizgisi okunmayan/olmayan yerlerde, sizi ondeki araca kitliyor, ve onun sag/sol manevralarini birebir olarak araca uygulayarak yol aliyor.
    -kor nokta uyari sistemi yolda giderken aynada isik olarak calistigi gibi. geri geri cikarken capraz sekilde yaklasan ve kor noktada kalan araclar icin de inanilmaz calisiyor.
    -koltuk sogutma en buyuk kankam arabada, deri koltuk olmasina ragmen pufur pufur, asla terletmiyor.
    -kus bakisi kamera sistemi inanilmaz bir kolaylik. tam anlamiyla kusursuz park ettiriyor arabayi.
    -surus modu surekli olarak eco'da secili. aktif edebildigim her esnada da yari otonom surusu aktif ediyorum, yani kontrolu olabilgince kendi beynindeki ekonomi algisi ile kullanmasi icin araca birakiyorum, ama ani bir hizlanma, sollama ihtiyaci oldugunda 1.8 tonluk cussesine ragmen gaz pedali tepkisini muhtesem veriyor fisek gibi firliyor.
    -ses sistemi jbl degil, bence gerek de yok kendi sistemi oldukca guzel.
    -ic hacim cok genis, arka koltuklari yatirdinmi cift kisilik yatak atarsin oyle soyleyeyim. panaromik ve acilabilir tavan olmasina ragmen de bas mesafesi yeterli
    -ön ve arkada olmak üzere iki adet elektrikli motor ve kaputun altında bir adet e-cvvt benzinli motor bulunmakta. arka yolcu koltuğunun altında da bataryalar bulunuyor.
    -----
    edit - artilara biraz ek yapmak istedim
    -e-cvt'li motoru cok sevdim. tork konvertoru kullandigini biliyordum, buna ek vites dislisi vs bulunmadigi icin, asla bir vites gecis hissi yok cunku vites gecisi diye bir sey yok :d konfor acisindan cok olumlu buldugum bir ozellik

    ###benim icin negatif yourmlar,
    -aracin her yerinde kamera var, 5 tane de usb soketi var, bir usb soketini, eger usb bellek baglarsaniz, bu kamera goruntulerini anlik kaydederiz, kaza durumunda kanit olarak kullanabilirsiniz dememisler (tesla'da birebir bu ozellik var). 5 tane kamerasi olan araca 2 tane de ekstra kamera bagladik one arkaya dashcam olarak... bu kadar teknolojik bir aracta nasil gozden kacmis anlasilir gibi degil...
    -herkesin yakindigi gibi bagaj kapagi... cok yavas acilip kapaniyor
    -yari otonom suruste 15 saniye sonra direksiyona dokunmazsaniz bir sesli uyari veriyor, bir iki saniye daha dokunmazsaniz cat diye cikariyor sizi sistemden direksiyon kontrolunu surucuye birakiyor.... daha guvenli bir devre disi birakma gerceklesebilirdi..
    -on yolcu koltugunda, hadi surucudeki gibi bilmem kac eksenli elektrikli kontrolu gectim de, ya arkadas bari yukseklik ayari koysaydiniz ya... sadece ileri geri gidiyor bir de ileri/geri yatirabiliyorsunuz....
    -----
    edit - eksilere de ekleme yapmak istedim,
    -turkiye'de durum ne bilmiyorum ama toyota bayisi, kis lastigi seti icin nokian suv serisi 4 lastik + 4 toyota alloy jant + sensorler incik boncuk ve degisim islemi icin toplam bu gunun kuru (7ekim) ile 17.000 turk lirasi fiyat cikardi, biraz fazla buldum. disarida biraz daha ucuza halledilebiliyor ama arac yeni oldugu icin toyota haric bir servise gitmek istemedim kabul ettim..

