ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
karateci mi döver kung fucu mu yoksa aikidocu mu
-
10 yıl karate, 8 yıl boks, 3 yıl okul öncesi öğretmenliği yaptım; milletvekili tanıdığı olan herkesi döver.
thy hostesleri
-
(bkz: chicken or pasta)
hostes: chicken or pasta?
yolcu: chicken please.
h: sorry, we have only pasta.
y: pasta please.
.
.
.
h: chicken or pasta?
atatürk tablosu için ağır hasarlı binaya tırmanmak
-
gereksiz , şov amaçlı , aptalca bir hareket
not: atatürkçüyüm
29 mart 2017 ekşi sözlük profil değişiklikleri
-
(bkz: tek adamlığın sonuçları)
(bkz: yaptım oldu)
(bkz: beğenmeyen gitsin)
la havle. bir tık uğruna on takla resmen. sözlükte zaten okuyan suser kalmadı, hele bilgi içeren entryler oylanmıyor bile. gözünün önündeki listeden tıklayıp okumayan insanlar üşenmeyecek de yok favorilere tıklayacak yok son oylananlara tıklayacak ne yazmış diye görünen üç beş entryden dahasını tıklayacak. ne kadar da iyimsermişsiniz.
satranç (stefan zweig kitabı)
-
stefan zweig'ın harika kitabı. uzunluğu bakımından öykü dersek de sırıtmaz sanırım. tür olarak değil gerçi. biraz uzun tutulabilirdi illa ki, ancak aynı tadı o durumda verir miydi sorgulanır, bilinemez. bence vermezdi. bünyede direkt olarak satrancı profesyonel derecesinde iyi bilme ihtiyacı da hissettirir.
bir de insanın gerçekten yalnızken, çaresizken, beyninin işleyişiyle ilgili olarak ne derece psikopatlaşabileceğini az biraz hayal edebiliriz bu eserle.
süleyman'ı bir yerde görürsem döveceğim
-
puahahah hocaya kızamıyorum, adamlar siyaseti öyle rezil bir noktaya çekti ki anladıkları dil maalesef bu.
starbucks'ta oturup tek kelime konuşmayan çiftler
-
kızılmaması gereken çiftler.
genciz, otobüsün en arka sırasına oturan kişilerin karizmatik olduğunu düşündüğümüz ve her fırsatta bu sırayı arkadaşlarımızla beraber işgal ettiğimiz yıllar...daha ses tonumuzu da ayarlayamıyoruz. yaptığımız her espri yüksek ton ve pitch'ten çıkıyor. bazen grupta bir kaç kız oluyor, yüzyüze konuşacak kadar samimi olmadığımız için diğer bir sap arkadaşımıza esprilerimizi baya bi yüksek sesle yapıyoruz ki kız da duysun gülümsesin. hafif bi gülümsesin hemen yavşamaya başlayacağız.
tabi bu yüksek sesle yaptığımız ve çok komik olduğunu düşündüğümüz esprilerin olgun kişiler tarafından beğenilme olasılığı çok düşük. hadi diyelim beğenilme ihtimali var, yine de adamın tek derdi o olmayabilir. kim bilir kafasında ne fırtınalar kopuyor, nasıl baş ağrısı çekiyor o sıralar. arkasına dönüp hafif bir kızgınlıkla uyarıyor bizi.
eğer insanlara biraz saygılı bir grupsak sus pus devam ediyoruz yolculuğa, ya da sesimizi kısıyoruz. ama gücünü ergenliğinden alan bir arkadaşımız varsa yanımızda "sanane be, babanın otobüsü mü" diye çemkiriyor belki babası yaşındaki adama. ortam geriliyor.
işte bazen gücümü ergenliğimden aldığım yıllar aklıma geliyor, bu çemkirmeyi de yaptığımı hatırlıyorum. şimdi utanıyorum. insanların tek derdinin gruptaki kızların dikkatini çekmek olmadığını, çok daha kritik meselelerin insanın kafasını meşgul ettiğini, yolculuğun bunları düşünmek için önemli bir fırsat olduğunu, o yaşlarda yaptığım esprilerin gerçekten de komik olmadığını anlıyorum.
demem o ki, konuşmadan oturan bu çiftler de yaşayacaklarını yaşamışlar, eleklerini asmışlardır. nezih bi ortamda bir saat oturup beraber kafa dinlemek en önemli ihtiyaçlarından biri olabilir. zamanla onları anlayacak duruma da geliriz belki. yani belki diyorum bak, kesin bir şey demedim.
lukas podolski
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
yer inşaat sektörünün öncülerinden!
-piigs nedir biliyor musunuz?
+ekonomisi problemli 5 ülke: portekiz, italya, irlanda, yunanistan, ispanya. kısaltma olarak kullanılıyor.
-peki bu ülkelere yenileri eklenir mi sizce?
+bunu son bilene nobel verdiler. ben iş istiyorum.
-peki.
selam çakmıştır diyenleri dövenler derneği
-
fight club' a selam çakmıştır..
ülkemizde bulunan 4112 yaşındaki porsuk ağacı
-
bu memlekette bir ağacın belediyelerin elinden kurtulup 4112 yıl yaşayabilmesi için yürüyor olması lazım.
yaşını hesaplayanlar sağına soluna iyice baksın.
25 temmuz 2014 ankara-istanbul yht açılışı
-
pendik-eskişehir eskişehir-ankara hattıdır. yandaş firmanın tünel açarken tünelinin çökmesi ve milyon dolarlık tünel kazma makinesinin içinde kalması sonucu, yol dağın etrafından dolandırılmış, avrupa ayarında hızlı trenlerle 2 saatte gidilebilecek yol üç buçuk saate çıkmıştır. o da istanbula gelmiyor zaten, bursa-istanbul arasında biyerde bırakıyor.
japonya, avrupa gibi yerlerde tren hızları 500 km'sa'ya dayanırken biz istanbul-ankara'yı 3.5 saatte gidebildiğimiz için seviniyoruz.
üstüne bizim vergilerimizle yapılan yere de, sanki adamlar cebinden vermiş de yapmış gibi dilenmemizi bekliyorlar. düzgün yapılmamasına rağmen.
he canım he.
isviçre'de ötanazi ile ölmeyi seçen adam
-
adamın hastalığı nedir bilmiyorum ama bunu seçtiğine göre kendisini daha kötü bir ölüm şekli bekliyordu herhalde.
bana işin ürkütücü gelen tarafı şu:düşünsenize akşam yatıyorsunuz ve yarın sabah öleceğinizi biliyorsunuz. o günün son gününüz olduğunu, yediğiniz yemeğin son yemeğiniz olduğu biliyorsunuz.sabah kalkıyorsunuz kalktığınız son sabah oluyor.
umarım kimse bunun gibi bir seçim yapmaya mecbur kalmaz.
edit:yazar arkadaşlar sağolsun bilgilendirdiler. abimiz motor nöron sinir bozukluğundan (sanırım als olarak geçiyor) muzdaripmiş.