ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ssg'nin microsoft'ta sözlükten bahsetmesi
-
gates- suser'lar arasında kaçak windows kullananları tespit edecek bir komponent yazmanı istiyorum ssg. sonra da bunu banner'a embed et, gömbed et.
ssg- gerek yok. yazılıma para veren hıyarlar diye bir başlık açarız, herkes rengini belli eder.
gates- ankete girmesin?
ssg- anladın sen anladın
o gün şampanya patlatanla mı rabbine şükredenle mi
-
hangi temiz alın?
ben sizde temiz alın göremiyorum.
sizin günahlarınızın yanında şampanya abı hayat kalır. söyletme şimdi günahlarınızı, hapse atıyorsunuz sonra.
2010 süper lig yayın ihalesi
30 yıl sonra gezi olayları hatırlanmayacak
-
ahmet davutoğlu garipliği. hayali desek daha iyi. nasıl acıtmışsa.
"10 yıl sonra, 30 yıl sonra 2013 deyince bunlar mı hatırlanacak? ben şundan eminim istikametimiz değişmez, özgüvenimiz sarsılmaz yolumuza ilk çıktığımız andaki ilkelerimiz yine yolumuzu yenileyerek aydınlatmaya devam ederse 30-40-50 yıl sonra gezi olayları, 17 aralık falan hatırlanmayacak" dedi."
gezi'yi de seni de hiç unutmayacağız ahmet.
(bkz: davutoğlu'nun gündüz düşleri)
kar yağıyor bugün işe gelmeyin diyen patron
olan biten
-
ekşi sözlük, 17 nisan'da kadir has üniversitesi'nin teknoloji ödülleri çerçevesinde oy çokluğuyla en iyi paylaşım sitesi ödülüne layık görüldü. "ama rajrex hariç" diye de not düştüler. (yok yok düşmediler)
arkadaşa borç para vermek
-
insanoğlu bununla ciddi ciddi sınanıyor demek ki. derler ya hani, ya arkadaşını kaybedersin ya paranı. bazen ikisini de kaybediyorsun da hangisine üzüleceğini bilemiyorsun. ben borç isteyenlere: "valla bozuk yok abi üstümde." diyorum da, babam bu konuda hayır diyemiyor. kendisi kefalet konusunda da bir numara olup hali hazırda bir arkadaşının kredi borcunu da üstlenmiş aşmış bir şahsiyettir. efendim, benim bu babam yine bi gün bir arkadaşına borç verdi. yıllar geçti, adam ödemedi. geçen gün "yea bi mustafa amca vardı, ne oldu ona?" diye sorunca ben, babam sitem etti, arayıp sormuyor, telefonlara çıkmıyor, düğünümüze bile gelmedi, artık sevmeyeceğim, dedi. üzüldüm. çok iyilerdi.
neden sonra bikaç gün önce, bi telefon gelmiş, mustafa amca babamı aramış. ankara'daymış. kalbinden ameliyat olacakmış. acaba helallik mi istiyor, dedim, şomağızlı dediler, her ameliyat olan ölüyor mu? bilmem. ölmüyor mu? babama sen nasılsın demiş, benden bir isteğin var mı demiş. babam da, canının sağlığı demiş. konseptten ayrılmamış. dur demiş hatta, hastaneye geleyim, göreyim seni bir. ayy canım ya son kez bi görmek istedi demek arkadaşını dedim, şomağızlı dediler, niye son olsun? bilmem. neden olmasın? annem, hastaneye gitmek üzere hazırlanan babamı, işte sen böylesin, çok iyisin, herkesin her şeyine koşuyorsun, saf mısın nesin diye inceden inceye doldururken; benim yüce gönüllü babam, hasta yatağındaki bunca yıllık arkadaşını müdafaa için şunları söylemiş: "gideyim ya, belki parayı verir."
erciyes üniversitesi dekanının atatürk paylaşımı
-
yazıda belirtilen " türk'ün" ifadesi yerine " arap'ın " ifadesi kullanılmalıydı...
mesela alfabe türk'ün değildi.
1995 yılından hatırda kalanlar
-
"yarın, öbür gün bu dinciler iktidara gelip imam hatipten yetiştirdiği talebeleri yargıç, avukat, hekim, mühendis, belediye reisi gibi devletin her koluna atayıp, en son bu talebeleri harbiyeye sokarak orduyu ele geçirip devleti her koldan kuşatacaklar. ama şu an kimse bunun farkında değil" diyerek geleceğe ışık, projeksiyon, hatta deniz feneri tutan; "türk insanının yüzde 60'ı aptaldır" sözüyle tepki çekip özür dileyen ve sözünü "türk insanının yüzde 90'ı aptaldır" şeklinde düzeltip alçaklara uğratılan yurdum insanına dair en bir gerçek tespiti yapan büyük usta aziz nesin'in vefatı. yıldırmaya, hatta öldürmeye çok çalıştılar ama bir kalp krizi sonucunda vefat etmişti aziz usta.