ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bana cumhurbaşkanını arattırmayın
atatürk'ün nutuk dışında eserinin olmadığı iddiası
let that sink in
-
"biraz durup düşün söylediğimi, iyice otursun" anlamına gelen ingilizce ifade.
son yıllarda gereğinden fazla kullanılıyor. küçümseyici ve emredici bir yanı var.
— dünya'nın %10'u geri kalan %90'ın sahip olduklarından fazla gelir elde ediyor!
just let that sink in... (sosyal medya üç noktası)
— neden durup düşünmem gereksin ki, aptal mıyım ben? sen galiba bana aptal demek istiyorsun! (sinkception)
gördüğünüz üzere okuyan kişiye ayıp ettiniz. birine durup düşünmesi gerektiğini, aptallık ettiğini anlatmak istemiyorsanız bu ifadeyi kullanmayın.
28 temmuz 2016 cnn türk türkiye'nin gündemi yayını
-
ali türkşen: hulusi akar istifa etmeliydi
didem arslan: ama darbecilere bağırdığını söylüyor
ali türkşen: demek ki iyi bağıramamış
evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız
-
akıbetini behzat ç. dizisinde akbaba gazeteden okumuştur.
- adam yaptığı evin temeline karısını gömmüş.
+ oha! neden la?
- kadın evi üstüme yap demiş.
kadıköy'deki kokoreççide tebliğ yapan tebliğciler
-
tebliğ değil provokasyon yapan kişilerdir.
tebliğ'in bir ahlakı, bir adabı vardır. yemek yiyen insanın yanına gidip de bağıra bağıra din anlatmak tebliğ değil tacizdir. kaldı ki azıcık ahlaklı ve samimi olsalardı, öncelikle allah diyerek cebini dolduranlara ses çıkarırlardı.
sığınmacıların milli marş isyanı
-
nezahat onbaşı vardı mesela.. annesi öldüğü için 9 yaşından itibaren alay komutanı olan babasının görev aldığı cephelerde yer aldı.. asker yetişti ve bir çok savaşta yer aldı.. neden biliyor musun ? bayrağı ve toprak bütünlüğü için, bağımsızlığını sağlayabilmek için.. kendi ülkende duracaktın, savaşacaktın o zaman.. madem milli marşın senin için bu kadar önemli, savaşacaktın.. iki mermi sesiyle kaçmayacaktın topraklarından.. halide edib adıvar gibi, şerife bacı gibi savaşıp kahraman olarak anılacaktın yüzyıllar sonra bile.. yok öyle iki mermi sesi duyunca topraklarını satmak.. bak biz de milli mücadele veriyoruz ülkeyi size bırakmamak için.. avucunuzu yalarsınız yani.. yakında hepiniz gideceksiniz..
art deco
-
1920'lerde ortaya çıkan ve 1930'larda avrupa ve amerika'ya hepten yayılan dekoratif sanatta, endüstriyel tasarımda ve mimaride dönemin tarzını belirleyen akım, ismini ise paris'te 1925 senesinde yapılan arts décoratifs et industriels modernes sergisinden almıştır. art nouveau'nun stilistik tarzının ardından gelen art deco makinaya ve modernizme hayranlık duyulduğu bu dönemi tam anlamıyla yansıtır. klasik yunan ve roma sanatı, eski mısır hatta yerli sanatlarından da etkiler görünen art deco hayatımıza chrysler building'i, rockefeller center'ı, empire state building'i ve streamline design anlayışı ile tasarlanmış araçları, özellikle de trenleri katmıştır. günümüzün retro anlayışına uyan tasarımlarında sıkça kullanılan bir tarz olduğunu belirtmeden geçmeyelim, ayrıca bir art nouveau eserini bir art deco eseri ile yan yana gören herkes aradaki farkı anlayacaktır diye tahmin ediyorum, en basitinden geometrik olanını tespit etmeye çalışın, o art deco'dur.
grim fandango oynamış herkes ise şu cümleyi kurabilecektir: "ben art deco gördüm"
ocak 2015 diyanetin dövme fetvası
-
o kadar bütçeye sahip olunca "iş yapıyoruz biz" havasında görünmek için salıverilmiş zırvalardan yenisi. bugün de kendilerine ayrılan bütçeyi hak ettiler, tebrik ederiz.
drogba'nın yaptığını yapabilir misin arda
-
arda yerine drogba gelip konuşma yapsa daha etkili olur bence.
edit: başlığı açan arkadaş kaçmış, başlık başa kalmış. ilk entry'de yazan başlık ile aynı. arda gelip türkiye'deki terörü bitirir mi? ben de böyle bir şey demiştim.
pablo aimar
-
yanına da mendieta alınırsa, galatasaray orta sahasını uçuracak olan oyuncu.
katar emiri'nin attığı türkçe tweet
-
adamın türkçesi binali'den ıyi valla.
ha bi de, yangın tüplerini fulleyin diyor emir hazretleri.
karizmatik cevaplar
-
--- spoiler ---
uçakta giderken hem beni hem yanımdaki teyzeyi koltuklarımızı tekmelemek suretiyle rahatsız eden ve adının rafael olduğunu öğrendiğim velede "yeter ama artık!" diye çıkıştım. yolculuk boyunca çocuğunu uyarmak zahmetine bile girmeyen pişkin adam bana "çocuk bu hanımefendi, bağlamamızı mı bekliyorsunuz?" diye karşılık verdi. ben daha elimi belime koyup ağzımı açamadan yanımda oturan teyze cevabı patlattı: "bak hele oğlum, sen daha gavur karına ağırlığını koyup evladına türk ismi koyamamışsın, şimdi de çocuğuna söz geçiremiyorsun da bize mi dilin yetiyor? o çocuk büyüyünce senin gibi olacaksa bağla evladım çocuğunu şimdiden, bağla elbet!" ben bu dobra yurdum insanını çok seviyorum çok!
--- spoiler ---