hesabın var mı? giriş yap

  • zihniyetini gondiklediğim mekan sahibi kodamanları ve/veya çakal esnafları kudurtan on numara şeydir kamp sandalyesi.

    kendi halinde, arkadaşları ile ya da tek başına sandalyesini atıp oturan insanlar nerenizi rahatsız ettiyse o sandalye de oranıza girsin.

    terörmüş, hadi lan bakın işinize.

  • " beyler; yanınızdaki bir kıza iki dirseğini de kullanarak göbek deliğine dokunamayacağını söyleyin. izleyin, keyfini çıkarın, bana sonra teşekkür edersiniz. "

  • takımım.

    sene 1996-1997, yer: kireçburnu-evde babannem, amcamlar ve halam var.

    babamlar 4 kardeş,

    babam ve halam: beşiktaş'ı
    büyük amcam: fenerbahçe'yi
    küçük amcam:galatasaray'ı

    tutuyorlar.

    büyük amcam soruyor "hangi takımlısın?" diye, "en büyük fener" diyorum, para veriyor.

    halam soruyor, "hangi takımlısın?" diyor, "en büyük amokaçi" diyorum, aferim diyor. amokaçi o zamanlarda benim için her şey, beşiktaş'ta bir tek amokaçi var sanıyorum, diğer 21 topçu diğer takımda. beşiktaş yenince adam tek başına kazandı diye düşünüyorum...

    küçük amcam en sevdiğim amcamdı, o soruyor "hangi takımlısın lan eşek sıpası?" diyor, "rerere rarara gassay gassay cimbombom" diyorum. sanırım soru sorarkenki samimiyetinden olsa gerek galatasaraylı kalıyorum...

    o yüzden belki de, fenerbahçe parayı, beşiktaş özveriyi, galatasaray ise samimiyeti temsil ediyor aklımda.

    o gün bugündür galatasaraylıyım, küçük amcam şu anda şizofren, herkesin ona komplo kurduğunu sanıyor, farkında olmadan gerçekte olmayan kişilerle konuşuyor. üç yıl boyunca kayıptı geçen gün babanneme gitmiş bir hafta sonra yine yok olmuş... üç yıl önce kaybolmadan önce beni görmüştü, maça gidiyordum galatasaray formam vardı, sarıldı, "sen birtanesin" dedi. iyi ki galatasaraylıyım dedim, iyi ki.

  • havaalani denilen asfaltin gozde fazla buyutuldugunun ispati olan soru. havaalani ya inanilmayacak birsey degil ki... ankara metrosu tamamlanacak denmisti bak biz 10 yildir inaniyoruz...

  • eski sevgilisiyle evlense, ondan da önceki sevgilisini özlicekti dedirten bulgu. sorun evlilik müessesesinin kendisinde, bunun kişilere atfetmeye gerek yok. evlenmeyin arkadaş.

    edit: bu entryde evlilik müessesine fazla haksızlık ettiğime kanaat getirdiğim için düzeltme yapıyım istedim. birbirimize ve kendimize dürüst kalacaksak neden evlenmeyelim de; çevremizde cereyan ettiği haliyle, uyduruktan bir evlilikte, bu tür saçmalıkların olması normaldir bence. nostalji duygusuyla lan eskiden x'le ne mutluydum falan gibi triplere girmek olası kötü ilişkilerde. kötü ilişkiler de genelde evlilik oluyor zaten. ilişki olsa duramazsın zira*

  • şimdiye kadar robotların yaptıkları hareketler birçok insanın yapabileceği tarzdan basit fonksiyonlardı. yürümek,koşmak, itilmeye rağmen ayakta kalabilmek,kapıyı açmak gibi...
    ama o son video...ters takla atınca resmen kanım dondu. birkaç yıla bu robotlara neler yaptırabileceklerini bir düşünün. yaptığımız bilim kurgu goygoylarının adım adım gerçekleştiğini izliyoruz arkadaşlar...

  • rütbeli bir subay, astegmeni yanına çağırır,

    - söyle bakalim astegmenim, sence benim eve gidip karımla birlikte olmam benim görevim midir yoksa bir angarya mıdır?
    astegmen biraz düsündükten sonra cevap verir:
    - gorevinizdir komutanım.
    - niye gorevimdir peki?
    - angarya olsa bana yaptirirdiniz komutanım.

