hesabın var mı? giriş yap

  • az önce bir kızın "hayatınızda yaptığınız en büyük fedakarlık neydi?" sorusuna "mesela ben sinemayı çok severim; ama spor yapmak için sinemadan vazgeçerim." şeklinde cevap verdiği yarışma. herkesin beyni yandı.

  • buradan izlenebilecek taşak geçme olayı.

    şu aşağılamayı izleyip üzülmeyen, hala akp'yi savunan biri nasıl türk olabilir, nasıl onurluyum diyebilir kendine?

    edit: adamlar gelen tepkilerden korkup özür dilemek zorunda kalmış. görsel

    yani paramızı bu rezil hale getiren akp'ye tepki göstermiyorlar, gidip bunu gösteren adamları bulup tehdit ediyorlar. gel de kafayı yeme bu beyinsizlerin yaşadığı ülkede. vallahi çıldırmama az kaldı benim. sinirden kendimi öldüreceğim bir gün bu akpliler yüzünden.

  • marx, hegel, kant, gerekli
    cübbeli, fethullah, hatipoğlu gerekli değil.

    debe editi: kisa bir sure once yazarligim onaylanmis olmasina ragmen, bu kisa surede bir kac defa debe'ye girebildigim icin hepinize tesekkurler.
    yeni tema hakkinda bir kac kelam etmek isterim bu vesile ile, sozluk ortaminin yazarlarin kendini arasinda da haberlesebilmesi icin mesajlasmak icin cok onemlidir.
    ve malasef mesajiniz var bildirimi eksik, eskiden budurum yesil renk ile kolayca gorulebiliyordu.
    uzun zamandir mesajlarima bakmiyordum ve hic bir bildirimde olmadigi icin dun bakma ihtiyaci hisettim, yazarlardan mesajlar almisim ve ben bunlara gec cevap verebildim.
    bugun sabahta bir kac mesaj almisim yine bildirim yok.
    boyle birsey sozluk formatina uymaz, insanlar en azindan birbirleri ile kolayca mesajlasabilmeli ve bunu farkedebilmeli.
    ben bu yaziyi yazarken acaba ucurulmuyum diye bir an dusundum ve bu durum ise sozlugun "ozgur" ortaminin ne kadar yara aldigini gosterir.
    en ufak bir elestiride yazarlarin ucurulmasi ne kadar mantikli?
    burada bir kac tecrubemi aktarmak isterim.
    - inci sozluk zamaninda reklam aldi bir iddaa sirketinden (nesine.com) olabilir, yazarlarin isyani ile inci sozluk uzun zaman yada benim bildigim kadari ile reklam almadi, yonetim yazarlara uydu.
    - eksi sozluk yonetimi ise yazarlarin itirazlarini dinlemeden karsi ataga gecti.
    -28 subat gecesi, tema ile ilgili elestirel bir basligim silindi, ve bunu rezalet diye adlandirdigim diger bir basliksa cok tiklananlarda idi sabah o yazi da ucmustu.
    - bu ornekler gosteriyor ki yonetim olaylari bastirmak ve susturmak icin cebri yontem olarak secmistir.
    - sozlugu sozluk yapan ortami idi, bu ortam kaybolunca bu arada cok para kazanabilirsiniz ama uzun vadede insanlar soguyacaktir.
    simdi ben bunun icin ucurulabilir miyim? hem evet hem hayir, cunki ortada sistem kalmadi.
    debe icin yeniden tesekkurler..

  • oasis'in 2 ekim 1995 tarihli 2. albümü what's the story morning glory'nin muhteşem kapanış parçası; sözleriyle ayrı, müziğiyle ayrı bir şaheser; oasis'in en uçlara varmış eserlerinden birisi kesinlikle. aynı zamanda 13 mayıs 1966 tarihli oasis singleı, b yüzünde slide away vardır. ancak bu single nedense sadece avustralya, fransa ve yeni zelanda'da yayımlanmıştır; bu sebeple şarkı temel tanınırlığını video klibine ve radyo singleı olarak abd'ye ulaşmış olmasına borçludur biraz da. (ha, bana kalırsa bazı şarkılar vardır, single olmasını, ya da kimsenin bilmesini istemezsiniz; champagne supernova da o kalibrede ve sınırlı azınlıkla paylaşmanızı isteyeceğiniz kadar özel bir şarkıdır, kişisel bir sapıklığım olsa da bu, belirtmek istedim.*)

    gelelim enteresan kısma. albümde noel gallagher adına kreditlenmiştir bu şarkı; yani bir noel gallagher bestesidir. mi acaba?

