ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zeka seviyesine göre müzik zevki
-
anlamak için uzun uzun test çözmenize gerek olmayan şey.
kalbimin tek sahibine* eşliğinde duygulanıp tabi tabi* eşliğinde eğleniyorsanız bu zekayla bu yaşa gelebildiğiniz için şükür namazı kılın. bakın ne kadar basit.
edit: gerçekleri çarpıtmadan söylüyorum ki haftada 3-4 gün uyumadan önce ya da çizim yaparken muhakkak beethoven dinlerim, lil wayne kimdir bilmiyorum bile. karşınızda nasıl bir deha var bilin yani.
israil'de yapılan covid-19 bağışıklık araştırması
-
saldım çayıra mevlam kayıra tipi bağışıklık yani, ne yapalım doğal bağışıklık gelişsin diye covid olup ölelim mi? ölen 60 bine yakın kişiyi ne yapıcaz bu arada? ya sabır...
edition: "saldım bayıra" idi "çayıra" olacakmış düzelttim. "caysizhayatbos" a teşekkür ederim.
edit 2: ilk entryinin sahibi saygıdeğer (!) yazar, süper bir bilim aşığı olduğunu edit ile hakaret ederek kanıtlamış, kendisini nezaketi nedeniyle tebrik ediyorum.
başkentinde canlı bomba patlatılan ülke
-
istifa etmesi gereken başbakanının sırıtıp açıklamalar yapacağı ülke. istihbarat örgütünün ise ne bok yediği bilinmez.
cihangir'deki mavi tişörtlü emniyet müdürü
-
çocuğu bırak, ülke uyuyor. video durumu çok güzel özetlemiş aslında.
biz uyuyoruz onlar alıyorlar.
uyumayın!
edit: bazı arkadaşlar tepki göstermiş insanları galeyana getiriyorsun diye.
ben kimseye sokağa çıkın, ortalığı karıştırın demiyorum arkadaşlar. bu ülke hepimizin, hem kendimiz hem toplumumuz için mücadele ediyor birçoğumuz. böyle zamanlar toplum olarak bağlarımızı güçlendirmek için bize örnek olmalı.
uyanık olmak, gözlemlemektir. doğruyu yanlışı ayırt edebilmektir.
anne
-
2 yıl oldu. 730 gün boyunca her aklıma geldiğinde gözlerim sulandı, burnumun kemiği sızladı. her sıkıldığımda, güzel olan şeyi paylaşmak istediğimde, anneler gününde, doğumgününde, doğumgünümde başkalarının önemli günlerinde senden telefon bekledim. bazı akşamlar rüyama girdiğinde dünyanın en mutlu insanı oldum.
önemli toplantılarıma hayır duanı almadan girmeye hala alışamadım. tıpkı kandillerde evin telefonunu çevirdiğimde babamın sesini duymaya alışamadığım gibi. karadeniz’e bilet almaya elim bile varmıyor, seni büyüdüğüm evin kapısında görmek istiyorum çünkü hala. soğuk bir mermerle çevrili bir toprak parçasında değil.
o çok sevdiğim ıspanaklı börekler senin elinden olmayınca birer kor parçasına dönüşüyor. ipek eşarplar bile canımı acıtan birer nesneye dönüştü . “annem beğenir” diyerek alamayacağımı biliyorum artık hayatım boyunca.
bendeki sarı kafalı , çırpı bacaklı çocuk seninle beraber toprağa girdi.üstünden iki sene geçti acın küllenmedi , küllenmeyecek.
seni hala çok seviyorum.
11 haziran 1996 türkiye hırvatistan maçı
-
alpay'ın vlaoviç'i düşürmemesi ile hatırlanan maçtır.
kaderin cilvesi aynı yıl 4-5 ay sonra alpaylı beşiktaş vlaoviçli valencia ile uefa kupasında eşleşmiştir .
gazeteler "bu sefer düşürecek mi" haberleri yapıp tv kanalları bu soruyu hususi alpaya sormak için evine kadar röportaja gitmişlerdir.
daha da bitmedi , ne düşürme hadisesiymiş diceksiniz, vlaoviçi düşürmeyen alpay uefa'dan fair play ödülü alır .
bu ödülü ülke olarak kıçımıza mı sokacaz derken 1998/99 sezonununda galatasaray şampiyonlar ligi guruplarında rosenborgla liderliğe oynuyor ama son haftaya gelirken puanlar eşit averajlar eşit iki takım arasında oynan maçlarda üstünlük yok 3-0 3-0 atılan goller eşit nolacak ? şayet bu durum gurup maçları bitiminde devam etseydi hangi ülke'nin fair play ödülü var ona bakılacaktı ! evet . alpay nerdeyse galatasarayı ş.l guruplarından lider çıkaracaktı. ama ne oldu? ne rosenborg ne galatasaray guruptan çıkabildi. juventus çıktı ki bu apayrı bir konu...
