hesabın var mı? giriş yap

  • muhafazakar kini ve nefretinin odağı olmuş ilçedir. öyleki %60 fark yemiş olmanın acısını tepesinden helikopter, sokağından polis eksik etmeyerek çıkartıyor.

    (bkz: beşiktaş)

  • iç savaşa değil, milli mücadeleye teşvik denir buna yazar arkadaş.

    yıldızlı not*:her kim ki türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş esaslarına ters düşecek birtakım işler içerisinde bulunsun, o kişi ve kişiler hakkında gereken cevap akıllardaki şekilde tezahür edecek...

  • "vallaha mı" sorusudur. toplumsal refleks olarak "vallaha" şeklinde cevaplanır ve ateizm sessizce kendini fesheder.

  • genel olarak saat, ama özellikle mekanik saat illetine bulaşmada atlanılan ilk eşik seiko'dur. çoğu insan saatleri başta çok önemsemez, şekline bakar beğenir. bir gün saatlerin göründüğünden çok daha fazlası olduğunu, arkasında derin bir tarih, inanılmaz hikayeler ve dahiyane tasarımlar barındırdığını anlar. işte tam bu aşamada karşısına seiko çıkar. youtube'da (bkz: a. lange & söhne) izlerken, otomatik ve hikayesi olan bir saat almak için milyoner olmak gerekmediğini fark eder. ben ve tanıdığım pek çok saat sever, seiko ile başladı bu işe. o yüzden seikonun yeri bizde özeldir. bu girizgahın ardından sahip olduğum seiko saatler hakkındaki fikirlerimi yazayım dedim ki, bu modelleri merak eden birileri çıkarsa belki bir fikir vermiş olurum.

    (alfabetik)

    - snk623k:
    37mm, küçük bir saat. entegre bileziği de kalın olunca bileklik gibi bir görüntüsü oluyor. bu saati uygun fiyatı ve günleri tam adlarıyla göstermesi (monday, tuesday vb.) sebebiyle almıştım. 7s26 mekanizması var. gün içinde sapması 30 saniyeden çok olmuyor, pek de arka arkaya takmadığım için uzun vade sapma testini yapamadım. elle kurma ve saniye durdurma özelliği olmayan bi mekanizma. sağlam bir mekanizmadır, rahatlıkla çok uzun yıllar çalışabilir. saatin kasasınınüretim kalitesi fiyatına göre oldukça başarılı. hardlex bir camı var. bileziğinin kalitesi ise ortalama üzeri diyebilirim. baklaların içleri diğer saatlerde görmediğim bir şekilde tasarlanmış. arka kapağının cam olması sayesinde mekanizma da izlenebiliyor, giriş için güzel bir saat.

    - spb119j:
    alpinist. 39mm, ekstra bir bezeli de olmadığı için daha küçük görünüyor. normalde yeşil olan alpinist en popüleridir ama burada daha sade olan krem kadran-siyah kayış kombinasyonunu tercih ettim. 6r35 mekanizma var. 70 saat güç rezervi sunuyor ki gerçekten 3 güne yakın durmadığını bizzat test ettim (60 saat civarı). sapma çok düşük. saatin kadrandaki ve kollardaki işçilik muazzam. gerçekten kalitesini belli ediyor. bir de içinde, ikinci tepe ile ayarlanabilen bir pusula var. çok kullanışlı bir pusula değil, güneşe bakarak yön bulma mantığı ile çalışıyor ama bir dağcı saati olduğu için tasarım dilini güzel tamamlıyor. vidalı tepesi sayesinde 20 bar su dayanıklılığı var. çok kaliteli bir kasa işçiliği var. çizilmeye epey dayanıklı bir kaplama ve kusursuz bir cilalama uygulanmış. deri kayışı da oldukça kaliteli, uzun süredir kullanmama rağmen çatlama olmadı. tokalı kayışı sayesinde takıp çıkarması da çok kolay. arka kapağı cam.

