ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uçak motorlarının önüne tel örgü germek
-
motordaki sıcak hava arkada olur, girişte değil. dolayısıyla kafes erimez.
lakin, motorlarda mühim olan tertemiz boku çıkmamış havanın fan'a ve akabinde kompresöre alınmasıdır. bozulmamış havayı alırsanız, o havadaki enerjiyi üst düzeyde kullanabilirsiniz.
şimdi kafes koyduğunuz zaman, teller bir kere havayı yavaşlatacak, tellerde oluşabilecek sınır tabaka ve akış kopması nedeniyle mis gibi hava yerine ne bok olduğu belli olmayan, kaotik ve türbülanslı bir hava fan'a ve akabinde kompresöre giriş yapacaktır (turbofan motorlardan bahsediyorum).
böyle olunca o havayı sıkıştırması vs. yakması için daha fazla enerji gerekecek ve yakıt sarfiyatı artacaktır. dolayısıyla böyle bir şey mümkün değildir, motorsuz uç daha iyi.
edit: sarfiyat yerine gaza gelip tasarruf yazmışım, fusion2dx'ye uyarı için teşekkürler.
bütün parçaların güzel olduğu albümler
pkk'lıları tedavi ettiği için tutuklanan doktor
-
tutuklanması ambülansları tarayıp doktorları öldüren örgütün sempatizanlarının zoruna gitmiş doktordur. devlet hastanesinde çalışan ve işi bu olan bir doktor kalkıp pkklıların inlerine gidip onları tedavi ediyorsa o örgüte üye olduğundan bunu yapıyordur. hipokrat yemini hastane de yardımını bekleyen hastalar varken onları bırak da, teröristlere yardım ve yataklık et hatta belki bizzat teröristlik yap diyor da bizim mi haberimiz yok.
hastası olunan sözler
-
"iki biradan sonra herkes herkesi sever.
sen beni kahvaltıda sev"
#şiirsokakta
2024 memur maaşlarına yüzde 50 zam açıklaması
-
o zaman ben bugün işe gitmeyeyim de f-35 üreten özel sektör çalışanı arkadaşlarım trafikte rahat etsin.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
yıllardır cüzdanımda bereket duası diye sakladığım yazıyı tercüme ettirdim, arap nakliyat firması iş ilanı çıktı amk.
davutoğlu gole sevinirken şehit oğlunun mahzunluğu
-
şu resimde görülen yürek burkucu durumdur.
türkiye'de neler yaşandığını çok güzel özetliyor.
aşk-ı memnu'dan akılda kalanlar
-
(bkz: doruk'u öp benim için)
ebu zerr
-
arabînin birisi atlı olarak yola çıkar. uzun yol aşılır, arabî bevl etmek için atından iner. bu arada at, ordaki bir bahçenin ağaçlarının yapraklarından yer.
bunu gören bahçe sahibi öfkelenir ve yerden aldığı taşı ata atar, at ölür.
öfkesine yenilen arabî de yerden bir taş alır ve o kişiye atar, eceli gelmiş olan adam o taş sebebiyle ölür.
adamın mirasçıları arabîden davacı olurlar ve kısas isterler.
durum resullullah'a intikal eder ve hükmetmesi istenir.
halk, ölen adamın mirasçılarını kısas değil de diyet istemek hususunda ikna etmeye çalışır, ancak başarılı olamazlar.
kısas yapılmasını yani arabînin öldürülmesine karar verilir.
ancak arabî der ki:
- bana 3 gün müsaade edin. geride bıraktığım yetimlerim ve onlar için sakladığım altınlarım var. izin verin gideyim, altınları ve yetimleri birisine emanet edip, geri geleyim der.
rıza gösterilmez zira adamın geri döneceğinden kimse emin değildir.
arabî halkın içinde bakınır ve bir sahabeye yönelerek:
- sen benim yerime vekil olur musun? der.
bu sahabe ebu zer'dir ve teklifi kabul eder.
arabî yola çıkar, şayet geri dönmezse öldürülecek olan ebu zer olur.
aradan 3 gün geçer ve arabî geri gelmez.
ancak günün tam olarak tamamlanması için akşam olmasını beklerler.
bu esnada halk ebu zer için hayıflanmaktadır.
derler ki ebu zer'e:
- neden bilmediğin bir kimseye vekil oldun?
cevap verir mübarek:
- kabul etmeyip, "müslümanlar arasında yardımlaşma kalmamış mı dedirtseydim?" der.
akşamın son saatlerinde ilerden bir toz bulutu görülür.
gelen o arabîdir.
- sadece bir atım vardı. çatlatırcasına koşturdum ve gelirken öldü. geri kalan kısmı yürümek zorunda kaldım, bu yüzden geç kaldım diyerek durumu izah eder.
bu sefer halk arabîye sorar:
- gitmiş, ölümden kurtulmuştun. neden geri geldin?
- geri gelmeyip "müslümanlar arasında ahd e vefa kalmamış mı dedirtseydim?"
olan biteni izleyen davacılar, elbette ki durumdan etkilenir ve diyete razı gelirler. hatta akabinde diyetten de vazgeçerler.
ve derler ki:
- biz onu affetmeyip, müslümanlar arasında mürüvvet kalmamış mı dedirtseydik?