hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.

  • doğum günü şerefine bir anısını anlatmak istiyorum.

    bizim sofa içmiş ankara'da arkadaşlarıyla bir gece. hesabı ödemişler, yeni mekanlara sekecekler, çıkarken biraz geride kalmış bu. arkadan çıkmış, bakmış arkadaşlarının hepsi az ötede bi dolmuşun başında dikiliyor. bizim sarhoş çözmüş hemen olayı, arkadaşları dolmuşu durdurmuş bunu bekliyorlar diye koşmuş dolmuşa, bakmış ön taraf boş, atlamış şöförün yanına ve "kızılay'dan geçiyor mu?" diye sormuş. adam buna bakmış bakmış "abla, bu köfte ekmek arabası yalnız" demiş. bi inmiş aşağıya arkadaşları köfte ekmek yiyor arabanın başında. "arabanın lastikleri bile yoktu lan, takozun üstünde duruyordu" diyor.

  • havalı tüfekler hava basıncı, co2 ve elektrikli olarak 3 prensipte çalışır. en yaygın ve basit olanı, hava basınçlı pnomatik sistemli tüfeklerdir. hava basıncının bir kol yardımı ile mekanizma içinde bulunan tüpteki havayı sıkıştırması ile kurulur. tetiğin çekilmesi ile serbest kalan hava, namlu içerisinde şişe, şişte namluda bulunan pellet’e çarparak atışın yapılmasını sağlar. havalı tüfeklerin namlu açısından yekpare ve namludan kırma olarak iki çeşidi vardır. yekpare namlulu tüfekler, kırma olarak tabir edilen tüfeklere nazaran, enerji kaybını minimuma indirdiği için atıcısına daha güçlü atış imkanı sağlar. kırma namlulu tüfekler ise, yeni başlayan atıcılar için hem hafifliği hem de tüfeği tanıma açısından silah sahibine kendi çapında avantajlar sağlar. havalı tüfekler, ateşli tüfeklerin aksine tepme aktivitesini, geriye değil ileri doğru yapar. başka bir deyişle tüfek, atış sonrası kendini ileri çeker. bu sebepten dolayı dürbün monte edilen tüfeklerde, dürbün stoperi, ateşli tüfeklerin aksine dürbün ayaklarının arkasına sabitlenir. atış teknikleri açısından, hareket halinde tetiklenmesi tehlikeli sonuçlar doğurabilir. mümkün olduğunca sabit pozisyonda atış yapılmalıdır. sağ el baş parmağı kabza üstünde, işaret parmağı tetikte, diğer parmaklar kabza altında tutulur. sol kol, dirsekten bükülerek göğüs kafesinin tam ortasına sabit, sol elin avuç içi, tetik çemberinin üstüne oturacak şekilde silah gövdesinden tutularak kavranır. nefes ayarı yapıldıktan sonra temiz alanda atış yapılır. ülkemizde bu tüfeklerle av yapmak yasaktır. sadece hobi amaçlı kullanılabilir.

    havalı tüfek markaları :
    gamo : dünyanın en kaliteli ve güçlü havalı tüfeklerini üreten ispanyol asıllı firma. maxima ve hunter 890 modeli saniyede 305 metre gibi dünyanın en fantastik değerine sahiptir. ancak, en kullanışlı modeli, benimde sahip olduğum cf 30 modelidir. saniyede 290 metre değerine sahip, yekpare namlulu kullanışlı bir tüfektir.

    airforce : gamo ile birlikte, ek hava tüpü ile beraber, saniyede 305 metre değerine ulaşmış amerikan asıllı firmadır. tüfek tasarımları muhteşemdir. gamo’nun aksine daha çekici modelleri mevcuttur. dayanıklılık bakımından hassas olması sebebi ile, averajın altında nazik bir tüfektir.

    rws-diana, beeman, walther, crosman, daisy ve benzeri markalar genel olarak aynı değerlere sahiptir. saniyede 150-250 metre atış gücü olan ürünleri mevcuttur.

    ek parça mermi ve aksesuarlar:
    scope : havalı tüfek dürbünleri. genelde tüfeğin markası ile uyumlu olması, en bilinen kuraldır. ancak piyasada busnell, simmons gibi sadece havalı tüfekler için dürbün üreten firmalarda standart seçenekler sunabilir. 4-16x50 gibi değerlere sahip dürbünlerin yanı sıra quickshot olarak bilinen dürbünlerde mevcuttur.