    - srpd79k:
    seiko 5. simsiyah kadranı, indisleri ve kolları ile beni çekmişti. 42mm, kısa bacaklarıyla çok ideal bir boyutu var. kim koluna taksa, tam oluyor. tüm seiko 5'ler gibi 4r36 mekanizma kullanıyor. bu mekanizma esasen 7s26'nın geliştirilmiş, saniye durdurma ve elle kurma özellikleri eklenmiş hali. sapması ve güç rezervi benzer. tamamen kurulduğunda 35-40 saate yakın çalışıyor. sapmasını ölçmek biraz zor. gün sonunda hiç geri kalmadığına da şahit oldum, 30 saniye geri kaldığına da. biraz gün içindeki kullanımıza bağlı sanırsam. kasa işçiliği, özellikle fiyatına göre, çok başarılı. mat siyah kaplama hem spor, hem askeri bir görüntü veriyor. siyah nato kayışıyla beraber inanılmaz şık bir görüntüsü oluyor. camı hardlex olduğu için karşıdan bakıldığında o simsiyah, mat görüntüyü tam veremiyor olabilir ama yine de gören herkes saatin marka-modelini soruyor. bu saatin de arka kapağı cam.

    - srpg13k:
    tortoise. seiko prospex serisinden olan saatin lakabı turtle (deniz kaplumbağası) saatlerin aksine saate yeşil tonlarından oluşan kadran, indis, kolllar ve kayışıyla kara kaplumbağası teması verilmiş. 4r35 mekanizması var. esasen 4r36'nın gün penceresi olmayan hali. saat prospex ruhuna uygun şekilde 20 bar su direnci ile geliyor. 42mm kasa çapı var ama turtle saatlerde olduğu gibi kasanın yanlarındaki ufak çıkıntılarla, yanlarda biraz daha kalın olabiliyor. bacakları kısa olduğu için bu saat de çok güzel kola oturuyor. ön camı safir, ama hiçbir anti-refle işlem uygulanmamış. biraz yansıma yapabiliyor. bunun bilerek yapıldığını okumuştum bir yerde. saatin arka kapağında ışık ile yapılabilen yardım çağrıları gösterilmiş. yansıma bunun için deniliyordu, emin değilim. saatin kumaş-deri kayışı çok sert. almadan önce araştırma yaparken de en çok bu şikayeti görmüştüm. ben şahsen yumuşak bir kayış olup 3-5 ayda kendini bırakmasındansa sert olup yıllarca diri kalmasını tercih ederim.

    - srpk25k:
    seiko 5 sports, snoopy limited edition. 38mm, biraz küçük tarafta kalıyor. renklerinin tatlılığı ve snoopy temalı olması sebebiyle ülkemize gelir gelmez almıştım, bulmak biraz zor olmuştu. yine 4r36 mekanizma kullanıyor. açık renk nato kayışı çok spor bir görüntü veriyor. tam bir yaz saati, zaten kadrandaki snoopy de elinde sörf tahtası tutuyor. kadrandaki diğer renklerin uyumu da harika. sanki seiko 5 değil de, prospex serisinden bir saat gibi duruyor. arka kapağı cam ama üzerinde snoopy işlemeleri olduğu için mekanizmayı izlemek biraz zor.

    - ssc769p:
    bu saate tamamen şans eseri denk gelip almıştım. 6 gen tasarımlı 41mm kadranı ve siyah beyaz renkleriyle çok şık görünüyordu. ayrıca kronograf sevdiğim için ekstra ilgimi çekmişti. solar bir saat, v176 mekanizma var. tam şarj olduğunda 6 ay kadar çalışmaya devam edebiliyor. kronograf kolu, seikonun meca-quartz kronograflarının aksine saniyeleri tek tek atlıyor. 12 yönündeki küçük kadranda 1/20 saniye ölçümü yapılabiliyor. ön camı safir, neredeyse hiç yansıma yapmıyor. kasa ve cila işçiliği çok başarılı. fiyatına göre oldukça iyi bir bilezik kalitesine sahip.

    - sse147j:
    seiko astron. 8x42 mekanizmalı gps solar bir saat. tam şarjda 6 ay kullanılabilen bataryası sayesinde gps üzerinden veri toplayarak 0 sapma ile bulunduğunuz konumu saatini otomatik ayarlıyor. belli aralıklarla gps üzerinden kendini kontrol ederek sapmayı sıfırlıyor, yani saati kontrol ettiğinizde hep telefonunuzla saniyesi saniyesine aynı olduğunu görüyorsunuz. 45mm ile oldukça iri ve kalın bir saat. çok üst düzey bir kasa ve kadran kalitesi var. zaten ilk çıktığında da 3000 dolar civarı bir fiyat ile satılıyordu. kadranın içindeki ince işçilik detayları, kolların üzerindeki cilalamalar, tarih penceresi, seramik bezeli ve küçük kadranlarındaki detaylarıyla çok kaliteli bir saat olduğunu gördüğünüz anda anlarsınız. biraz ağır bir saat. sadece premium markalarda görebileceğiniz kalitede bir bileziği var.

