hesabın var mı? giriş yap

  • eğer rahat ve huzurlu bir yaşam istiyorsanız, "çok fazla parada gözüm yok" diyorsanız, ihtiraslarınızın değil keyfinizin kölesiyseniz; bölüm olarak tek tercihiniz resim öğretmenliği olsun.

    * işsizliğin kol gezdiği türkiye'de, en çok personel alımı yapan kurum millî eğitim bakanlığı'dır. resim öğretmeni, her okulun ihtiyacıdır. olmazsa olmaz.

    * mezun olduktan sonra ilköğretim okulunda çalışmaya başlarsanız; 90 gün kafa, 15 gün şubat, 23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos, 29 ekim, 9 gün ramazan, 9 gün kurban, 48 gün cumartesi, 48 gün pazar tatili yaparsınız. bir de rapor çakarsanız sizden güzeli olmaz. yanaklarınız al al olur; semiz, gürbüz bir insan olursunuz.

    * bir öğrencinin resim, heykel gibi sanat dallarına yeteneği yoksa, velisi bunu olgunlukla karşılar. matematik kötüye gidiyorsa; veli okulu istila eder, öğrencileri rehin alır, müdürü yakar, hademeyi keser.

    * müzik öğretmeni her pazartesi sabahı ve cuma akşamı okulda hazır bulunmak zorundadır. gecede 30 bin dolar para alan şarkıcı müsveddeleri "ay sabah sabah sesim hiç çıkmıyor" derken, müzik öğretmeni, her pazartesi sabahı "koooork maaaa" diye ses vermektedir. beden eğitimi öğretmeni okulun kadrolu bodyguard'ıdır. resim öğretmeni "yapma yavrum" dese yeterlidir. hatta onu bile demese olur.

    * ödev vermek, ödevleri okumak -daha doğrusu bakmak- kolaydır. resim ödevlerinin %96,78'i* yavrucağın annesi tarafından yapılmaktadır. tam not verirseniz; hem yavru, hem annesi hem de sülalenin geri kalanı memnun olur.

    * tahminimce öğrenciliği zordur, ama istikbâli parlaktır. millet hastanelerde, plazalarda, fabrikalarda tırmalayıp, 7 günlük iznin hayalini kurarken, siz izinleri kuru bamya gibi dizip balkona asarsınız.

  • aslında çok da özel bir şey olmadığını yüksek tahsilli bir sığırdan öğrenmiştim.
    iş çıkışı, kurumun cafeteryasında toplanıp, birer kahve içeriz stresten arınmak için. kurumda çalışan erkek doktorlardan biri de masamıza ortak olur mütemadiyen, çok da güzel sohbetler edilir. sadede gelelim;

    ilişkiler üzerine konuşurken, kız arkadaşlardan biri "hocam evli misiniz?" diye sordu.
    "1. turu sonlandırdım, 2. tura başlayacağım." dedi.
    bu boşandığını ve 2. kez evlenmek üzere olduğunu söylemenin kuuuul versiyonu olsa gerek. neyse... derken 2. irdeleme cümlesi geldi arkadaştan; "zor olsa gerek hocam 2. bir evliliğe karar vermek."

    "20 sene önce fakültedeyken aşıktım ben ona. evlenme teklif ettim, kabul etmedi ama ona olan tutkum hiç bitmedi. sonra o evlendi, ben evlendim, çocuklarımız oldu. eşlerden ayrıldık. 20 yıl sonra tekrar evlenme teklif ettim ve kabul etti." diye cevap verince bizim ultra romantik salak kız birden "ayyyyyyy ne tatlıııı!" diye göz bebeklerini kalp şekline bürümüştü ki cümlenin devamı geldi;

    "20 yıl bekletti beni. aylarca nefes aldırmadan becereceğim onu!"

    hayatımda o kadar sinirlendiğim çok zaman olmuştur ancak birinin yüzüne kusmak istememin örneği çok da yoktur. velhasıl dostlar, her zaman çok da "ayyyyyy ne tatlıııııı!" olamayabildiğini 1. ağızdan dinleyerek öğrenmiş oldum.

  • bu tip yıllarca halkların kardeşliği, izmirli kızı öpmek vb diye şiirler yazdı, eline fırsat geçince sadece kendisi öpüştü.

    yıllarca batılılara siz doğuya gelmiyorsunuz, hakkari'yi görmediniz diye sitem eden adam muğla/ köyceğiz'de çiftlikte yaşıyor.

    ekşi elmalar filmi hakkari'de geçiyor, izlerken ya bu hakkari ne güzel bir yermiş diye düşünmüştüm meğer köyceğiz'de çekilmiş,

    ee aslan parçası bize kızıyordun niye hakkari'ye gelmiyorsunuz diye ulan sen hakkari'de geçen filmi muğla'da çekmişsin, herkes parayı bulana kadar solcudur.

