hesabın var mı? giriş yap

  • uzun süreli ilişkinin sırrı kontörlü hattı olan telefondur.eşimle çok uzun yıllar birlikteliğin sonrasında evlendik.malum üniversite yıllarında zor geçiniyorum ve telefonlarımız da kontörlü.aynı zamanda uzak mesafe ilişkisi yaşıyoruz.tam kavga edilmeye yakın bir konu oluyor konuyu mecburen kapatıyorum.ilk zamanlar ben tartıştığımda gördümki okula hep yürüyerek gidip gelmek zorunda kalacağım, sonradan konuları basitleştirerek problemler karşısında daha az gergin olmayı öğrendim.
    neticede şuan kavga eden birçok çiftin en büyük problemi haddinden fazla telefon görüşmesi ve mesajlaşmadır.kontörlü hatta geçin gençler.

    (bkz: kontör at sevgilim)

  • diğer kuşaklar tarafından anlaşılmayacak olmasıdır. tıpkı önceki kuşaklarda yaşandığı gibi.

    ne demiş can yücel;

    20 yaşında ben,
    35 yaşımda ben,
    40 yaşımda ben ve
    bugünkü ben dördümüz.

    birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
    kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
    yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
    kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

    yatıştırayım dedim.
    “sen karışma moruk” dediler. büyük hır çıktı.
    komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
    yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

    evin de içine ettiler.

    bende kabahat.
    ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…

  • deponuzda her zaman en az çeyrek depo benzin olsun . bu seviyede depoda araba kullanmayı alışkanlık haline getirmeyin. çünkü az benzini çekmek için gereksiz yere zorlanan benzin pompası zarar görebilir. ayrıca depo altında az da olsa kalan çökelti yakıt filtresini tıkayabilir ve zamanla aracın yakıt alımını almasını zorlayarak daha fazla yakmasına sebep olur. kısaca özetlersem bu şekilde bir kaç defa araç kullanmaktan bir şey olmaz ama yakıt boş sinyali yanacak kadar kullanmayı alışkanlık haline getirmek zamanla araca bahsettiğim ağır hasarları vermeye yol açar.

  • edit: hepsinden önemlisi bu iş ciddiyse ortopediste görünün arkadaşlar, boyun düzleşmesi de boyun fıtığı da ağrı yapar ancak tedavilerinin çok zıt noktaları mevcuttur

    - koltuğu en alçak seviyeye getirerek, defterleri de uzağa koyarak kafayı olabildiğince dik tutmak

    - kesinlikle 25-30 dk'da bir ara verip kalkıp gerinmek/boynu sağa sola esnetmek

    -ortopedik bi yastıkta, doğru pozisyonda uyumak

    -çok fazla hareketsiz kalmamak

    -telefonla oynarken kolu kaldırıp telefonu göz hizasına getirmek, kafayı eğmemek

    -bilgisayarda takılıyorsanız, monitör: kafanızı dik tuttuğunuzda gözünüz monitörün orta noktasına denk gelmeli, buna göre altına kitap vs koyun

    - her boyun tutulmasına kaş gevşetici ilaçlar iyi gelmez arkadaşlar, boyun düzleşmesi var ise ordaki kasları kuvvetlendirmek gerekir, kas gevşetici günü kurtarır ama uzun vadede mahveder

    - basit egzersizler mevcut yaklaşık 30 dklık, anında rahatlama getiriyor, düzenli yaptığınızda ağrılarınızı azaltıyor, isteyenlere özelden atabilirim

  • günü komedisi: e-devlet üzerinden araç sorgulama kısıtlanmış, sadece kendi araçlarımızı sorgulatabiliyormuşuz. gerekçe de kişisel verilerin korunmasıymış.

    bre salak, ben kendi aracımı neden sorgulatayım? kendi aracımla ilgili herşeyi biliyorum, ruhsat elimde, tescil trafik elimde, poliçeler elimde...

    ikinci el bakarken araç tipi ile bilgileri uyuyor mu, araç çalıntı mı, üzerinde haciz var mı diye baktığımız ekranı ne bok yemeye kapatıyorsun? bunları araçları aldıktan sonra mı öğrenelim?

    hem neden kapatıyorsun? bu ülkede 50 milyon kişi tc kimlik numarasına varıncaya kadar fallafoş oldu sizin beceriksizliğiniz yüzünden. acaba hangi suçu / krediyi / borcu / faturayı üstümüze kim ne zaman yıkacak diye bekliyoruz.

    bu saatten sonra sizin alacağınız tedbirin içine edeyim. bakan yaptığınız yaratıklar psikolog lazım değil bize din adamı gönderin derken, aynı zamanda bu çağda digital bilgi almak sizin ne haddinize, gidin müneccim bulun demek istemiş.

    edit: bir arkadaş noter ekranında çıkıyor demiş. yani beğendiğin her aracın durumunu öğrenebilmek için sahibi ile beraber notere gitmek mantıklı geliyor kimisine. herkes ilk baktığı aracı alıyor sanıyor. çevre illerden bakıp beğenmek konusuna hiç girmeyeceğim. araç üzerinde rehin varsa bazen kafadan eliyorsun arabayı. telefon bile açmıyorsun sahibine.

    büdüt: gazetelerin yeni haberi oluyor...

  • abimler üniversitedeyken:
    küçük abim: abi geçende sen ödedin bu sefer ben ödeyeyim
    büyük abim: olmaz koçum burada senin paran geçmez
    küçük abim: abi ölümü öp bu sefer ben ödeyeyim
    büyük abim: tamam neyse bu sefer sen öde haftaya ben öderim.

    diyalogu yaran diyalog yapan detay şu: ikisi de babamın kredi kartını kullanıyor.

  • ekmek almaya giderken ya yetmezse diye bozuk paraları devamlı saydığınızı anladığınız anlar bütünüdür.

  • mekan: bilardo cafe

    yan masa... arkadaşın kafası güzel.

    -: madboy naber birader.
    madboy: iyidir, senden.
    -: iyidir. ufak bi işim var birader uğrıcam.
    madboy: burdayız.

    -: zerrin, gel bakayım az.

    gelir zerrin.

    -:otur bakayım şöyle.
    zerrin: efendim.
    -: şimdi bana bak, tipime bak, şeklime bak, konuşmalarıma bak. baktın mı?
    zerrin: tamam. evet?
    -: şimdi ben bu şekil sana gelsem çıkma teklif etsem kabul eder misin?
    zerrin: ederim.
    -: tamam eyvallah. teşekkür ederim. neslihan gelicek birazdan o'na teklif edicem. antrenman yapıyorum.
    zerrin: gideyim mi ben?
    -: tamam. saol.