hesabın var mı? giriş yap

  • yaramazlık yapan, mızmızlanan çocuğa annesinin çocuğun tam ismiyle(kimlikteki ismi) seslenmesinden sonra çocuğun anında dünyanın en uysal çocuğuna dönüşüvermesi.

    -edie sana otur yerine dedim. yemeğini bitirmeden oradan kalkamazsın !!!

    - hayır anne daha fazla yemek istemiyorum.

    - edward christopher jerkinson lütfen yerine otur ve o yemeğini bitir.

    - peki anne...

    nedendir bilinmez, kimlik isminin amerikalı çocuklarda etkisi çok büyük.

  • 21 senedir oturduğumuz evi satışa çıkarıp arka balkona "satılık" ilanını astıktan 4 ay sonra bir gün balkonda çay içerken bizi gören 21 senelik üst komşumuzun gülümseyen bir suratla "hayırlı olsun!!! evi siz mi aldınız? :)))))" diye seslenmesi. varlığımızdan haberi yokmuş adamın.

  • bir arkadaşım uyku konusunda huyluydu biraz. takıntılarından biri de yanında yönünde kimsenin yatmaması. aynı odada bile biri varken rahatsız oluyor ama yanında biri yatarken mümkün değil uyuyamıyor. ortaokuldan beri tanıyorum o zamandan beri var bu huyu.

    bir kızla birlikteydi. bir gün sevgilisiyle konuşurken bunun konusunu açtım. hani bekliyorum ki kız da şikayet edecek, güleceğiz falan. ama kız çok şaşırdı. yok öyle bir huyu dedi.

    meğer çocuk kıza sarılıp bir dakika bile uyumadan bütün gece yatıyormuş öyle. sonra sevgilisi gidince sabah uyuyormuş olur da fırsat bulabilirse. kızın haberi bile yok. ne uyuyamıyorum demiş ne bir şey.

    bence bu çocuğun seni seviyorum demesine gerek yok.

  • neden öyle hareketli, neşeli bir müziğin arka planda çalındığını merak ettiren görüntüler.

    hem kafamla ritim tutuyorum hem kazalar eyvah eyvah diyorum.

  • hoşgörüsü bol köydür.

    2 sene önce ramazan ayında köydeki matematiksel iktisat kampına katılmıştım.
    oruç tutanlara kimse ters bir bakış dahi atmıyordu.
    hatta muhabbetin uzadığı gecelerde, sahura kalkan arkadaşlarla güzel de bir ortamımız oluyordu.

    yani, anlamıyorsanız, bok atmayın ya.
    ali nesin ağzıyla söyledi zaten;
    "çapsız ülkelerde çaplı insanları sevmezler. herkes çapsız olsun ki, çapsızlıkları fark edilmesin"

    abuk subuk yorumlarla çapsızlığınızı ortaya çıkarmayın.
    şu güzel ortamı bozmayın.

  • 6 kişi için toplam 30 lahmacun almaya gidilmiştir. bir lahmacuncuya girilir ve sipariş verilir. bitmek üzereyken paketleyen şahıs:
    -ağbbi paket olcak dimi?
    -yok sar, elimde yicem

  • bilinç; bilinçlilik hâli (system conscious/sys cs) bir kimsenin çevresinde olup bitenleri zihnen yorumlaması ve her şeyin gerçekçi düzeyde farkında olmasıdır.

    ingilizce'de consciousness; (bilinç) kelimesinin; 'kendinin varlığına duyarlı veya farkında olmak' şeklinde tanımı ilk kez 1620 yılında, 'being conscious = bilinçli olma(k)' tanımı ise ilk defa 1678 yılında verilmiştir. kelime kökenini latince'de 'bilmek ve bilgileri diğerleriyle birleştirmek' anlamına gelen conscius ((con-scio) sözcüğünden almaktadır.

    almanya'da da bilinç ve bilinçli olmak fiili anlamına gelen bewust –'bewusststein sözcükleriyle yaklaşık aynı dönemde dolaşıma girmiştir.

    bilinç, pozitif bilim perspektifinden fiziksel ve kimyasal süreçlerin yan ürünüdür. ancak birkaç bin yıldır bilincin yapısını inceleyen filozofların ve bilim insanlarının araştırmalarına rağmen mahiyeti tam olarak çözülemeyen bilinç kavramı gizemini korumaktadır. bu nedenle çok tartışmalı bir mesele olan bilinç kavramına ilişkin detaylı bir tanım vermek pek kolay değildir, bilinci tüm bileşenleriyle çözmek, iç yüzünü tam olarak anlamak ve anlaşılır kılabilecek şekilde açıklamak da zordur. bilimsel zeminde yapılan yüzeysel bir değerlendirme bilinci genel hatlarıyla kavramak için faydalı olabilir:

    “kişi(ler), gerek zihinsel süreçlerinin anımsanabilir, gerçeklik sınamasına (reality testing) uyumlu, anlamlı ve bulunduğu koşullara uyum sağlayabilecek kelimelerden oluşan cümleleri, gerek düşünsel süreçlerini ve gerekse ifadelerinin iletişimsel açıdan yönlendirebilirliği kriterlerine bakılarak, bilinçli sayılırlar."

