hesabın var mı? giriş yap

  • fatih terim'in, bu maçta taktik değişikliğine gideceği konuşuluyor kulislerde. "haydi aslanlarım" yerine "haydi kaplanlarım" taktiği ile oynayacakmışız.

    edit: bu taktik de tutmadı. çek cumhuriyeti maçında allah ve kitap içeren bir taktik bekliyorum.

  • pen ödülü kurucularından marry lee settle film hakkında şöyle demiştir: "hayatımın en mutlu üç yılını aralarında geçirdiğim insanlarla kıyasla arabistanlı lawrence ve geceyarısı ekspresi'nde gördüğüm türkler çizgi film karikatürü gibiydiler."

    pauline kael: "hikaye hemen hemen herhangi bir ülkede geçiyor olabilirdi, ancak eğer billy hayes azami menfaat gütmek için hapse girmeyi planlıyorduysa bunu bir türk hapishanesinden daha iyi nerede yapabilirdi? kim türkleri savunmak isteyecekti? (columbia pictures'ın nasıl temsil edildikleriyle ilgili kaygılanmasını gerektirecek kadar bile yeterli bir film piyasaları yok)"

    world film directors yorumcularından biri: "geceyarısı ekspresi'nden daha vahşi bir milletten nefret ettirme filmi hatırlayamıyorum. ufku daraltan, izleyicilerinin en adi korkularını ve önyargılarını ve kinlerini onaylayıcı bir film."

    david denby: "doğrudan anti-türklükle alakalı, ve mahkumların haklarını veya hapishane şartlarını eleştirmekle hiçbir alakası olmayan, filmdeki bütün türklerin -gerek gardiyan gerek mahkum olsun- "ezik" ve "domuz" olarak lanse edildiği, ve hiçbir istisnaya yer bırakmayacak şekilde bütün türklerin dejenere, aptal ayılar olarak sunulduğu bir film."

    tanınmış ispanyol film dergisi fotogramas: "yapılmış en varsayımcı ırkçılık eylemlerinden biridir, hem de üstüne bir de ilericilik etiketiyle pazarlanıyor."
    kaynak

    filmin gerçek hayattan konu aldığı billy hayes bile bir röportajda filmin türkleri lanse etme biçimini eleştirmiş ve haksız bulduğunu söylemiştir. ayrıca film için özür dilemeye türkiye'ye gelmiştir. "türkler bu filmi hak etmiyorlar" demiştir. kaynak

    ana karakterin gerçek hayattaki versionu bile filmi haksız bulurken ekşisözlük cengaverleri nesnellik ve haklı eleştiri adı altında bu ırkçılığı aklamayı becerebiliyorlar. neyse artık yabancı eleştirileri de yazdım, batı filtrenizden geçtiğine göre bu fikri de onaylayabilirsiniz.

    düzeltme: uzun yorumlu eklemeyi silme ve yazım hatalarının düzeltimi.

  • aaron gordon, 3 smacında da hem atletizmini gösterdi, hem de estetik açıdan pik yaptı. daha iyisini yapamazdı ama jüri resmen zach lavine'e vermek istedi yarışmayı. oysa tbl allstar 2008'de james white daha iyilerini hem de serbest atıştan vurmuştu.

    olay havada durmaksa, lavine havada yürüdüyse, gordon oturup çay kahve içti. yalnız cidden oturdu herif, cidden oturdu ve çembere kafasını çarpmamak için kafasını eğdi.

    velhasıl, sen bizim şampiyonumuzsun kanki, üzülme.

  • kendisini tanımıyorum ancak ödül aldığı konuşması hayatımda izlediğim en kötü konuşmaydı. rakiplerim güçsüzdü mü? hönk!!!
    adaylara teşekkür etmek yerine belediye başkanına teşekkür etmek mi? teşekkür yetmeyip, iltifat etmek hönk!.

  • nuri alço tema müziği olan the end isimli çalışması aslında carpenter'ın assault on precinct 13 için yaptığı müziğin the splash band isimli bir alman grubu tarafından yapılan disko versiyonudur. film müziklerini maliyeti daha ucuza kotarmak için kendi bestelemiş, pek çoğunda da alan howarth la birlikte çalışmıştır. bol synthesizerlı minimalist müzikleri, film isimlerinin üstüne ismini koyma takıntısı, ve b-film/korku türünden vazgeçmeyişi ile auteur olarak kabul edilebilir.

  • feminist değilim. feministlerin de birçok tutumunu eleştiririm, hatta pek de sevmem. lakin bunları ciddi ciddi söylüyor, daha önce bu tacizle hiç karşılaşmamış olamazsınız. galiba hiç otobüste bacağı açmak suretiyle kadınları okşayan şerefsizlerle karşılaşmadınız. bacağını size sürterek tahrik olan erkeklerle başkalarını bir tutmuşsunuz tebrikler. bacağını açan kadın ne ayrıca ya. sadece ben mi görmedim acaba bacağını hayvan gibi açıp yanındakine sürtünen kadın? toplu taşıma araçlarında elleyen, yaslayan, mıncıklayan, okşayan veya oturduğu yerden bacağını size sürten bir güruhun karşısına argüman olarak kilolu kadınları koymuşsunuz. sizin gibilerle aynı dünyada yaşamaktan utanıyorum, empati acizi sığırlar.

  • "insanların hayatlarının kararmasıyla ilgili şeyler biliyorum ama belki üç kuruşluk siyasi rant elde ederim diye susuyorum" demektir.

    ulan hepiniz oradaydınız be!