    mounts: dürbün ayakları. atış sonrası oluşan tepme aktivitesinin, dürbün ayarını bozmaması için özel olarak bu tüfekle göre tasarlanmıştır. tüfek markasına uyumu açısından bkl firması bilinen en iyi üreticilerdendir.

    minitorch: tüfek feneri. havalı tüfeklerin kullanımını bozmayacak şekilde, gece avları için görüş sağlayan, hedef odaklı küçük fener.

    red dot : dürbünün yakın mesafelerde yetersiz kaldığı durumlarda kullanılan aparat. bildiğimiz laser pointer’ın tüfeğe takılanı.

    scope level : dürbün ayar aparatı. dürbünün üstünde ve sağında bulunan ayarlama vidalarının yanı sıra, dürbünün tüfeğe paralel olarak takılıp takılmadığını anlamamız için üzerinde cıva göstergesi bulunan malzeme. (bkz: dürbün ayarı)

    scopeeze : dürbün yastığı. uzun süre dürbünden bakılan durumlarda, rahat atış imkanı için dipçiğin üzerine takılan, deri veya tekstilden üretilmiş küçük yastık.

    muzzlebrake : susturucu. çok etkili olmasa da havalı tüfekten çıkan sesi, kontrollü olarak dağıtan hava taşı veya metalden yapılan susturucu.

    airgun case : havalı tüfeklerin taşınmasını için yapılan tüfek çantaları. deri ve tekstilin yanı sıra sert plastikten üretilen modelleri de mevcuttur.

    pellets : havalı tüfek saçmaları. 177, 22, 25 kalibre olmak üzere 3 kalibreden mevcuttur.
    piyasada 4.5, 5.5, 6.35 kalibre olarak bilinir. kurşundan yapılmış paraşüt olarak bilinen modellerin kullanım amaçlarına göre uçları düz, sivri, yuvarlak ve içeri doğru oyuk modelleri mevcuttur. paraşütlerden farklı olarak çelikten veya polietilenden üretilen round modelleri vardır. bunlar bildiğimiz av tüfeklerinde kullanılan çelik bilyelerdir.

    temizlik ve bakım:
    herhangi bir parçası sökülüp takılmadığı için yekpare halde temizlenir. ihtiyacınız olan malzemeler; havalı tüfek namlusuna uygun tüfek harbi ve havalı tüfek yağı ile birlikte kuru bir bezdir. mümkün oldukça sprey yağ kullanılmalıdır. ateşli silahlar gibi sökülüp takılan parçaları olmadığından, ulaşamadığınız yerlerin yağlı kalması için sprey yağ en iyi çözümdür. namlu içi, tüfek harbinin tel fırçası ile temizlendikten sonra, sprey yağ ile yağlanır. 10-15 dakika beklemede kaldıktan sonra, tüfek harbinin ucuna takılan kuru bir bez ile namlu içinde kalan fazla yağ alınır. tüfeğin el sürülen yerleri, hafifçe yağlı bir bez ile silinir ve kurumaya bırakılır. temizlik sonrası yapılan ilk atışta çok yüksek patlama sesi çıkar. bu sizi korkutmasın. ikinci atışta normale dönecektir.

    tamir:
    tüfeğin herhangi bir sebeple bozulması durumunda, tamiri sadece üretici firmanın belirlediği yetkili servisler tarafından yapılmalıdır. konusunda uzman olmayan kişiler tarafından açılması tehlikelidir. sonuç olarak ateşli silahlardan çok farklı bir yapı ve mekanizmaya sahiptir.

    günümüzde kaliteli markaların saniyede 300 metre atış hızına sahip modelleri vardır. özellikle yiv set’li olan modellerde yaklaşık 900-1000mt arası menziline binaen, 100 metre civarı etki mesafesi bulunur. burada etkiden kastım, canlı hedeflerde ağır yaralanma hatta ölümle sonuçlanan etkilerdir. zaten amerikan yasarlına göre, havalı tüfeklerin kullanım talimatının birinci maddesinde ‘’this is not a toy’’ yazılması zorunludur. gerekli mesaj alınmıştır herhalde…

  • almadan önce gerekli mi diye çok araştırılan bir cihaz. ben araştırmaya başladığımda şu anki fiyatına ulaşmıştı bile. bu nedenle fiyat & performans açısından benzeri bir araştırmanın içinde olanlar için uzuuun bir inceleme yazısı yazmak istedim.

    ilk olarak herkesin kafasındaki tek soru; airwrap’in bu paraya değip değmeyeceği. işin komiği, avrupa’daki, amerika’daki kullanıcıların da tek derdi o. yani oradaki ortalama bir insan için de ciddi bir paraya karşılık geliyor kendisi.

    bu kritere cevap vermek çok güç. şöyle diyeyim; bence bu ürüne verdiği paraya asla acımayacak çok küçük bir grup insan var, onlar da ısıl işlem olmadan asla ama asla saçını kullanamayanlar.

    bunu biraz açalım.

