hesabın var mı? giriş yap

  • - sizin kazancınız= onun/onların kaybı veya tam tersi sonuç veren oyunları temsil eder. burada ince nokta şudur ki eğer oyunu başlatırken elinizde bir değer varsa (sermaye, petrol, kumar partisine giriş parası gibi), oyunun sonunda elde ettiğiniz gelirden bunu çıkarmanız gerekir. yani kazancınız karşı taraftan aldıklarınız olmalı.

    - üç arkadaş (ali, veli, ayşe) masaya 50 şer lira para koydunuz. her biriniz aynı anda zar atacaksınız şartlar :
    a)eğer zarlardan biri diğer ikisinden de büyük gelirse o tüm parayı alacak
    b) zarlardan ikisi birinden büyük gelirse parayı ikiye bölecekler
    c) üç zar da aynı gelirse kimse bir şey almayacak

    - ilk senaryoya gelelim alinin zar 6, veli 3 ve ayşenin zarı 4 geldi. ali tüm parayı alır. ilk maddede açıkladığımız gibi alinin kazanıcı 150 tl değildir. çünkü 50 si zaten kendi parasıydı. alinin kazancı 150 tl(total para)-50 tl(kendi koyduğu para) = 100 tl. peki veli ve ayşe kaçar lira kaybetti 50 şer tl. oyundaki toplam kazanç (100 tl) = toplam kayıp (50+50 tl)

    - ikinci senaryo, ali ve ayşenin zarları 5 geldi, veli 1 attı. ali ve ayşe 75 er lira aldığı için
    ali ve ayşe kazanç (25+25)=velinin kayıp(50)

    - üçüncü senaryoda ise üçünün de zarı 3 geldi. o zaman herkes kendi parasını geri aldığı için toplam kazanç gene 0 oldu.

  • kafası çok güzel.

    **
    en sevdiğiniz şehir hangisi?
    - porto unutulmazdı

    -------------

    en'leri...

    en sevdiğiniz beş şehir
    berlin, viyana, ljubljana, paris, dubrovnik
    **

  • nadya'nın bir çubuğu tek eliyle sokmuşken ikinci eliyle destek vererek karşı takıma poanı altın tepsiyle sunduğunda sesi soluğu çıkmayan ağzı bozuk bozok'un, yine dolduruşlara gelip böğürdüğü yarışma.. ayrıca nadya '' çocuğunu bir daha göremeyeceksin, bir daha sultan'ı göremeyeceksin, bir daha annemi, babamı göremeyeceğim'' falan diyerek milleti karşı grubun üzerine püskürttü resmen.. sanırsın sadece kazanana yaşam hakkı veriyorlar, eleneni konseyden sonra vuruyorlar..

  • dinin bug'ını buldum, artık çok rahatım;

    geçen gün tüm işlerimi bitirmiş evde boş boş otururken, yine acayip kötülük yapıp, delicesine günah işleyesim geldi. içimden bir ses "git tapu dairesine, görevli memura rüşvet ver" derken, başka bir ses de "konu komşunun kızına iftira at" diyordu. bu sorunlu içgüdüme sebep olan unsuru sorgulamak için mahalleden oldukça feyizli bir abimizin yanına gittim ve sohbete başladık.

    + feyizli abi, ben niye böyleyim, niye devamlı kötülük yapmak istiyorum?
    - bak canım kardeşim, şeytanla allah arasında asırlardır süregelen bir tatsızlık olduğunu biliyorsun di mi?
    + evet abi, biliyorum.
    - bu tatsızlık sebebiyle şeytan kendi gücünü gösterebilmek amacıyla insanları dinden, imandan çıkarmak için devamlı mücadele eder, imanlarını zayıflatmak için uğraşır. unutma ki şeytan devamlı seni kötülük yapman için kışkırtacaktır. bundan dolayı iradeni her daim güçlü tutmalısın.
    + peki şeytan neden benim kötülük yapmamı istiyor?
    - dinden çıkaramadıklarına en azından günah işleterek, cehennemin nüfusunu arttırmak istiyor.
    + peki ya dinden çıkanlar?
    - onlar sonsuza kadar cehennemde yanacaklar zaten.
    + bu durumda ateistler sonsuza kadar cehennemde yanacaklarsa, şeytanın ateistleri kötülük yapmaları için kışkırtmasına gerek kalmıyor.
    - evet lan!
    + bu durumda ben de ateist olursam şeytan yanıma bir daha uğramaz ve ben de asla kötülük yapmam.

    evrenin sırrını bulmuşçasına sevinçten birbirimiz sarıldık ve dakikalarca halay çektik. akabinde ikimiz de derhal ateist olduk. ne bir rüşvet verme isteği, ne de kafa kesme arzusu kaldı içimizde. planımızın son aşamasında, ölmeye yakın kelime-i şahadet getirerek, günah işlememiş müslümanlar olarak direkt cennete girmeyi garantilemiş olacağız. allah ne kadar süper bir şey lan.

  • hemen 35 milyar dolara yabancılara satılmalıdır.

    debe editi: bunca yıllık suser'im, ilk defa bi entry'm bu kadar favorilendi ve debe'ye girdi. kendimi 50 sene oscar alamamış, yıllar sonra teselli için yaşam boyu başarı oscarı verilmiş yaşlı karakter oyuncusu gibi hissettim.

  • -akşam beraber yemek yiyelim mi ordan da bir mekana geçer birşeyler içeriz..
    - ne gerek var o kadar masrafa direk sana geleyim..
    -canım benim..