hesabın var mı? giriş yap

  • bir beşiktaşlı olarak fener'e gelmesini ben de isterim.*

    adamların derdi yokmuş gibi bir de batshuayi istiyorlar bunlar iflah olmaz amk.

  • beklenen kişi çevrimiçi olduğundaki o yürek çarpıntıları. daha da güzeli sana "selam" yazdığında duyduğunuz o "dırıdıdıdık" sesi...

    bir de sözleşipte girerdik. yarın akşam 8de aynı yerde gibi. güzeldi.

  • baba tarafımdan kürdüm. anne tarafımdan yörük türkmen.

    babamda dahil ailecek bu vatan ve bayrak için kanımızı canımızı veriririz. maddi durumum elverdiği bedellı askerlıge yasım ve param yettıgı halde babam tarafından gecen sene askere sırf vatan gorevıdır dıye yollandım. baba tarafımda ataturkten mebusluk almış, madalya almış, kurtuluş savasında aşiretiyle beraber savasmış buyuklerımız var.

    evet kanımda kurtluk var ve ben bu topraklarda buyudum bu bayrak altında dogdum bu bayrak altında olecegım.

  • takım elbise altına giyildiğinde, iş hayatının cipciddiliğini azaltan ayakkabıdır ve şuna bakın ki pantolon-ceket ikilisinin altında enfes durur. dezavantajı; patrona yakalanırsanız ve "hani nerde topuklu ayakkabılar, nerde resmiyet" sorusu ile karşılaşırsanız, lise yıllarındaki üniforma altına spor ayakkabı giymeyi yasaklayan müdür muavinine sırıttığınız gibi sırıtamıyorsunuz, kaba etler yemiyor açıkçası...

    hamiş: ağzı burnu simsiyah olanları, mor ya da kırmızıya oranla elbette ki daha az dikkat çeker.

  • sen arayınca telefonu açmaması.

    demek ki telefon numaranı silmemiş, silse de demek numaranı hatırlıyor ki açmıyor, hatırlamasa da demek bilmediği numaraları açmayacak kadar namuslu.

  • kaç yaşında insanın cümlesindeki gevşekliğe bak. bağırta bağırta, kanırta kanırta, cidden ergen misiniz nesiniz?

    akp'nin günümüze hediye ettiği leş siyasetçi üslubundan bir kesit izlediniz.

  • "kız olmuş 90 kilo, hala facete, twitterda eski sevgilisine laf sokma çabasında. neymiş, intikam soğuk yenen bi yemekmiş. ye lan onu da ye."

  • oncelikle sunu dikkatli bir okumak gerekiyor. ozellikle su kismini:

    "...o dönemde köşk'teki müstahdemin, yaverlerin, muhafız polislerinin iaşesi ve köşk'ün diğer masrafları da atatürk tarafından karşılanıyordu. başvekil ve vekillere ödenen harcırah cumhurbaşkanı için söz konusu olmadığından seyahatlerde ulaşım dışındaki, yemek ve içki dahil bütün masraflar, tamamen kendi kesesinden çıkıyordu... "

    o zaman neredeyse cumhurbaskanligi butcesi anlamina gelen bir parayla bugunku cumhurbaskani maasini karsilastirirsan boyle oran cikar tabii.
    (bkz: beyin bedava)