    şimdi senin doğuştan düz saçın vardır ama dalgalı seviyorsundur. paran çoksa al ama değmez.
    saçın dalgalıdır ama yüzüne düz saç daha çok yakışıyordur. gene değmez.

    demek istediğim, saçını iyi kötü doğal haliyle kullanabilen kimsenin vereceği paraya değmez bence bu. bazen “saçım düz, kalın telli, airwrap’in dalgaları tutmuyor” gibi yorumlar okuyup üzülüyorum. mis gibi kalın telli, düz saçım olsa hayatta bu parayı vermem bir saç şekillendiriciye.

    peki, kimler verdiği paranın bir kuruşuna bile acımaz? işte benim de içinde olduğum bu grup, gerçekten cihaza aşık olacak olan kişilerden oluşuyor:

    - saçı ince telli,
    - kırılmaya yatkın,
    - ne yaparsa yapsın saçı elektriklenen,
    - ısı görmeyince ne düz ne dalgalı, her telden çalan bir saç ile başa çıkmaya çalışan,
    - duştan çıkıp saçını kurulayıp hazır olan herkesten nefret eden (opsiyonel, nefret olmasa da inceden bir uyuz olmak yeterli),
    - bu saçla dışarı çıkacağıma yatar uyurum diye planlarını iptal edesi gelen,
    - ulan saçı gene salamadık yaa, neyse baş ağrısından çatlatsa da topuz yapmak zorundayım diyen (true story),
    - …

    örnekler çoğalır gider. işte bu, ne idüğü belirsiz saçlara sahip kız kardeşler dyson airwrap ile yeniden doğmuşa dönebilir.

    (bu arada, böyle anlattım ama bu saç tipi %90 kıvırcık / kıvırcığa dönük dalgalı saçlı olduğunu anlamayan insanlara ait. curly girl method’u araştırıp bir airwrap parasının 10’da biriyle mükemmel dalgalı saçlara da yelken açabilirsiniz. benim bile ne düz ne dalgalı saçım bu yöntemlerle bir hayli günlük kullanılabilir bir hale geldi -aşırı güzel oldu demiyorum- ama süreç meşakkatli.)

    gelelim çabuk yıpranan saç kısmına. zaten ince telli saçların kabusudur bu. benim saçlarım biraz içsel ve dışsal faktörler nedeniyle gerçekten çok ama çok güzel göründükleri zamanın gerisindeler şu an. sorun değil, yine toparlar. gel gelelim saçım azıcık düzgün görünsün isteyip düzleştirdiğim her seferde aşırı yıpranmalara maruz kalıyordum. ki düzleştirme dediğim de ayda 1-2 falandır. saçımın hassaslığını oradan anlayın.

    dyson’ın hava akımıyla şekillendirmesi falan biraz hikaye, sıcaklık maksimumdayken cayır cayır valla. o yüzden mümkün oldukça orta seviyede bir kurutma işlemi yapıyorum.

    düzleştiriciyle karşılaştırayım, bu kadar sık kullanımda düzleştirici 100 üzerinden 95 zarar verecekse dyson 20 falan veriyor. ama yine de biraz zarar veriyor.

    not: ben ısıdan koruyucu herhangi bir sprey kullanmadım, çünkü araştırdığım ürünlere pek güvenemedim. önerisi olan varsa ve mesaj atarsa çok memnum olurum. haliyle bu dediğim oranlar yıkanmış ve uygun bir saç ürünüyle saç şekillendirmeye hazırlanılmış versiyon için geçerli.

    diğer madde, peki dyson saçı gerçekten güzel şekillendiriyor mu?

    madde madde yazayım;

    - yumuşak düzleştirme fırçası: benim saçımı elektriklendirdi ama nazik bir düzleştirme etkisi var. ben verim alamadım çok. normal makineyle üstten ısı versem gene buna yakın düzleşirdi saçım.

