hesabın var mı? giriş yap

  • bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemler belirlenmiş (business ınsider'ın yalancısıyım)

    *kırımızı giymek (güç sembolü olarak görülüyor)
    *kirli sakal (olgunluk ve erkeksiliği işaret ediyor)
    *karizmatik duruş (dik dur eğilme)
    *gülümsememek (gülümsemek erkeği yavşak gösteriyormuş)
    *kaslar (subliminal olarak iyi genlerim var görüntüsü veriyormuş)
    *terlemek (ter içindeki bir bileşim kadınları harekete geçiriyormuş)

    evet.

  • niye ? çünkü devletin eksiğini oy verenlerine göstererek devleti müşkül duruma düşürdü. en ufak oy kaybına tahammülü yok tabi yönetenlerin.

  • özetle; yurtdışına gidenlere "kalın ve savaşın" demiş fakat neyle savaşılması gerektiğini söylememiş yazıdır.

    mesela zorlayıcı ekonomik koşullarla mı, dış güçlerle mi, iktidarla mı, muhalefetle mi, cehaletle mi neyle savaşmalıydı da kaçtı bu insanlar?

    edit: bir takım düzeltmeler.

  • bunlardan birisi de benim; hemen üstteki entride de malın önde gideni olduğum yazılmış.

    bir üstteki arkadaşa katılıyorum, son 5 yılda işim icabı 15 farklı ülke görmüşümdür, bir çok kişinin facebook'ta paylaşmak için öleceği fotoğrafları arşivimde saklar, dostlarımla bazı gece içmelerinde açar, eğleniriz. zaten en yakın 3 dostumdan ikisinin de bu sosyal hesapları yok. e diyorlar ki: "eski arkadaşlarını buluyorsun". ya ben zaten sevdiğim, görüşmek istediğim insanları bir şekilde bırakmıyorum. bahsettiğim dostlarımdan ikisi ilkokul arkadaşlarımdır. 25 yıl önce ilkokuldan birilerini daha bulsam ne olacak? kardeş mi olacağız bu kadar zaman sonra?

    twitter'ı gezi zamanında açmıştım, sonra gereksiz ve yorucu buldum. bir de oradaki tipleri görünce onlardan birisi olmak istemedim. kültür diyorsanız konuşacak bir kaç kelamımız var elbet ama onu da cemiyette seslendirmeyi tercih ediyoruz.

    instagramı da yemek fotoğrafı ve sadece kendilerinin "selfie"lerini çekenler yüzünden sevmiyorum.

    özetle tüm bunlardan uzak durmak istememin sebebi insanların elinin altında olmaktan kaçınmak. bu kadar kolay ulaşsınlar istemiyorum bana. zaten herkesin birbirine benzediği şu ortamda özgünlüğünü birazcık olsun korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. özellikle de erkekler için..

    adam gidiyor, facebook'ta (onlar feys diyor tabi) çiftlerin fotoğraflarının altına "cnm yaa cokh yakışmışsınız" yazıyor, sonra gelip beni burada mallıkla suçluyor. neyse...

  • + what do you study?
    - i'm reading economics
    + you mean studying, right?
    - boğaziçi university
    + ???
    - i read in boğaziçi
    + ?!!
    - are you manzara?

  • şu ana kadar oynadığı şampiyonlar ligi ön elemelerinden sadece 1'ini kaybetmiş takım. (2009)

    1993-94

    galatasaray - cork city 2 - 1
    cork city - galatasaray 0 - 1

    manchester united - galatasaray 3 - 3
    galatasaray - manchester united 0 - 0

    uefa bu eşleşmeden sonra dev takımlar telef olmasın diye seri başı uygulamasını getirdi. (1994)

    1994-95

    avenir beggen - galatasaray 1 - 5
    galatasaray - avenir beggen 4 - 0

    1997-98

    sion - galatasaray 1 - 4
    galatasaray - sion 4 - 1

    1998-99

    galatasaray - grasshoppers 2 - 1
    grasshopers - galatasaray 2 - 3

    1999-00

    rapid wien - galatasaray 0 - 3
    galatasaray - rapid wien 1 - 0

    2000-01

    saint gallen - galatasaray 1 - 2
    galatasaray - saint gallen 2 - 2

    2001-02

    galatasaray - vllaznia 2 - 0
    vllaznia - galatasaray 1 - 4

    galatasaray - levski sofya 2 - 1
    levski sofya - galatasaray 1 - 1

    2003-04

    galatasaray - cska sofya 3 - 0
    cska sofya - galatasaray 0 - 3

    2006-07
    galatasaray - mlada boleslav 5 - 2
    mlada boleslav - galatasaray 1 - 1

    2008-09

    galatasaray - steaua bükreş 2 - 2
    steaua bükreş - galatasaray 1- 0

    galatasaray bu sezon 14. kez şampiyonlar ligi'nde. yalnızca 5 tanesi direkt katılım.

    (bkz: respect)

  • kur tahmini değil bir tespit yapacağım hede.
    18 tl'den dolar alanları suçlayan, onları paradan para kazanmakla itham edip size iyi oldu diyen tiplere biraz soğukkanlı bir düşünceye sevk ediyorum. şimdi oturup düşünün bakalım;
    1 kasım 2021'de dolar ortalama ne kadardı? 9,5 tl civarında. sen bunu uyguladığın yeni üretim modeli ile 20 aralık 2021 tarihinde kaça çıkardın? 18,40 tl. ne yapar? yaklaşık 50 günde tam 2 katına çıkmış dolar. yakın tarihte böyle bir örneğini görmeyen vatandaş ne yaptı? her gün %3-5 arasında değer kaybeden parasını korumak adına gitti 18 tl'den dolar aldı büyük riske girdi. burada sadece son gün satılan 6 milyar doların 4,5 milyar dolarının küçük yatırımcı denen sıradan vatandaşlar tarafından satın alındığı gerçeğini de kenara koyalım. sonra sen ne yaptın? 20 aralık gecesi doları bir anda 10,5 tl'ye düşürdün? bir gecede!! peki gerçekte bu durumdan kimler yararlandı? kenarda duran iki üç kuruş parasını her %3-5 değer kaybına kurban veren vatandaş mı?. sen şimdi diyorsun ki gel kardeşim. senin 18 tl'den aldığın doları 11 tl'ye ben senden alayım karşılığında %14 faiz vereyim. dolar yüksek olursa farkı vereyim. ya bunun ekonomik faydasını zararını geçiyorum. sen bir defa bu insanlara duygusal olarak bir şok yaşattın. sonra diyorsun ki gel yeni bir sistem buldum su çok sıcak boyu geçmiyor. neyse. daha yazacaklarım var da bende kalsın.