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
bekar evine sonunda bir dvd player alınmıştır. artık bilgisayarda -aman takıldı, ay bunu açmadı, alet kilitlendi. ctr+alt+del yapalım- gibi problemler ortadan kalkacaktır. uzanıp insan gibi film izlemek nasip olacaktır. ilk kez dvd tecrübe edilecektir. iki arkadaş yere attıkları minderlerin üzerine uzanırlar. filmin yaklaşık 20. dakikasında şu diyalog yaşanır;
-abi niye dürtüp duruyorsun kumandayı?
-ne dürtmesi?
-e ittirip duruyorsun aleti
-haaa ekran koruyucu girmesin diye
-??????
astral seyahat
-
bilinçaltınız, farkında olamayacağınız, tahmin bile edemeyeceğiniz kadar çok ayrıntılı bilgi ile doludur. bilinçli olarak bunları hatırlamak isteseniz, kendinizi zorlasanız bile hatırlayamayacağınız, hatırlamayı aklınıza bile getirmeyeceğiniz bilgilerdir bunlar.
yatak odanızdaki perdede kaç tane kelebek deseni olduğunu bugüne kadar hiç saymamış, buna kesinlikle dikkat bile etmemiş olsanız bile beyniniz zamanında siz farkında olmadan o kelebekleri saymış ve bilinçaltınıza yazmıştır. şimdi biri size sorsa "yatak odandaki perdede kaç tane kelebek var" diye, "yatak odamdaki perdede kelebek mi varmış?" bile diyip şaşırabilirsiniz. sayısını bilmeyi bırak, kelebek olup olmadığının dahi farkında değilsinizdir belki.
ama uykunuzdayken, rüyanızda yatağınızdan doğrulup odadaki perdeye baktığınızı, perdedeki kelebekleri, kaç tane olduğunu görüp, heyecan içinde uyanıp perdedeki kelebekleri saydığınızda, sayının doğru olduğunu da gördüğünüzde "aha astral seyahat yaptım, uyurken ruhumu ayırıp perdedeki kelebekleri bile doğru saydım" diyorsunuz.
hayır uykunuzda bedenden falan ayrılmadınız. kıçınız açıkta kaldı rüya gördünüz. rüyanızda da, bilinçliyken farkında bile olmadığınız ama bilinçaltınızda yer alan bir ayrıntıyı gördünüz.
hepsi bu.
ekşi sözlük antik yunan klonundan başlıklar
-
corinth'li sisyphus'un anlaşma sürecine girdiği gerçeği (38)
hephaistos'u hepaistos diye okuyan tip (76)
merhaba ben truvalı priam sorularınızı yanıtlıyorum (132)
pegasusun intikamı (113)
sabire meltem banko (48)
arda turan ve burak yılmaz'ın puro keyfi
şirinler'in kürtçe yayınlanması
-
(bkz: sırrı süreyya şirin)
aşisfkljhadşfgjkhaşldfkş düşünsenize göstermelik çıkışlar yapıyor, sonra gargamel'le anlaştığı ortaya çıkıyor falan.
z kuşağı bu ülkenin kanseridir
-
üzerinden asırlar geçse de insanoğlunun o dönemdeki gençliğe olan bakışı pek değişmiyor.
sanırım bu konudaki en güzel sözü ata yadigârımız, güzel insan muazzez ilmiye çığ hocamız söylemiş.
'sümer tabletlerinde "bu gençlik nereye gidiyor" yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum.'
bu konudaki diğer örnekler için;
'bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. kaba bir şekilde yemek yiyorlar. yetişkinlere karşı saygısızlar. ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenleri sinirlendiriyorlar.'
( aristo mö 350 )
'günümüzün çocukları lüksü seviyor, kötü davranışları var, otoriteye baş kaldırıyorlar, yaşlılara saygıları yok, çalışmak yerine lak lak etmeyi seviyorlar.
çocuklar artık evlerinin hizmetçisi değil, tiranı... anne babaları odaya girince ayağa kalkmıyorlar, onlara itiraz ediyorlar, destek olmak yerine laklak yapıyorlar, şapır şupur yiyorlar, bacak bacak üstüne atıyorlar, öğretmenlerine zulmediyorlar.'
( sokrates mö 399 )
' günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.'
( hesiod mö.800 )
ha bu arada z kuşağı diye bir kuşak mı olur amk, bizim 94 model renault fairway arabamız vardı.