hesabın var mı? giriş yap

  • yüzme kırmızı kasların, vücut geliştirme beyaz kasların hacmini artırır.
    yüzme dayanıklılığı, vücüt geliştirme gücü artırır
    yüzme aerobiktir, vücut geliştirme anaerobiktir
    yüzmede eklemlere binen yük çok azdır, vücut geliştirmede eklemlere çok daha fazla yük biner.
    yüzmede sakatlık riski yok denecek kadar azdır, vücut geliştirmede sakatlık ihtimali çok yüksektir.
    yüzme kardiyovasküler sistemi çok sağlıklı çalıştırır, vücut geliştirme kardiovasküler sistemi zorlar.
    yüzmede vücut yağ tabakası oluşturmaya yatkınken vücut geliştirme kas hacmini artırır.
    yüzmede çoklu kas sistemleri çalışırken vücut geliştirmede tekli veya birkaç grup çalışır.
    yüzme sakinleştirir, vücut geliştirme saldırganlaştırır.
    yüzmede östrojen, vücut geliştirmede testesteron daha fazla salgılanır.
    yüzme beynin sağlıklı çalışmasına katkı sağlar, vücut geliştirme motor beyinle yapılır.
    her ikisinde bireysel olmasına rağmen yüzme asosyal, vücut geliştirme daha sosyal bir spordur.
    her ikiside mantari hastalıkların tehdidi altındadır.
    yüzme her yaş için faydalı iken vücut geliştirme 18-35 yaşlar arasında yapılması en uygundur.

  • ortaokuldayken beden dersinden sonra bodrum kattaki spor salonuna kilitlenmiş ve sesini kimseye duyuramadan teneffüs boyunca bekletilmiş, boş derslerde yaka paça sınıftan dışarı atılmış, din derslerinde sürekli yetim ilahileri söylenerek babasının ölmüş olması üzerinden canı yakılmaya çalışılmış biri olarak asla katılmadığım önerme

  • trt'de rock market isimli bir program vardı. her türlü metal müzik grubunun video klipleri ve konser görüntüleri gösterilirdi. "aman insanlar tepki göstermesin" kaygısıyla daha ılımlı gruplar da seçilmezdi. hayatımda ilk kez bir black metal şarkısını o programda dinlemiştim. emperor'ın klibiydi.

    internetten video izlemek gibi bir olanağı olmayan bizler için inanılmaz değerli bir programdı. bugün işi gücü gerici siyasi propaganda olan trt'nin eskiden böyle bir program yayınlıyor olması inanılmaz değil mi?

    jenerik müziğini de ekleyeyim şuraya, nostalji olsun: tık

  • devamlı yaşadığım ikilem. inanılmaz bir şey. içinde yaya ve araba olan herhangi bir trafik senaryosu düşünün. karşıdan karşıya geçicem diyelim, direk yavaşlamayan arabalara kıl oluyorum.

    "lan ölür müsün biraz yavaşlasan" diye sayıklıyorum içimden.

    fakat aynı durumda arabadaki şahıssam; "lan öküze bak arabanın geldiğini görüyor hala dikiliyor yolun kenarında" diye düşünüyorum.

    empati falan yok. o an hangi ulaşım aracını kullanıyorsam kendimce tartışmasız şekilde haklı olan ben oluyorum. devlet buna bişey yapması lazım.

  • go kart aracıyla evlenilerek kolayca çözümlenebilecek bir sorundur. sonrasında boşanmak yerine de araç arabam.com dan hasarlı olarak satılabilir. bayandan ve sigara içilmemiş olduğu için kolayca elden çıkacaktır. paniğe gerek yok.

    edit: başlığı açan kişiyi (doğal olarak) trolllere eklemiş ve göremeyen milyonlarca yazar için haberi ben de paylaşayım, araba-insan ilişkilerine bir katkım olsun. bir de kendime not: gokart'a binerken senden öncekinin indiğinden emin ol.
    terbiyesiz go kart haberi

    bir de bunu evlendiğin adama açıklama faslı var;

    -ben bizim salih abinin gokartına bindimdi
    -eeee
    -gokart bi kaydı ki sorma
    -yani?
    -yani işte bildiğin gokart kazası oldu. gerisi malum..
    -??

  • doğun, büyüyün, okuyun, iş sahibi olun, evlenin, çocuk sahibi olun, çocuk büyütün, çocuk okutun, emekli olun, ölün. ve bunların hepsini türkiye'de yapın.

  • başlığı okuduğumda italyan koca bulunca din değiştiren manken zannettim.

    baya bildiğimiz sucukmuş anasını satayım.