    iddialar odur ki, champagne supernova esasen bir paul weller bestesidir! güya, paul weller bu şarkıyı wild wood için bestelemiştir; fakat sonra albümde yer bulamamış, içine sinmemiş, hâliyle hiçbir şekilde kullanamamış olduğu için de bu şarkıyı noel gallagher'a vermiştir. (bu noktada bir bilgi daha vermemiz gerek elbette: paul weller, oasis'le, daha doğrusu noel gallagher ile sıkı dosttur. bu dostlukları oasis şarkılarına müdahale, kayıtlara katılma gibi ''müzikal'' katkıları da kapsayan bir dostluktur. her zaman kabadayı takılan ve kolay kolay kimseyi kendisinden üstün tutmayan noel gallagher'ın bir büyük gibi, bir öncü gibi saygı duyduğu, ''büyüksün aağbi'' kıvamında baktığı bir insandır hatta paul weller. zaten geçenlerdeki sükseli noel gallagher-damon albarn-graham coxon-paul weller buluşmasında gördük bunu.) noel gallagher da şarkı üzerinde oasisvâri dokunuşlar yaparak bu pası değerlendirmiştir iddiaya göre. iddia sahiplerinin bu noktada elbette görüşlerini desteklemek için kullandıkları bazı argümanlar da mevcut: paul weller, champagne supernova'da gitar çalmıştır, geri vokalde yer almıştır, şarkının kapanışındaki ıslık kendisine aittir. -kapanışta ''ooh'' geçişlerinde sesini duyarız kendisinin, hatta ''ooh'' eklemesini yapma fikri de kendisine aittir- yine albüm*deki bir başka eser the swamp song'da da parmağı vardır (bkz: #33181192) ve o dönemde de sık sık noel gallagher ile stüdyoda çalışmışlar, yardımlaşmışlardır. gibi. (bunların hepsi elimizde olan ve doğruluğuna emin olduğumuz bilgiler)

    bu noktadan hareketle, şarkının yazılışı ile ilgili pek çok farklı hikâye türemekte aslında.

    paul weller bahsi ile bakılacak olursa; ''o dönemde noel gallagher ve paul weller stüdyoya kapanıp birbirlerine bestelerini dinletmekte, yer yer fikir almaktadırlar; noel gallagher, what's the story morning glory'nin hemen hemen tüm şarkılarını kaydından önce paul weller'a dinletmiştir mesela. her neyse, paul weller da burada wild wood için kullanamadığı -ki bu albüm yayımlanalı 2 yıl olmuştur o zaman-, bestesini tam olarak yapamadığı ve elinde kaldığını düşündüğü bu bestesini dinletmiştir kendisine, elbette dinletilen champagne supernova'nın ''iskelet''idir, sonrasında beraberce bestelerler şarkıyı; solo kısmı tamamen paul weller'a ait olduğu için de albümde bu kısmı bizzat kendisi çalmıştır. bu şarkı böylelikle paul weller kökenli bir şarkı olur, arkadaşa bir armağan mahiyetindedir.''

    bu bahis tamamen kafalardan silinip bakılacak olursa; ''noel gallagher sarhoş ve evinden kovulmuş şekilde sevgilisi meg'in evine gider, burada pixies albümü bossanova'yı dinlemektedirler, kendisi bunu supernova olarak anlamıştır; eş zamanlı olarak da televizyonda da fransa'da şampanya yapımı ile ilgili bir belgesel vardır, sonra noel kafasında bu iki apayrı şeyi birleştirir ve ''buldum! champagne supernova!'' der. sonrasında aşama aşama şarkısını besteler, yer yer hâlâ anlamını bilmediği, kendince hiçbir anlamı olmayan sözlerle bezeyerek.''