    yakit tuketimi,
    -uzun yolda, yari otonom surus aktif (130km/s), klima acik, 2 koltuk sogutucu/isitici acik benim su ana kadar elde ettigim rakam 5.5 litre
    -uzun yolda, hiz siniri olmayan bolgede, dip gaz, klima acik, 2 koltuk sogutucu/isitici acik, ortalama hiz 160+ km/s ile elde ettigim en fazla rakam 7.2 oldu
    -sehir icinde batarya durumunuza gore cogu zaman elektrikli ilerliyor arac. 3-4 litre civarinda ise gidip geliyorum (7 km ev-is). yeteri kadar batarya yoksa ve benzin motora daha cok ihtiyac oluyorsa da 4.5 litre civari
    --
    yakit tuketimine de ek olarak,
    -sadece elektrikle bile yol alsaniz, motor coook kucuk bir bantta arada sirada calisarak, motorun optimum sicaklikta kendini her zaman hazirda bulundurmasini sagliyor. bazen de hic calismiyor cok kisa mesafelerde, sadece elektrik. buna ornek 2 surus, ilki 3 km ve sadece elektrik ile 0 litre yakit tuketimi gercekten tesvik edici bir sey, ikincisi ise 16 km %94 elektrikli surus, 1.8 litre/100km yakit tuketimi.

    yakıt tüketimine kış ayı güncellemesi, soğuk bir ülkedeyim. ilk çalıştırma anında, ön-arka cam ısıtıcıları, koltuk ısıtıcıları, direksiyon ısıtıcısı, sıcak ayarsa derken ciddi manada bir ısıtma enerjisi tüketiyoruz. elektrikli kullanım oranı ciddi manada düşüyor özellikle sıcak klima açık olduğu sürece.
    shell fuel save ile şehir içi 6.8
    shell v-power işe şaşırtıcı şekilde 5.8 ve biraz aşağısı şeklinde rakamlar yakalıyorum.

    yukaridaki surus detayi rakamlari icin, myt diye bir yazilim ile araci online olarak cep telefonunuza baglayabileceginiz bir sistem geliyor. detaylica anlatmayacagim burada var aciklamasi. en sevigim yani her surusunuze ozel yakit tuketimi verisi, toplam zaman uzerinden elektrikli kullanim orani (uzun yolda %30-35leri buluyor ve muazzam, sehir ici %80ler isten bile degil)

  • tarantino'nun ''hiç aşk filmi yazmayacak mısınız?'' sorusuna ''yazdım ya'' cevabını verdiği filmdir. kendisinin aşk anlayışı budur. helal olsundur.

    not: soru ve cevap uydurma değil.

  • "bu sabah kendimi zengin bir iş adamı zannedeyim diye kahvaltıda meyve suyundan bir yudum alıp hızlıca evden çıktım.. şuan açlıktan ölüyorum.."

  • atamın sadece içimizdeki yobazlarla bölücüleri değil yunan faşistleri de hala inim inim inlettiğini gösteren haber

    bu yobazların “keşke yunan kazansaydı” cümlesinin neden söylediği şimdi daha iyi anlaşılıyor.

  • aktrollerin elinde tuzlukla koştuğu ama hayal kırıklığına uğradıkları başlık. sakin ol trol kardeş, geç otur soluklan. senlik bi' şey yok.

    ekrem imamoğlu, geçtiğimiz günlerde, kadın yolcunun parasını gasp edip, savcılığa verilmesine rağmen hiç şaşırmadığımız şekilde serbest bırakılan taksicinin ruhsatını iptal etmiş. ayrıca 34 tdh 90 plakalı taksinin izin belgesi askıya alınarak, araç parka çekilmiş. darısı diğer taksicilerin başına. kaynak

    ayrıca gündemdeki bir başka kadın cinayeti ile ilgili olan başlık: (bkz: cinayet kurbani cagla tugaltay davasi kapanmasin)

  • hiç dikkat ettiniz mi? kötü insanların arada yapmış olduklar iyilikler unutulmaz ve "hep kötülük de yapabilirdi, bak iyi tarafları da varmış" denilirken salt iyi gelmiş iyi giden insan için "kötü biri olmayı da seçebilirdi" diye bir şey denilmez.

    o sadece iyidir, odur onun vasfı.

