hesabın var mı? giriş yap

  • olay yerine adam öldürme ya da ölüyü yok etme maksatlı değil, bizzat tecavüz amacıyla gittiğine inandığım adam.

    (bkz: suphi altındöken/#49195515) entry'mde de belirttiğim gibi bu adamların ilk tecavüzü değil. fatih gökçe denen adamın hatıralar ve yaşananlar adında toplu tecavüz görüntülerini izlemesi daha önce toplu tecavüz gerçekleştirdiğinin kanıtıdır. burada yaptığı paylaşımda ise gerçekleştirdiği ve hiçbir zaman enselenmediği tecavüzlerin dalgasını geçip, toplu tecavüzlerini gerçekleştirdiği arkadaşlarına facebook üzerinden selam çakmıştır.

    suphi altındöken'in değiştirdiği ifadesinde arkadaşı ve babası kız ölmeden olay yerindedirler. burada avukatın katkısı büyük çünkü gelecek otopsi raporunda kızın ölüm saati netlik kazanacak ve suphi'nin tutarsız ifadesi başını yakacaktı.

    suphi kız henüz sağken ve muhtemelen başına geleceklerden habersizken babasına ve fatih'e toplu tecavüz için yer bildirdi. daha olay yerine varamadan özgecan'la suphi arasında arbede çıktı. kız yaralandı. tecavüz olmadığını iddia ettiklerine göre tecavüzü gerçekleştiremediler. ama olay yerindeyken özgecan sağdı ve bu olaydan onu öldürmeden sıyrılamayacaklarını anladılar. ve tecavüz edemeden kızın ellerini kesip, öldürdüler ve ceseti yaktılar.

    ilk tecavüzleri olmadığına eminim, ve bu ilk cinayetleri olmayabilir.

    civardaki, adamın seyahat ettiği illerdeki bütün kayıplar, bütün tecavüzler, bütün cinayetler incelenmeli, geçmişe dönük araştırmalar yapılmalı, tecavüze uğrayıp da korkudan susan bütün kadınlar ve çocuklar medya yoluyla anlatmaya teşvik edilmeli. bu işin altından çok pis kokular alıyorum. bu adamların bütün arkadaşları da gözaltına alınıp sorgulanmalı.

  • evan parker, derek bailey ve han bennink'in (bir an tony oxley yazacaktım, son anda bennink olduğunu anımsadım) beraber çaldığı, bu entrynin yazıldığı tarihten tam elli sene önce (13 temmuz 1970) kaydedilen, özgür doğaçlama tarihinin mihenk taşlarından biri. tarih üzerindeki en iyi albümlerden biri olduğunu samimiyetimle söyleyebilirim.

    aslında her şey temelinde klasik müziğin büyüsüzlüğüne, hatta hafiften gecikerek gelen serializm akımına -hem metaforik, hem de sahiden 'total' olarak- kendini kaptıran john stevens'ın challenge'ıyla (1966, spontaneous music ensemble) başlamıştı. kimler yoktu ki? henüz john dankworth'le o dört başı mâmur windmill tilter'ı kaydetmesine üç sene kalmış trompetçi kenny wheeler, sorumluluğu üzerine alma ustası paul rutherford, diğer yanda stevens'ın ritmik bütünleştiriciliği ve paul lovens'a göre tam teri duyulan; yıkıcı/yapıcılığı. gel gelelim, derek bailey her daim ayrı bir yerde duruyordu. [derek bailey'nin getirisi -bir yudum serin sudan farklı olarak- kendini tanıma sevdasının -hiç bitmeyen- neolojistik bir düzlem yaratmasına ek olarak, bu pek kolay çözülemeyen; ancak reddedildiği ölçüde gerçeğe yakınsayan "müziğin" öncülüğü ve takipçiliğini aynı anda yaratabilecek kadar döngüsel oluşudur. ]

    çok daha yalın ifade edeyim: bailey yaratırken özgürdür, bu özgürlüğü ifade ederken otonomi kazanarak bir anlamda tekrarlayabilmekten kaçınmak için tekrar tekrar armoniyi bozmanın üst otonomisini oluşturmuştur.

    diğer yanda, henüz alexander von schlippenbach trio'nun bir üyesi olmayan; genç bir evan parker var. entryi buraya kadar okuyorsanız, bu dikkati çekecek bilgiyi de kanımca hak ettiniz.

    düşünün, evan parker ve derek bailey beraber çalıyor. derek bailey o dönem ellilerin cool jazz gitaristi billy bauer'den de etkilendiğini hem söylüyor, hem çalımında bunun kokusunu dikkatli bir burunla* hissedebiliyoruz.

    evan parker da warne marsh, lee konitz ve lennie tristano akımıyla şekillenmiş ve ilk "adıyla açıklanan" albümde bu yönü nadir de olsa sergilemeyi başarmış . ancak, evan parker'ın bu "west coast cool" hâlinin ilk ve az sayıdaki örneğinden biridir the topography of the lungs. sonrasında schlippenbach trio'yla çalarken gerd dudek ya da rudi mahall gibi thelonious monk -hatta daha da köklere inecek olursa, jelly roll morton!- tadında icralarda yer alacak ve absurdist humor ile bunları birleştirecektir.

    absurdist humor ve "tümleşik müzik" dendiğinde akla gelecek hollandalı akım-kurucuları, yüce ekol birlikçileri instant composers pool'un davulcusu ve her şeyi olan han bennink de bu kutsal albümde yer alıyor. daha ne olsun?

    salt iyi müzik.
    iyi ki var ve iyi ki bu akışı duyabiliyoruz.

  • çok geride kalmış gibi görünse de 2000'li yılların ortalarında kot pantolonun paçaları yaptırılmadan katlanarak üzerine de bu sürreal kombinle sokağa çıkıldığı 6600'ı olana ailecek misafirliğe gidilen dönem

  • öğrenci:hocam son soru doğru,niye üstünü cizmişsiniz?
    hoca alır kağıda bakar...
    hoca:ilk soru limit,son soru türev,ilkini yanlış yapmışsın,limit bilmeyen adam türev yapamaz,kopya çekmişsin sen..!

  • az önce twitter'da karşılaştığım sinir bozucu olay link

    olay şöyle, çocuğun izmir'de mühendislik okuma gibi bir hayali var ve bunun için 20k sıralama yapıyor ve nihayetinde izmir'deki bölümleri tercih ediyor.

    ancak ailesi son dakikada gizlice sisteme girip tercihleri değiştiriyor ve evden ayrılmasın diye yaşadıkları ildeki üniversiteleri tercih ediyorlar, çocuk da bunun üzerine evden kaçıp ailesine küsüyor tabiki.

    yemin ediyorum yapılabilecek en büyük ihanetlerden birisidir bu hem de bu ailenden tarafından yapılmışsa, 1 yıl boyunca o kadar emek verip çalış çabala, sonrasında ailen gelip böyle bir şey yapsın, türk aileleri cidden evlatlarına saygı duymayı bilmiyorlar, ömür boyu kendilerine bağlı olmalarını bekliyorlar, psikopatlıktır bu.

  • muhtemelen arabasına korsanı bitirdiğiniz için teşekkürler başbakanım yazısı yapıştıran, seçim zamanı rte istanbul'a geldiğinde haliç kongre merkezine gidip maymunluk yapan, sorsan dürüstlük abidesi taksici.

  • daha ilk sahneden sonunu tahmin edebilmiştim, o kadar da abartmaya gerek yok...

    şaka lan şaka, film bittikten sonra bile anlamadım ne olduğunu da oturdum bi' defa daha izledim. evet.