    - sert düzleştirme fırçası: işte aşk yaşadığım icat. hem hacimli hem de neredeyse dümdüz bir saç yaratıyor. düzleştirici ya da fön düzlüğü arayanı tatmin etmez yalnız, doğal görünümlü bir düzleştirme bu. nasıl anlatsam bilemiyorum, açıp videolarını izlemek gerek. elimi saçlarımdan alamıyorum, tutup öpesim geliyor ahahah.

    - düzleştirici kurutma başlığı: valla yüzyılın icadı. saçı güzel kurutuyor hadi ok, bu paraya onu zaten yap da, elektriklenmeyi de gerçekten çok iyi alıyor bu aparat. tabii bu geçici bir etki, hele ki ben gibi nemli bir şehirde yaşıyorsanız ister istemez birkaç saat sonra nemden kabarıp elektriklenebiliyor saç. ama genel olarak etkisi bana yetti de arttı.

    - yuvarlak hacimlendirici fırça: klasik fön fırçasına benzeyen bu fırçayı sadece düz durmamakta aşırı inatçı katların ucunu şekillendirmek için kullanıyorum. iyidir.

    - 30 & 40 mm airwrap: 1 kere kullandım, dalga isteyeceksem saçımı doğal kullanıp kıvırcık kız uygulaması yapıp daha az güzel görünürüm ama en azından daha az uğraşmış olurum dedim. biraz üşendim ama alınacak verim el alışkanlığıyla da artınca belki düzenli kullanılır.

    beklediğimden de uzun bir yazı oldu. çok ciddi bir paradan bahsediyoruz, bu nedenle umarım birilerine faydası olur.

    sonuç; okuyun işte, o kadar yazdık. *

  • atatürk havalimanının yıkılması üzerine siz kime sordunuz temalı tweet’lerdir. kaynak

    --- spoiler ---

    1912’de kurulan, osmanlı’dan miras alınan, dünyanın ilk 10 havaalanından birini yıkıyorsunuz. insan babasının malını bile yıkacak olsa kardeşine, akrabasına, eşine, dostuna danışır. siz bu milletin servetini yıkarken kime danıştınız? seçilmiş belediye başkanına sormadınız+++

    siyasetçilerine sormadınız, akademisyenine sormadınız, sivil toplumuna sormadınız. 16 milyona sormadınız. kime sordunuz? ortak akla başvurmadan, millete sormadan bunca büyük bir milli serveti tahrip eden akıl istanbul’un kutsallarını da yıkar. +++

    mehmet akif’in dediği gibi “hadi gel yıkalım şu süleymaniye’yi desen, iki kazma iki kürek, iki de ırgat gerek. ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, bir sinan, bir de süleyman gerek”. covid’i bahane edip pistin üstüne hastane yaptınız, içi bomboş.+++

    atatürk havalimanı’na özel yapılmış metro yatırımını, marmaray’ı boşa çıkardınız. şimdi havalimanını park yapacağım diyorsunuz ama şehrin kuzeyinde tam 136 katı büyüklüğünde bir alanda doğayı, tarımı, ormanı katledip, imara açıyorsunuz. +++

    niyetinizi iyi biliyoruz. iki dozer bir ekskavatörle hayat pahalılığını, işsizliği, geçim derdini unutturmak, milleti tahrik etmek ve kaos yaratmak istiyorsunuz. ama nafile! ne kadar çabalarsanız çabalayın millet bu tahriklere gelmeyecek, hiçbirimiz bu tuzağa düşmeyeceğiz! +++

    hala bir parça vatan, bir parça millet sevginiz, bir parça istanbul aşkınız kaldıysa, durun! kararı aziz millete bırakın.

    --- spoiler ---

    edit: spoiler

  • ölen bizden olunca sesiniz hiç çıkmaz ama. kafası taşla ezilen gençlerimizin katillerini, tecavüze uğrayan çocuklarımızın faillerini polis konvoylarıyla koruyanlar ve bunların destekçilerine sesleniyorum.

    gidicisiniz.

  • sabah uyandım evdeki saati bir saat geri aldım, kardeşim kimse almamıştır diye geri almış, zaten saat otomatik geri almış. şuan temmuz ayındayız. telde 8 duvarda 9 arabada 10 evde 15