  • le guin'den harika bir metin daha..
    "fantezi üzerine bazı ön kabuller
    gerçekliğimizin kasım kasım kasılan vatanseverliğe, kendinden menkul acımasızlığa alçaltılmış göründüğü amerika'da, yaratıcı edebiyat yiğitliğin ne olduğunu, gücün köklerini araştırmayı, ahlaki seçenekler sunmayı sürdürüyor. imgelem, etiğin enstrümanıdır..."

    ursula k. le guin'in 4 haziran 2004'te, bookexpo america fuarında, kitap satıcılarına, kütüphanecilere ve yayıncılık profesyonellerine yaptığı konuşmayı, tolga korkut, özetleyerek türkçeleştirdi.

    (bkz: http://www.bianet.org/2006/01/27/73855.htm)

  • bir rte beyanı. öyle değil aslında ama olsa şurda şaşıracak bi insan evladı da çıkmaz sanırım rte böyle açıklama yapsa.

    "görüyorum bazı yerlerde yumurtayı çok pişirip getiriyorlar. bakın özellikle kadınlarımıza sesleniyorum yumurtayı çok pişirirseniz bişeye benzemez hafif kayısı kıvamında olacak ki güzel olsun. biz evde hep böyle yiyoruz siz de öyle yapın. bunu sağlamak için dışarda kahvaltı yaptığınız mekanlara talimatı veriyorum bundan sonra yumurta hep kayısı kıvamında gelecek"

  • büyük bir sitede oturuyorum, öyle kapıda şeker toplamalara falan hiç rastlamadım kaç senedir. bugün kapı çaldı kimseyi beklemiyordum, 5-6 yaşında bir çocuk şeker topluyormuş. kapıyı açtım, "maalesef bende şeker yok çünkü buraya hiç misafir geleceğini beklemiyordum o yüzden almadım" dedim. evde hiç nakit para da yok şimdi ne yapacağım diye düşünürken çantasından bir tane şeker çıkarıp verdi bana, "şekerin yoksa al bunu o zaman, bir sürü toplarım ben zaten daha" dedi. birkaç sene daha unutmam herhalde bu olayı :)

  • şu başlık okuyunca görülüyor ki videoyu izleyip imrenen kadar beğenmeyen ve kötüleyen de var. yazarlardan biri danışıklı dövüş yazmış. ilginç geldi.

    danışıklı dövüş'ün anlamı, ortada bir anlaşma olduğu halde yokmuş gibi davranmak ve insanları kandırmak. yani böyle konuşuyorlar videoda ama, anlaşmışlar. kimi kandırmak için? belli değil. türkiye gibi sivil ve bireysel özgürlüklerle alakası olmayan ülke vatandaşlarına "bak biz çok özgürüz, siz değilsiniz" mesajını vermek için? danışıklı dövüş olduğunu yazan kişinin söylediği bu. özgür olmalarıyla ilgisi yok, öyleymiş gibi davranıyorlar.

    kafalar ilginç.

    obama ile sözünü kesen arasında bir anlaşma olduğu doğrudur. aralarında bir kontrat vardır. o kontrata göre her ikisi de düşüncelerini özgürce ifade edebilirler ve bu özgürlükleri anayasa maddesi ile garanti altındadır. obama konuşurken sözünü kesen kişi bu kontrata güvenerek konuşmaktadır. obama da kontratın taraflarından biridir.

    abd'de de olmuyor mu bu tip bireysel özgürlüklerin kimi zaman kısıtlandığı durumlar? pekala oluyor. ülkenin ve sisteminin vizyonu şudur: abd özgürlükler ülkesidir ve bu vizyonu oluşturan, vizyonlarına sahip çıkan amerikan halkıdır. özgürlüklerin kısıtlandığı durumların artmasını ve normlaştırılmasını hiç istemezler. o yüzden ekranda sözü kesilen başkanları medeni davranır.

    sivil ve bireysel özgürlüklerden haberi olmayan kişilere sorsan tabi danışıklı dövüş. yalandan da olsa şunu biz de görelim demiyor da danışıklı dövüş diyor. bildiğin köle.

  • "eski sevgilimin adını versem nick'ini söyler misiniz?"

    ne demek arkadaşım, aranızı bile yaparız gerekirse...