  • java'dan çıkıp bölgeyi neredeyse tamamen kontrolü altına alan majapahit imparatorluğu'nun sumatra adası ve açe bölgesi üzerindeki nüfuzunu yitirmesi sonucunda palazlanan bölgenin ilk islam devleti pacem sultanlığının yerine kurulup bölgede yaklaşık dört yüzyıla yakın hüküm sürmüş ve en güçlü olduğu 17'nci yüzyılın ilk yarısında sumatra adasının yarıdan fazlasını ve malay yarımadasının da önemli bir kısmını elinde tutmuş olan, ikinci selim döneminde kısa bir süre osmanlı imparatorluğu'nun himayesine gitmiş ve osmanlı ile yıkılana kadar da sıcak ilişkiler sürdürmüş indo-islam devleti.

    16'ncı yüzyıl itibariyle kendileri kurulmadan önce bölgenin kısa bir özeti için (bkz: majapahit imparatorluğu/#88272802).

    günümüzde banda aceh olarak da bilinen sumatra adasının en kuzey noktasındaki kutaraca şehrini başkent ilân ederek devleti 1514 yılında kuran ali mughayat syah, bölgedeki diğer küçük emirlikler ve yerel devletçikleri kısa süre içinde fethetmeye başladı. pasai, pidie ve daha güneydeki pariyaman gibi adanın önemli şehirlerini on beş yıl gibi bir sürede imparatorluğunun bünyesine katan syah'tan sonra tahta çıkan oğlu salahaddin dokuz yıl tahtta kaldıysa da iç karışıklılara engel olamayarak tahttan indirildi ve 1539 yılında syah'ın küçük oğlu alaüddin, pasai valiliği görevinden ayrılıp sultan olarak tahta çıktı. alaaddin döneminde sadece sumatra'daki yerel halkları birleştirmekten de ötesine geçilerek malay yarımadasına yerleşmiş johor krallığı ve portekiz kolonileriyle de ciddi savaşlara tutuşuldu ve 1568 yılında malakka bölgesine türk gemilerinin de desteğiyle ciddi bir sefer düzenlendi. bu sefer ağır bir mağlubiyetle sonuçlandı ve aşağı yukarı otuz yıl süren bir iç karışıklık dönemine yol açtı. 1607'de 23 yaşında tahta çıkan iskender muda, bu karışıklıklara nokta koydu ve hem kuzey sumatra böglesinde yeniden açe hakimiyetini tesis etti hem de malay yarımadasında açe'nin en güçlü olduğu dönemin yaşanmasına sebep olacak zaferlere imza attı. önce 1614'te bintan adası açıklarında portekiz donanmasına yoğun kayıplar verdirerek stratejik olarak önemi büyük olan tancangpinang limanı'nı ele geçirdi, sonrasında da yarımadanın doğu kıyısındaki kritik limanlar olan johor, trengganu ve pahang'ı fethetti. 1619 yılında kedah'ı da topraklarına katarak malay yarımadasında hakimiyetini daha da sağlamlaştıran iskender muda, daha sonra özellikle portekiz donanması karşısında ağır yenilgiler almış ve kendisinin döneminde sumatra'nın güneyini ele geçirme çabaları sonuçsuz kalmıştır.

    yine de ismi günümüzde havalimanlarına verilecek kadar önemli bir figür olarak addedilen muda sonrasında sultanlığın ciddi bir düşüşe geçtiği aşikârdır. bilhassa, 17'nci yüzyılın ikinci yarısındaki hanım sultanlar dönemiyle birlikte sultanlığın sumatra ve malay topraklarındaki önemli kentleri***** birer birer bağımsızlıklarını ilân ederek bünyeden kopmuş ve 18'inci yüzyıl itibariyle açe sultanlığı'nın toprakları başken kutaraca ve civardaki birkaç ticari merkeze kadar gerilemiştir.

    sultanlığın son iki yüzyılı tam bir sözde bağımsız, ama özde ingiliz ve hollandalı koloniler arasında gidip gelen bir "hasta adam" suretinde seyretmiştir. baharat ve biber ticareti için önemli olan sultanlığın, kendileri için ciddi bir tehdit oluşturduğunu düşünen hollandalılar, 1874 itibariyle başkent kutaraca'yı ele geçirmişse de yaklaşık otuz yıl süren son bir direnişle karşılaşmış ve hem savaşın hem de dönemin yaygın hastalığı koleranın etkisi altında harap düşen açe sultanlığı'nın son temsilcileri 1903 yılı itibariyle hollanda hakimiyetini kabul ederek önce java, daha sonra da jakarta'da sürgün edilmiştir.