ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atatürk'ün sokakta pelerinle gezmesi
-
süper kahramanlar pelerin giyer.o yüzden giymiştir.
parkta spor yapan hamile kadına saldırı
-
spor yaparken saldırıya uğrayan bir kadının saldırıyı anlatırken "üzerimde kapüşonlu mont vardı ve her yerim kapalıydı" şeklinde bir açıklama yapması, daha doğrusu kendini böyle bir açıklama yapmak zorunda hissetmesi ne kadar acı verici bir şey lan. allah belanızı versin, memleketi getirdiğiniz hale bak.
kebapçıda görülen hürmet
-
ömür boyunca başka hiçbir yerde görülemeyecek hürmettir. öyle bir hürmettir ki insana kendini değerli hissettiren şeyler listesinde ilk üçe girer. "bi şey lazım mı abicim?, bi salata daha ister misin?, çay da alır mısınız abicim?". iki ay uzak kaldıktan sonra ilk defa gören annemden daha iyi bakıyolar. kebapçıdan bi çıkıyorum sanırsın bir paşa, bir şehzade.
ben bu hissi pizzacıda "hamuru incecik olsun mu?" sorusunda yaşayamıyorum. veya bir lira farkla kolanızı ve patatesinizi king boy ister misiniz? benim gururumu böylesine okşamıyor. ama bir "hemen yeniliyorum abi ezmeyi" beni mest ediyor. şimdi yolu adana kebapçılarına düşmemiş, kebap diye bir kısım et parçaları yedirtilmiş olan kitle ne diyor olm bu? diyebilir ama durum bu. diyeceklerimi buraların meşhur bir sözüyle sonlandırıyorum. "o yediğiniz abur cuburlar boy boy, şimdi bi acılı adana olacak idi oy oy."
boğaz köprülerinin çift taraflı ücretlendirilmesi
-
--- spoiler ---
1 ocak 2022 tarihinden itibaren köprü geçiş ücretleri iki eşit parçaya bölünerek iki yönlü olarak değiştirildi. boğaz köprülerinde tek yön otomobil geçiş ücreti 8,25 lira olarak belirlendi.
--- spoiler --
geçen sene karayollları yok öyle bir şey diye kendini paraladı
ne oldu
demek ki varmış
artık köprüden gidiş geliş 16.50 tl verilecek
boğaziçi köprüsü 40 yıldır faaliyette
maliyetini şimdiye kadar 100 kez çıkarmıştır
bu köprüler kamunun değil mi
neyin zammı olduğunu bir aktrol'den açıklamasını bekliyorum..
demirel'in özal'ın aklına gelmeyen sağolsun reis'in aklına geldi
acıma reis
vur kırbacı
sanki seçime gitmeyecek gibi kanırt bu milleti
edit: hızımı alamadım
birkaç şey daha yazacam
evim ümraniye'de
işyerim maslak'ta
benim için kadıköy'e gitmekle maslak'a gitmek arasında fark yok
kadıköy'e giderken para ödemiyorum da
maslak'a giderken neden para ödüyorum
ayrıca anadolu'da özellikle de karadeniz'de pek çok şehre gittim
pek çok yolu tüneli köprüyü kullandım
mesela karadeniz otoyolu neden ücretsiz
onu da paralı yap
mesela trabzon'un içinden geçen upuzun tünellerin de başına birer ogs ve hgs gişesi koy
bakalım trabzon ve rize'den bir daha oy alabiliyor musun
onlar para ödemiyor da istanbullu neden para ödüyor
istanbul'da yaşayanlar bu ülkenin sağılacak inekleri mi?
yaran olaylar
-
ikiz dayılarımın birbirlerinin doğum gününü kutlamayı unutması ve akabinde küsmeleri.
fetö ile olan bir anını yaz
-
hepsi fetöyle kucak kucağayken üstümüze saldırttığı polislerine 'fettullahın p*çleri, yıldıramaz bizleri' diye bağırmak..