    noel gallagher; şarkı ile ilgili herhangi bir yorumunda paul weller'a değinmiş değildir, bu durum bir ipucudur kanımca. zira richard ashcroft ile beraber o döneme ait en yakın dostu ve ağabeyi saydığı paul weller'dan kesinlikle bahsederdi bana kalırsa. yani etik olarak bahsetmesi gerekir en azından, değil mi? ha keza paul weller'ın da şarkı üzerinde sonraki zamanlarda da yorumu mevcut değil. kaldı ki gerçekten bu şarkı bir paul weller şarkısı olsa idi, noel gallagher bir dost olarak, ya da ticarî anlamda, nasıl olursa; mutlaka telif aşamasında karışıklık çıkardı, ''kimse kimsenin babasının oğlu da değil a.'' da diyor insan. ama aynı zamanda paul weller'ın iddialara ek olarak gitar çalmış ve geri vokalde olmuş olması, aradaki samimiyet ve dostluk gibi faktörler de şarkı paul weller'a ait olmuş olsa ya da ortak bestelense bile ''kreditte bir göz yumma, samimi bir armağan isteği'' olarak da yorumlanabilir çok çok fazla bir iyimser yaklaşımla.

    ne olursa olsun, şarkının bir noel gallagher bestesi olduğunu düşünüyorum kendi adıma, ya da düşünmek istiyorum açıkçası. bu kadar teori arasında da tutup herhangi birine inanana da ''neden inandın?'' denemez bence, zira noel gallagher şarkı alıntılama, doğrudan çalma, aşırı esinlenme gibi alanlarda alanında kesinlikle bir numara.

    her neyse, bize kalan bu şahane eseri dinlemek elbette. noel gallagher'ın ve oasis'in en ''psychedelic'' işi olarak da algılayabiliriz bence bu şarkıyı. -ki bunu sadece enfes efektlerine bakarak değil, aynı zamanda doğaçlama sololarına ve sözlerine bakarak bütüncül olarak söylüyorum- doğaçlama solo kısmına gelince, bu kısımda kesinlikle paul weller kendisini fazlasıyla hissettirmiş. (zaten gitar çalmış adam, daha ne yapacaktı?) aynı şekilde geri vokal de büyük ölçüde kendisine ait, fikir olarak. (ki ben de some might say gibi bazı birkaç kaliteli istisna dışında oasis'in geri vokal yetersizliğinden dem vururdum, champagne supernova'yı da some might say gibi geri vokal olarak ''çok kaliteli'' görürdüm, nitekim boşa değilmiş, paul weller el atmış yahu, oasis aynı oasismiş*)

    hülâsâ, şahane albümün en şahane kapanışıdır champagne supernova. şahane akor geçişleri, enfes liam gallagher vokali, yerli yerinde efektler, can yakan gitar soloları ve yumuşacık bir kapanışla el sallar size, ve albümünün ve kendisinin tüm gürültüsüne, azametine rağmen kibarca albümün sona erdiğini ilan eder. britpopun en temel yapıtlarından birisi böylelikle nihayete kavuşur.

    sona eren sadece albüm de değildir ayrıca, bir dönemdir; zira bu şarkıdan sonra oasis ne kadar çırpınmış olsa da hiçbir zaman bu ''son''un bıraktığı noktaya, bu ''son''un oluşturduğu zirveye erişememiştir.

  • bu hakimler de kendini iyice bir şey zannetmeye başladı.

    sizin borunuz sıradan vatandaşa ötüyor. o doktorun abisi akp ilçe başkanı olsa haritadan yer beğenecektin kendine.

  • tabii ki de migros ya da carrefour'dur. bim'e, a101'e kaçanlar sigara ve alkolsüzlükten zaten ölmüş demektir. evet.

  • bir süredir takip ettiğim tattoo sanatçısı. uygun koşullar sağlandığında muhtemelen kendimi dövdüreceğim sanatçı. berlin'de ikamet ediyor ve önümüzdeki iki yıl dolu. işin tuhafı sadece 2-3 senedir dövme işi ile uğraşıyor ve sanırım akademi vs mezunu da değil. ama motifleri, vücuda konumlaması... olağanüstü

    websitesi;

    http://www.dotstolines.com/