hesabın var mı? giriş yap

  • gerçekten de yazılarından yansıttığı gibi bir ruh hali varsa görüldüğü anda sokak değiştirilmesi vaciptir.

    çocukluğuna inelim;

    baba: oğlum git şu bakkaldan bir gaste al da gel.
    g.y.b: bir türkçü asla emir almaz çaşıtlık yapma.
    baba: ne diyorsun ulan sen?
    g.y.b: aptal aptal sorular sorma. ne dediğimi anlayamadıysan burada işin yok, sen git 4 harfliler gelsin.
    baba: hanım katanamı getir
    g.y.b: bir türkçüyü japon kılıcıyla öldüremezsin, hun yayı yok mu?

  • 38 de abd'ye gelerek yaptığım ve üzerinden 2 buçuk sene geçen eylem.

    evliyim, çocuğum yok, eşimle aynı şirkette çalışıyoruz. böyle söyleyince insanlar zor bir şey yaptığımı düşünüyor. ama gerçekte zorluklarıyla, kolaylıklarını teraziye koyduğumda, kolaylıkları çok daha ağır basıyor. ilk olarak türkiye'de iken yerleşmiş olan “ne yaparsam yapayım olmayacak” düşüncesi çoktan geçti gitti. artık çok rahat şekilde “neler yapabileceğimi” planlayabiliyorum. hatta bana en acı gelen şey “keşke daha önce gelebilmiş olsaydım” düşüncesinin ara ara aklıma gelmesi.

    amerika özelinde, bu eylemi kimlere tavsiye etmem dersek, aile bağları çok kuvvetli, gelenksel kişilere tavsiye etmem. filmlerle, müziklerle, kitaplarla amerikan kültürüne maruz kalmamış, sinemada sadece türk filmleri izleyen kitleye de tavsiye etmem. bunu sınıflandırma yapmak için, aşağı göstermek için demiyorum, bulunduğum yerdeki arkadaşlarımın yaşadığı zorluklara bizzat şahit olduğum için diyorum. sorumululuktan kaçan, tembel ve hayat görüşü kazandığı parayı yemek olan kişilere de tavsiye etmem.

    bunların dışında, dil bilmiyorum, orada ne yapacağım, yeni hayat kurmak çok zor vb… bahaneler gerçek anlamda birer bahane. kendinize koyduğunuz engeller. dil öğrenebilirsiniz. yeni hayat kurmak, bozuk olana devam etmekten çok daha kolay ve bence insan psikolojisine iyi gelen bir şey. hepimiz doğamız gereği kendimize hedefler koyarız. türkiye'de 37 yıl yaşadım. en son lisedeyken kurduğum hayallere inancım vardı. büyüyünce dünya kirlenmeye başladı. küçülttüğüm hedeflere bile ulaşmam imkansız hale geldi. burada ise her şey mümkün ve yaşın bir önemi yok. benden daha yaşlı olup, daha geride olan insanlarla karşılaşınca ve onların umutsuz olmadıklarını, boşa mücadele etmediklerini bilmek bile insanı motive ediyor.

    yukarıda bahsettiğim domestik kişiler de, bırakın başka ülkeyi mahallenin dışına çıktıklarında bile afallıyorlar, çünkü tüm dünyayı kendi küçük dünyaları zannedip, gittikleri yerdeki insanlardan da aynı şeyi görmeyi umuyorlar. sonra olmuyor tabii ki.

    fırsat bulabiliyorsanız demeyimleyin derim ben.

  • hani lan din kardeşiydik.bizim mallar da filistin için ağlasın alın size filistinli.
    bu yavşaklar yeter ki imkan bulmasın bizi diri diri keserler.

  • ben bu insanlari da anlamiyorum. istanbulda vaka olmadigini mi dusunuyorlardi? vakalarin buyuk kisminin istanbulda oldugunu zaten her insan evladi tahmin edebilir bence.

    hayatini korku ustune kurmus ve mantikli davranamayan insan hareketidir, cok net. evinden cikmasa, sosyal izolasyona dikkat etse belki de hic virus kapmayacagini idrak edemiyordur.

  • uyandırdığı nefret duygularının artması üzerine açıklama ve çağrı yapma gereği hissettim.
    yaz boyunca istanbul - gümüşyaka civarında scolari'yi görürseniz saldırmayın, o adam scolari değil, tıpatıp aynısı olan benim babamdır. kendisine mahalle maçlarında scolari deriz. artık demeyeceğiz zira teknik taktik bilgisi bu dingilden on kat iyidir.
    teşekkürler.

  • en çok takdir ettiğim akp seçmeni. 4 kişilik ailesiyle, 750tl kira verip babasının oğullarını savunur gibi akp'yi savunan yurdum vatandaşı helal olsun sana. cebinde 24 ay taksitle aldığı iphone 6 da vardır çoğunun. bu da ayrı bir takdir konusudur mesela.

    ay ortasında dara düştüğünde chp/mhp/hdp seçmeni iş arkadaşlarından ya da akrabasından borç ister. çünkü kredi kartlarında limit kalmamıştır.

    hele, ortamlarda cumhurbaşkanının saraylarda oturup ultra lüks ulaştırma araçları kullanmasını da heyecanlı ve onurlu bir şekilde savunması yok mu, göz yaşartır.

    yapılmakta olan istanbul'daki 3. havaalanını ise hiç kullanmayacak olmasına rağmen yüklenici firma sahibi gibi sahiplenmesi yok mu, bıraksan kendisi kanatlanıp uçacak.

    helal sana.

    edit: takdir yerine taktir yazarak, yazmış olduğum her şeyin geçersiz olmasına sebep olduğum için ben bir malım. evet evet, eğer takdir yerine taktir yazmamış olsaydım bir çok gerizekalı ne demek istediğimi anlayacaktı ama benim yüzümden anlayamadılar. belki bu asgari ücretlinin sorunu da benim takdir yerine taktir yazmamdır. belki dünyadaki açlık ve sefalete de bu sebep olmuş olabilir.

    ulan ne mal adamlar var. yazdıklarımın içeriğine zerre takılmayıp, tdk müfettişi kesilmiş ipneler. lakin isimlerinizi tek tek not aldım. en müsait zamanımda her birinizin yazdıklarını tek tek inceleyip yazım ve imla hatalarınızı bulacağım ipneler. sözlük hayatını size zindan edicem.

  • pitbull larin toplum için ne kadar tehlikeli bir varlık olduğunu gözler önüne seren bir videodur.

    bu videodaki gibi bir at a değil de bir çocuğumuza, evladımıza saldırdığını düşünün bu canlının? düşünmesi bile korkunç. bu köpek bir halk sorunudur, tehlikelidir ve agresiftir. istisnaların tabii ki vardir, çok uysal ve eğitimli olanları da vardir lakin bu durum pitbull larin ne kadar tehlikeli olduğunu değiştirmez.

    defalarca at tarafından savrulmasina rağmen kaç kere saldırdığını siz de gördünüz. hayvanda vazgeçme yok, takıntı yapıp bir çocuğumuza saldırsa allah korusun.