    iyi bir adam olur, efendi olur ama eş bulamaz. beğenilmez. beğenilse bile aldatılır. keza aynısı kadın için de geçerlidir. iyi bir kadındır, eştir ama aldatılır ihanete uğrar. iyi olmak yetmez bir yerde çünkü.

    iyi birisi öldüğünde de "çok iyiydi" denilir geçilir ama bu kadardır. iyi olmak dünyanın ayarlarında varsayılan olarak atandığı için insanlar iyi değil de, kötü olduklarında fark edilirler. ve yine iyinin iyiliği zaten olması gerekenken, kötünün iyiliğine şükredilir.

    hiçkimse iyi bir insan için "kötü biri olmayı da seçebilirdi ama seçmedi o hep iyi oldu" demez ama kötü bir insan buğday tanesi kadar iyilik yapsa, o iyilik yıllarca konuşulur ve dahası "özünde hep iyi birisi olduğu inancı" ile daha çok bağlanılır.

    iyi insanın bir kez yaptığı kötülük, kötü birinin yaptığı bir iyilikle kıyaslanınca, kötü kazanır...

    belki buna daha somut örnekler verebiliriz. örneğin bülent ecevit mütevazı kişiliğiyle bilinirdi. malda parada pulda gözü yoktu. bir tane toros arabasıyla gider gelirdi meclise. ne oldu? arasıra bu özelliğiyle hatırlanır olsa da iyi birisi olması pek de fayda getirmedi ona. belki onyıllar sonra tarih kitaplarında iki satır söz edilecektir hakkında.

    oysa bir de sert görünümlü otoriter siyasetçilere bakalım. zihindeki yerleri kötüdür ama iyi bir şey yaptıklarında da "aslında özünde iyi" görüşüne iter insanları. öyle ki, insanlar, "bir gün beklemeye değecek kadar çok büyük bir iyilikleri dokunacak" beklentisiyle yaşarlar ömürlerini.

    evet, görüldüğü gibi iyi olmak çok da iyi bir şey değil. iyi olun ama beklentiniz olmasın...

    tanım: gerçek.

    edit: yazar burada kendi iyiliğinden ve takdir görülmesinden bahsetmeyip başlıbaşına "iyi olmak" kavramını ele almıştır.

    iyilik pragmatik beklentiler için yapılmaz. iyilik; tüm din kitaplarında, toplumsal normlarda, gelenek-göreneklerde insanlığın edinmesi gereken doğru bir vasfı olarak öğretilir. bu vasfa sahip olunduğunda da bu kadar kötülerin olduğu bir dünyada iyi olmak, iyi kalmak bir meziyettir ve bunu uygulayabilen kişiler aslında takdir görmelilerken böyle bir takdir yoktur. yani kimse yüceltmez iyi olan kişiyi ama sözkonusu kötü kişi olduğunda, o din kitaplarındakilerin, toplumsal normların, inanışların, adetlerin vaadettiklerinin tamamen tersinde ve üstelik büyük bir adaletsizlikle ödüllendirme sözkonusudur. bunu eleştiriyorum.

    ve iyi birisi nedir? iyi birisi, kötü olabilme iradesi varken bu iradeyi kötü olmamak için kullanan kişidir.

    edit: iyi olmaktan dolayı bir ödül beklemek değil, iyinin iyiliğinin sonuçlarıyla, kötünün iyiliğin sonuçları arasında adil davranılmamasıdır buradaki mesele.

    edit: okuduğumuzu anlıyor muyuz?

    iyi olmamak lazım, iyilikten hayır gelmiyor demiyorum. aksine iyi olunmalıdır. evren iyiler sayesinde ayaktadır. burada eleştirdiğim durum kötülere kazandırılması. kötü birinin bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi gibi yaptığı bir iyilik o kişinin tüm kötülüklerini örtmekle birlikte yüceltir. ben bunu vurguluyorum.

    kötü biri yüceltilmediği sürece iyi olmaya hiçbir ödül beklemiyorum.

    editler yetmeyince yeni bir entry yazmak farz oldu(bkz: #70243788)