ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mutfak sanatları akademisi
-
yıllar sonra beyaz yakalılığı bırakıp pastacılık ve ekmekcilik alanını bitirdiğim eğitim kurumu. su an stajım devam ediyor. tek bir pişmanlığım var, oda daha erken başlamamış olmak. bu sektörde gerçekten birşey yapmak istiyorsanız size mantığını ve tekniği öğreten bir kurum. ama mezun olduktan sonra “sefim ben salatalık soymam, soğan doğramam” zihniyetindeyseniz, liyakat mantigini oturtamadiysaniz çok uzağa gidemezsiniz sonra kurumu kötülersiniz en basından bilmekte fayda var.
sorusu olan varsa yesillendirebilir tabiki, mümkün mertebe yardımcı olmaya çalışırım
sözlüğün foruma dönüşmesi
-
katılmadığım önerme.
___________________________________________________________________________________
i5-2500k@4.50ghz ocz vendetta 2 cpu cooler and ac mx4 termal compound*-*msı p67a-gd65 motherboard*-*gskill ripjaws 4*4gb 1866 mhz ddr3*-*ati hd7870 pcs+ ez edition display card*-*tagan force ıı 800 watt psu*-*1tb caviar black*-*2tb seagate hdd
aerocool s9 pro case
22 haziran 2021 rusların maskesiz dolaşması
-
evet sayın romalılar türk polisi ne kadar çöp toplayici, mavi saçlı kadın varsa hepsine çatır maske cezası yazdı.
1 haftadır antalya kemerdeyim gelen rus, ukraynalı, sırp gibi bilimum yabancılar hiç biri ne sokakta ne de otelde maske takmamaktadir.
yargı sadece türk vatandaşına mi işlemektedir. yazık ulan kendi vatanımızda yabancıyız.
sözlük yazarlarından aforizmalar
-
hakkında ne kadar az şey bilirlerse o kadar özgür olursun.
vakit gazetesinin yayınladığı karikatür
-
bir elinde sopası, bir elinde "darbeye özgürlük" dövizi ve karnındaki bebeği bomba şeklinde resmedebilmiş bu yüzden aslında "skandal" kelimesinden çok daha fazlasını hak eden, ve fakat, gg nedeniyle hakkındaki hissiyatımı oto sansürle tabi tuttuğum, karikatür demeye bin şahit gerektiren, paçavra. mürekkep yerine salya ile çizilmiş olmalı.
http://i1012.hizliresim.com/2010/12/9/1453.jpg
varoluşu sorgulatan şarkılar
-
her ne kadar "yaşamda bazı şeyleri çözdüm bence" diye boyumdan epey büyük sözler etsem de ara sıra uğrayan varoluşsal krizlerimle boğuşmak ve varoluşumun acısını dindirmek zorunda kalıyorum. bu bazen çok zorlu oluyor; çünkü bir bedene sıkışmış haldeyken ve tüm o düşünceleri beynime üşüşüp adlarını bile bilmediğim onca duygu boğazımda düğümlenmişken kimsenin kapısını çalamıyorum. kendimi daha çok bir battaniyenin altında usul usul ağlarken ya da duvara dönüp kafamı vururken buluyorum. yalnız olmadığımı biliyorum; ama kimseyle bir de olamıyorum. öyleyse dans! renk! bu da bir seçenek elbette. bu kadar delirene kadar önce dibe, ama epey bir dibe bir batmam gerekiyor. diyorum ki "batayım lan!" bu batma anlarında beni hiç yalnız bırakmayan bir şey var ki kendisi mucizevi bir şey: müzik! çünkü müzik, varoluş acısını dindirmenin yollarından biridir de. peki ben ne yaptım? varoluş sıkıntısı çektiğim anlarda dinlediğim şarkıları derledim ki varoluş sıkıntısı çeken ve belki de müzik zevki benimkine benzer kişiler varsa kendilerine şarkıları ileterek bu süreçte yalnız hissetmemelerine yardımcı olabilirim.
kriz anlarım düşündüğümden fazla ve çeşitliymiş. bana varoluş sıkıntısı yaşatan türlü türlü şey var ve bu aşağıda paylaştığım listedeki şarkıları da ona göre dinliyorum aslında. yine de hepsi dönüp dolaşıp aynı kapıya çıkıyor.