    freud'a göre, insanın bilinçliliği, bilinçötesi yaşantılara kıyasla çok daha dar ve yüzeysel bir fonksiyondur. bilinçlilik için çok miktarda psişik enerji gerekir ve bu enerji ruhsal süreçlerden sağlanır. herhangi bir anda, zihin genelde tek bir şeyle meşguldür, fakat zihin sürekli sabit değildir; bir fikirden diğer bir fikre veya bir anıya geçişler de yapılır (mobility).

    bilinçli algı sisteminin işleyişi bir radar gibidir dolayısıyla dış dünyadan alınan uyarı akışı nedeniyle zihin, önemli bir olay ya da tehlike içeren bir sinyal algıladığında, 'bilinçötesi'nden fikir ve anı şeklinde destek alabilir. bilinçötesi deneyimlere dair gereksinim bittiğinde, zihin tekrar normal fonksiyonlarına devam eder.

    freud, prensip olarak, bilinç kavramını, motor etkinliği kontrol eden, iç ve dış dünyalardan gelen uyaran ve dürtüleri kaydedip depolayan; buna paralel psişik enerjinin dağılımında çok önemli bir göreve sahip 'dikkat duyu aygıtı' şeklinde değerlendirmiştir.

    bilinç, üstte ele alınan veriler ışığında bilinçötesi ya da yaygın tabirle bilinçaltı veya bilinçdışından bağımsız değildir. öyle ki alman yazar goethe de spinoza'dan referansla bilinç ve bilinçötesini; "yaratıcı düşüncenin oluşumu için gerekli ve insan zihninin ayrılamaz iki bileşeni" diye tanımlar.

    bu yüzden bilinçötesinde de biraz bahsetmek gerekli diye düşünüyorum.

    bilinçdışı = bilinçaltı= bilinçötesi ingilizce 'unconscious'un türkçe karşılığıdır. 'bilinçdışı' sözcüğü daha popüler olsa da freudyen ilkelere bağlı psikanalistler, 'bilinçötesi' terimini kullanmayı tercih ederler. bu iki kalıp arasında kavramsal açıdan pek bir fark yoktur. bilinçötesi fazında işlevsellik, bireyin bilincinin kontrolü dışında otomatik seyreder.

    bilinçötesi'nin varlığının somut delillerle ortaya koyulması ve ispatlanması mümkün değildir. daha çok sezgisel bir alandır. ama sembolik rüyalar, nevrotik semptomlar, hipnotizma, post hipnotik telkin (post-hypnotic suggestion), çoğul kişilikler (multiple personalities), günlük yaşantılar sırasında oluşan ve genel anlamda freud sürçmesi diye de bilinen dil sürçmeleri (fehlleistung) -unutkanlıklar; otomatik yazma fenomeni (automatic writing) ve bunlara benzer durumlar bilinçötesinin varoluşuna kanıt olarak gösterilir. bu tipte istem dışı refleksler sırasında bilinçsel kontrol devreden çıkmıştır. psikotik akıl hastalıkları bilinçötesi fenomenlere dair deneyimlerin yaşantılandığı klinik tablo şeklinde tanımlanır.

  • müşteri memnuniyetinde zirveyi yaşatan işletme. ülkece akıl sağlığı kaybedileli çok oldu. bu sebeple zincir restaurant ve petrol istasyonları hariç hiç bir yerde durmam. muhatap olacağınız insanlara dikkat edin.

  • çok değil bundan 1.5 sene önce rusya'nın ankara büyükelçisi aleksey yerhov s-400'ler hakkında ne demiş beraber bakalım.

    'türkiye'nin bizden satın almak istediği ürünü biz sattık. bu sistemlerin sahibi türkiye'dir. tamamen ülkenin kararına bağlı bir durum. duruma basit bir örnekle bakalım: ben bir aracın distribütörüyüm siz de benden araç almak istediniz. satış yaptık. sizden parayı aldım, aracı verdim. araç sizin. ister plaja gidin, ister patates taşıyın, isterseniz üstüne makineli tüfek monte edin savaşa katılın,onu garajda saklamak sizin doğal hakkınız.'

    kaynak

    bu açıklama ışığında ukrayna isterse sihaların üzerine makineli tüfek takıp taraya taraya bile gidebilir, isterse de marş şarkı yazar ve bundan türkiye'nin sorumlu tutulması gibi saçma bir mantık olamaz.

    (bkz: senin adamın gol diyo)

  • baştan aşağı sepya ambiyansıyla soluk sarı-kahverengi tonlarıyla ve morgan freeman babanın harika tripleriyle dolu gerçek bir gerilim. "beyler yedi tane ölümcül günah vardır" derken o nasıl bir duruştur morgan baba ya!!!

  • bencil bir varlık beyanı. doğru ama o ve onun gibiler sümeyye'ye at alınsın diye, emine hanım mangoyu kurutup saklasın diye, tayyip hergün bıldırcın yesin diye vergi veriyor. bir köpeğin günlük ihtiyacı ile aksaray'ın 1 saatlik elektrik giderini mukayese edemeyen vicdansızlar utanmadan buraya bu fikrini yapabiliyor. vay be. bunlara da insan diyorlar.