  • kendisi gibi evlatlar yetistirmesini diledigim bir abinin eylemi. bu abi gibi iyi yurekli insanlar cogaldikca dunya daha guzel bir yer olacak.

  • diyecek birşey yok. yazık olmuş. en azından bir ufak teselli kimseye çarpıp günahsız kimselerin kanlarına girmemişler. kendi kendilerine ölmüşler.

  • esasında konu derin ve uzun fakat bu şablonlar günümüze yaklaştıkça çoğalmaya başladı. insanlar kendilerini bir karede hayal ediyor, bazen bunu gerçekleştiriyor ve mutlu oluyorlar.

    esasında günümüzde çoğumuz yaşlı ergenler gibi davranıyoruz. ergenlik biraz var olanı değil hayalindekini sevmek, mutluluk şablonları hayal edip, onları elde edemeyince mutsuzlaşmak ve o mutsuzluğu dışa vurmaktır.

    günümüzün en popüler mutluluk şablonlarını payşaılan fotoğraflarda, sosyal medyada, sohbetlerde sık sık duyabilir-görebilirsiniz.

    benim örnek vereceklerim;

    - en popüler, en klas cep telefonuna sahip olmak.

    - scirocco, jetta vs. tarzı bir arabaya sahip olmak.

    - haftasonları 50 çeşit gerekli gereksiz şeyin konulduğu serpme kahvaltılar.

    - 3000-5000 arası kazandıran yormayan, garantili iş.

    - evin ikea showroomlarındaki evlere benzemesi.

    - çocuk sahibi olmak, çocuğa cool doğum günü partileri, çocuğu küçük justin bieber ya da balerin gibi giydirmek. çocuğu adeta bir aksesuara çevirmek.

    - yazın bol foto çekilebilecek cool tatiller.

    - fotoğraflarda, videolarda cool çıkan sevgili veya eş.

    - evde dvd koleksiyonu, filtre kahve makinesi, tchibo'ya-the body shop'a-watsons'a sık sık uğramak.

    - sadece fotoğraf çekilip aman ne cool'uz diye çıkılan yurtdışı tatilleri.

    - yine fotoğraflarda cool çıkan, diğer hayvanlardan çok farklıymış gibi bahsedilen kedi veya köpek.

    - evde smart tv.

    - yapmacık gülüşler, kahkahalar.

    - yapmacık fasıllar, fasıl seviyormuş gibi davranma.

    - arabada dinlenen power fm.

    - bireysel emeklilik hayalleri.

    - saçını, başını trendy bir adamın ya da kadının saçına başına benzetmek, onun gibi giyinmek. bıyık modaysa bıyık, tek kaş trendiyse tek kaş.

    ve daha bir sürü şey...

    lan belki çoğuna göre bu şablonların %20'si bile mutlu olmaya yeterli. bazılarına göre ise bunlar bile yetmez. bizler ne kadar basma-kalıp tipler olduk lan. insan bazen sahiden hiçlik duygusunu yaşıyor ve 90'ları özlüyor.

    konvansiyonel medya, reklamlar, küreselleşme, teknolojideki gelişmeler ve özellikle sosyal medya bizleri ne kadar basma-kalıp tipler yaptı lan. çoğu kadının-adımın beynini yarsak beyninden bu mutluluk şablonları çıkar, başka da mutluluğa dair bir şey çıkmaz.

    neyse amk. sıkıldım ben biraz. saçmaladım.

  • şeriatçı taliban'ı atatürk'e benzeten birinden başka türlü bir açıklama beklenemezdi zaten.

    asıl bu kaçkınları ülkeye dolduranlar abd'nin bop projesine hizmet etmektedir ve abd ve ab'nin taşeronluğunu yapmaktadır.

    koltukta kalma karşılığında mültecileri türkiye'de tutma pazarlığı yapanlar amerikancı olmuyor da, bunların kendi vatanlarına dönmesi gerektiğini savunanlar mı amerikancı oluyor? hadi oradan!

  • beşiktaş'ın son 10 iç saha, osmanlı'nın son 10 deplasman maç sonucuna göre beşiktaş'ın osmanlı maçında puan alamama olasılığı %9.
    beşiktaş'ın son 10 deplasman, konya'nın son 10 iç saha maç sonucuna göre beşiktaş'ın konya maçında puan alamama olasılığı %36.
    fenerbahçe'nin son 10 iç saha, gençlerbirliği'nin son 10 deplasman maç sonucuna göre fenerbahçe'nin gençlerbirliği maçında 3 puan alma olasılığı %50.
    fenerbahçe'nin son 10 deplasman, sivas'ın son 10 iç saha maç sonucuna göre fenerbahçe'nin sivas maçında 3 puan alma olasılığı %41.
    buna göre beşiktaş'ın iki maçtan da puan alamama olasılığı %3,24, fenerbahçe'nin iki maçta 6 puan alma olasılığı %20,50'dir. beşiktaş'ın şampiyonluğu kaçırma ihtimali de bu iki oranın çarpımı olan % 0,66'dır.