dağ evi + hatun + internet + 1000 kitap + ps4
-
hatun mutsuz olur, hayati size cehenneme cevirir.
avrupaya giden doktorların pasaportu iptal edilsin
-
nasıl ekşici olduğu şüpheli yazar sıçmığı beyanı.
kürtaj
-
kürtajı yaptıracak kişi dışında kimsenin söz hakkı falan olmadığı eylemdir efendim. o bebek dediğiniz şey annenin vücuduna tamamen bağımlı bir varlık. anne olmazsa yaşayamaz ve sen de kalkıp anneye bu varlığı beslemek zorundasın deme hakkını nerden buluyorsun merak ettim. kısacası o varlığın anneden bağımsız bir "hayat"ı yok ki zaten bu hayat konusunda annenin daha üstünde bir makamın söz hakki olsun. ha varsa öyle bir teknolojiniz, 2 aylık fetusu anne karnından alıp başka yerde büyütebiliyorsanız, buyrun sunun kürtaja alternatif olarak. yoksa kesin sesinizi bi zahmet.
izmir-istanbul yolunu kullanmak için 117 tl ödemek
-
dakikası bile önemli olan adamların dakikalarca sözlükte entry yazarak kutladığı nefis gelişme.
edit: @2 was here (başıma kalmış nefis başlıktır, buraya reklam alınır)
25 yaşından sonra aşık olmanın imkansızlaşması
-
aşktan tam olarak ne anladığınıza göre değişebilen bir durumdur.
lise aşkları biraz farklıdır ve hormonların yeni yeni etkisini göstermesiyle başlar. bir şekilde delicesine aşık olursunuz. onu düşünmeye, sürekli hayaller kurmaya başlarsınız. yeme-içmede bir azalma olur cidden iştahtan düşersiniz. bir çeşit güçlü bir takıntıya dönüşür bu aşk. onu düşünmeden yapmazsınız her şeyiniz bir kişi olur. öylesine güçlü bir istektir ki gözünüzü karartırsınız bu açıdan lise aşkı insanın hayatında ciddi bir iz bırakır. lise aşkı, aşkın çok vahşi ve içgüdüsel bir yönüdür.
üniversite aşkı ise daha farklıdır aşk duygusundan ziyade sevmek ön plandadır. onu seversin ve ona dair şeyler hoşuna gider. birlikte zaman geçirmeyi, delicesine bir şeyler yapmayı istersin. ortak anılar biriktirirsin her şey daha çok netleşmeye başlar. sevgililiğin en güzel dönemleridir lise aşkı kadar kaotik değildir mantıkta işin içine girmeye başlamıştır. pek çok şeyi sevgilinle öğrenirsin ve yaşarsın.
iş hayatına atıldığında ise artık hayatın gerçekleri yüzüne daha sert çarpıyor demektir ayakların yere sağlam basmaya başlar. ne istediğini iyi bilirsin hatta daha önemlisi ''ne istemediğini''. yorucu bir ilişkiye ve aptal oyunlara tahammülün kalmamıştır. aşkı, sevgiyi ve daha önemlisi uyumu aramaya başlamışsındır. olgunlaşırsın gerçekten seveceğin birisini ararsın geceleri ve boş zamanlarında... kendini anlatabileceğin, beraber dünyayı gezebileceğin, hayata karşı elini tutabileceğin birisini sevmek istersin. 25 yaşından sonraki aşk bir anda olmaz lise aşkı gibi ya da üniversiteli sevgisi gibi değildir. 25 yaşından sonra aşk zamanla gelişir bir anda birisine bir şey hissedemezsin. detayları bilmen gerekir, zevklerini görmen gerekir, kendini nasıl ifade ettiğini bilmen gerekir. bu açıdan aşkın en kaliteli halidir ne istediğini bilen iki insanın birbirine kavuşma serüvenidir.
bana göre 25 yaş sonrası aşk > üniversite aşkı > lise aşkı.