fleet foxes - blue spotted tail (sözleri: #22959264)
bülent ortaçgil - zamana sıkışmış (sözleri: #1910650)
bülent ortaçgil - yüzünü dökme küçük kız (sözleri: #719495)
evdeki saat - deli miyim (sözleri: #71875575)
kodaline - big bad world (akustik) (sözleri: #36951734)
fikret kızılok - ama babacığım (sözleri: #8671886)
fikret kızılok - inişlerim çıkışlarım (sözleri: #3495460)
deniz tekin - böyle (sözleri: #53303498)
low roar - give up (sözleri: #43758261)
halimden konan anlar - sıkıntı var (sözleri: #36741502)
zardanadam - hepsi hepsi hayat nasıl olsa (sözleri: #2960034)
eddie vedder - society (sözleri: #26620842)
villagers - nothing arrived (akustik) (sözleri: #67087086)
johnny flynn and laura marling - the water (sözleri: #28948077)
patrick watson - the great escape (sözleri: #24943989)
agnes obel - riverside (sözleri: #20897629)
kesmeşeker - tek kişiyim ben hala (sözleri: #6569584)
great lake swimmers - this is not like home (sözleri: #8922766)
not: şimdi bana "ne kadar da işsizsin" diyecekleriniz çıkabilir. aslında işsiz olmak şöyle dursun, ölümüne yoğunum; ama ben dinlenmek için hiçbir şey yapmamak yerine yine bir şeyler yaptığımı fark ettim. her neyse. kimseye yararı olmazsa bile kendime liste çıkarmış oldum. aklıma geldikçe güncellerim.
ekleme: liste güncellendi.
eskişehir'deki dev kardan ejderha
-
bir adet peter jackson da içerir. adamlar insandan peter jackson da yapmış.
oldukça güzel.
yillar sonra edit: link kardan ejderhayi yapan arkadaslardan birinim facebook'ta paylastigi bir fotografiydi ve kurbaga olmus. arkadas baya peter jackson'a benziyordu. bulamadim fotografi. bu entry de sacma bir sey oldu.
daha da yillar sonra edit: @bodit sagolsun yeni link gönderdi.
https://paylas.io/…ehir-de-kardan-ejderha-yapmislar
parasız kalınca terk eden eşine ders veren adam
-
ortada durumun gerçekliğini kanıtlayacak herhangi bir belge (an itibari ile) olmadığına göre masabaşı haberciliğin artık senaristler tarafından yapıldığı gösteren haberdir.
hayata dair gülümseten detaylar
-
hayatim boyunca gosteri sanatlarina ilgi duydum.
kendimi hep bir tiyatro sahnesinde ya da nefis bir filmde sahane bir performansla hayal ettim.
kucuk bir ilkokul ogrencisiyken, okul koridorlarinda kollarindan cekilerek siniflara sokulup bir seyler anlatmam icin israr ederdi insanlar.
bir keresinde bir sinifin onunde sadece durdugumu hatirliyorum ve onlarin katila katila guldugunu.
ilk defa 4. sinifa giderken bir tiyatro oyunu icin ogretmenimin hic dusunmeden secmesi, sinif arkadasimin annesini canlandirmak filan, bunlar hep gulumseten detaylar olarak aklimda kaldi.
iyi bir taklitciydim. hala, arkadaslarim herhangi bir sey izledikten sonra, telefonla arayip.
"bak bunu iyi izle, senden de izlemek istiyoruz" derler.
liseye giderken en buyuk hayalim konservatura gidip egitim almakti. ama ailem ve hatta sulalem yuzunden bu hayali gerceklestirmem mumkun degildi.
oyle icimde patladi yani sahne hayali.
seneler sonra kizimin okulunda hazirlanan, egitim amacli dans ve drama gosterisinde izledim ilk once arkadaslarimi.
oldukca amator bir girisimdi ama ayni olcude buyuleyiciydi.
sozlukten de ve yillarca ayni apartmanda komsuluk yaptigim bilge hatunu cok kiskandim mesela o gosteride izleyince.
bir sonraki sene yine gerceklesecegini duyunca da biraz tereddutle ben de katildim.
sifirdan basladik. aylarca on calisma koregrafi calistik gec saatlere kadar.
gercekten butun yoruculuguna ragmen muthis bir duyguydu.
ve sahne gunu geldi catti.
yuzlerce insan karsisina cikacak olma heyecani, becerebilecek miyim korkusu ile..
ve sahne !
benim gosterimde; hayatin hizi, mekaniklesmesi insanin ama sonunda elimdeki kagittan okudugum insan oldugumuzu hatirlama ani...
sadece kopan buyuk alkisi hatirliyorum.
tabi ki, ozne degildim. zaten dans dramada ozne yok. bir butunun parcasisiniz. bir sorunun, bir cozumun.
hayatimin en buyuk hayalini gerceklestirmistim. titreyerek ciktigim sahnede baktigimda isiklardan baska bir sey gormuyordum.
ta ki kizimla birlikte selamlamaya ciktigimda salonda kopan alkis tufanina kadar.
sanirim, gercek anlamda mutluluk buydu...
sonra, oyun cikisi bir ogretmenimizin;
-kizim sizinle tanismak istedi. bir turlu veli oldugunuza ikna edemedim.
demesiydi o gece ve belki butun hayata yayilacak kuvvetteki gulumseten detay.
hayatta her sey mumkun...
pınar fidan
-
muhtemelen alevi olan ve amerikanvari bir stand up performansı sergileyen kadın. ülkede herkesin her şey konusunda çok ama çok aşırı hassas olması nedeniyle biraz başı ağrıyacak maalesef.