  • inşa edilmemiş, görselleri render olan, güzel bir photoshop post production u ile gözü kandırmış projedir. inşa edilirse hoş olur

  • t : insanın kendine ettiğini kimse etmezmiş özlü sözünü akla getiren filmdir ..

    yarısında bırakmayı düşünebilirsiniz ama nacizane önerim, filme tutunup devam etmenizdir ..

    biraz imdb 'trivia'sı ile süslemek gerekirse 'entry'yi :

    (bu arada aşağıdaki bilgiler 'spoiler' içerir ama sanırım okusanız dahi size bir şey ifade etmeyecekler .. filmi izledikten sonra göz attığınızda anlam kazanacaklar)

    - bütçe $50.000 gibi mütevazı bir rakam ..

    - aynı mekan kullanılarak toplamda 5 gecede çekimler tamamlanmış ..

    - diyalogların neredeyse tümü doğaçlama ..

    - 'amir' rolünü canlandıran 'alex manugian', aynı zamanda senaryoya konu olan kurgu öykünün iki yazarından biri ..

    - oyuncular senaryoyu hiç görmemiş .. çekim gecesi karakterlerinin neyi hedeflemesi gerektiğini anlatan kısa paragraflar yazılı notlar dağıtılmış her seferinde ve oyuncular birbirlerinin notlarını da görmemişler .. böylelikle oyuncuların çekimler sırasındaki tepkilerinin gerçekçi kalması sağlanmış ..

    - çekimlerde yalnızca 5 personel varmış : 2 sesçi, görüntü yönetmeni (kamera), yönetmen ve yapımcı ..

    - yönetmen 'james ward byrkit', çekimlerin kendi evinde yapılmasını istemiş .. evde doğum planlayan sekiz buçuk aylık hamile karısı da, çekimlerin 5 günde tamamlanacağına söz veren eşinin bu isteğini kabul etmiş .. nitekim 'em' karakterinin, diğer evleri gözetlemek için dışarı çıktığı sahnelerin çekimlerinin yapıldığı gece, yönetmenin karısı, çekimlerin yapıldığı evlerinde doğum yapmış ..

    - 'kevin' karakterinin evden tek başına çıkmak istediği sahnenin çekileceği gece, 'kevin' karakterini canlandıran 'maury sterling'e verilmiş olan hedef rol notunda 'evden tek başına çıkacaksın' yazılıyken, 'em' karakterini canlandıran 'emily baldoni'ye verilmiş olan notta ise 'kevin'in evden çıkmasına izin vermeyeceksin' yazılıymış ..

    - camları kırılan araçlar, çekimler için kiralanmış araçlarmış ve çekimler bittiğinde camlar serviste taktırılarak kiralama şirketine teslimat yapılmış .. bu arada araba camlarını kıran 'hugh' karakterini canlandıran 'hugo armstrong' ..

    - 'emily baldoni' (em), filmin baş karakterini canlandırdığını, 'resimlerin arkasındaki sayıların ne anlama geldiğini anladığı sahnenin' çekimlerinde farketmiş ..

    - 'em' karakterinin kendi kopyasına saldırdığı araba, karakteri canlandıran 'emily baldoni'nin kendi aracıymış ..

    - film ekibi, kuyrukluyıldız çekimlerinin nasıl yapıldığı sorusunu yanıtsız bırakmış her seferinde .. tek söyledikleri, 'çok basit bir görsel efekt kullandık' olmuş ..

    - diğer oyunculara nazaran, konu hakkında en az fikre sahip oyuncu, 'lee' karakterini canlandıran 'lorene scafaria'ymış .. 'doğaçlama' çekimler olacağı dışında hiç bir şey bilmiyormuş .. çekimlerin üçüncü gününde filmin, kendisinin tahmin ettiği gibi bir 'komedi' olmadığını anlamış ..

    - bazı sahnelerin, çekimler bittikten 6 ay sonra, tekrar çekilmesi gerekmiş .. bu arada saç şekli değişmiş olan 'lorene scafaria' için, önceki saç görünümünü yakalamak amacıyla $8.000 değerinde peruk ısmarlanmış .. toplam bütçe düşünüldüğünde en pahalı aksesuar bu peruk olmuş ..