ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 yılda bir defa bile akp'ye oy vermemiş yazarlar
-
birçok vebalin sorumluluğunu almamış insanlardır. her gün tekrar anlıyoruz.
down on the upside
-
hiçbir zaman anlayamadım soundgarden seven insanların neden bu albüme üvey evlat muamelesi yaptığını. hem şu grunge denilen dipsiz kuyuya bakarsak, zero chance, overfloater, applebite, switch opens, never the machine forever gibi parçalarla aşık atabilecek ne çıktı ki karşımıza o zamandan* beri?
şüphesiz ki louder than love, superunknown veya badmotorfinger çok iyi albümler; ama bu albüm her şeyiyle, yüzde yüz bir soundgarden albümü. hem de kapağından şarkı sözlerine, ben shepherd'ın leziz bass partisyonlarından kim thayil'ın uçuk gitar sololarına kadar. ve bence en büyük özelliği, eşi benzeri olmayan superunknown'un tamamen zıttı olması. şarkı sözlerini de dikkate alınca down on the upside'da hiçbir soundgarden albümünde bu şekilde işlenmemiş olan kasvet, karamsarlık ve öfke göze çarpıyor. her şarkıda ısrarla vurgulanan ruh sıkıntısı ve kafayı sıyırma temaları da cabası.
sonuçta superunknown bir les fleurs du mal olabilir. ama down on the upside'ın her şeyiyle le spleen de paris olduğunu da unutmamak lazım*.
rtük'ün don't be so shy cezası
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"günah işleyecek paramız yok. yanlışlıkla cennete gidicez..."
titanic'teki jack recep tayyip olsa olabilecekler
-
geminin batış sebebini 1930 cehape'si olarak gösterirdi.
yaran dizimag yorumları
-
dizi: game of thrones
at üstünde salınır gözleri deniz mavisi, önünde diz çökecek *mınakodumun cofrisi, ateşin efendisi demir tahtın varisi, delirt bizi çıldırt bizi khaleesi.
andımız tamam sıra türkçe ezanda
yaran facebook durum güncellemeleri
-
sevgilinizle bi arkadaşınızın evine ilk kez gidiyorsunuz ama sevgilinizin telefonu şifreli wi-fi'a otomatik bağlanıyor.geçmiş olsun.
ronaldinho gaucho
-
topla yapabildiklerini diğerleri yapamadığı için zaten gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan birisidir.
adam sirkte değil, el clasicoda, şampiyonlar liginde, dünya kupasında yapıyordu o hareketleri. santiago bernabeuda ayakta alkışlanıyordu. hem hızlı hem golcü hem asistçi. komple bir futbolcuydu.
snowpiercer
-
2000'lerin en büyük yönetmeninden inanılmaz bir film daha. joon-ho bong için sinema sanatı adına değişen bir şey yok, film yine olağan üstü güzel ama bu defa yer yüzünün en vahşi türü ve onun icadı vahşi kapitalizme vurulmuş okkalı bir tokatla birlikte. izleyin, izlettirin.
beşiktaş
-
-> beşiktaş işi şansa bırakmadı..
zaytung.
edit: "süleyman seba sezonu beşiktaş'ı şampiyon yepacağlaaarr" diyen tayfa ne yapıyor şu an? selamlar hepsine.
bu kadar şaibeli bir lig görmedim ben daha hayatımda, beşiktaş'a yapılan pislikleri de unutmayacağım.
arsenik
-
ismini yunanca'da "güçlü erkek birey" manasına gelen arsenikos kelimesinden almış elementtir.
çekiçle vurulduğunda yada ısıtıldığında sarımsak kokusu yayar. hidrotermal damarlarda, dolomitik kireçtaşlarında, tuz domlarının anhidritli kısımlarında oluşur. kobalt yada nikel cevherleriyle birlikte bulunabilir.
dünyada, başta kanserojen etkisi olmak üzere, insan sağlığına zararlı etkileri nedeniyle içme suyunda en fazla sorun oluşturan toksik maddelerin başında gelen kimyasal. arsenik, dünya sağlık örgütü tarafından içme sularındaki en tehlikeli kimyasal kirlilik olarak kabul ediliyor. içme suyunda yüksek oranlarda arsenik bulunması; "mesane, akciğer, cilt, böbrek ve karaciğer kanseri"ne yol açabiliyor. ayrıca sinir sisteminde, kalpte hasara neden olabiliyor. dünya sağlık örgütü, tse ve sağlık bakanlığı insani tüketim amaçlı sular yönetmeliğine göre, 1 litre içme suyunda izin verilen en fazla arsenik değeri 10 mikrogram. ancak içme suyunda 0.5 oranında arsenik bulunması bile her 100 bin nüfus için 10 binde bir, 1 mikrogram arsenik bulunması ise 5 binde bir kanser yapma riski taşıyor. sudaki arsenik arttıkça, kansere yol açma riski de artarken ihtimal yüzde 1'e kadar çıkıyor.
murat dalkılıç merve boluğur evliliği
-
(bkz: ay çk ykşmışlar cnm yhaaa)
ben 7 ay diyorum.
çünkü aklıma, kendisine "6 ay ömrün kaldı" denilince doktorla "hadi be doktor, 7 ay olmaz mı, açıktan bi binlik çalışır" diye pazarlık eden kemal sunal geldi, allah rahmet eylesin.