hesabın var mı? giriş yap

  • bakkaldan raid alınır. eve dönerken farkedilir ki tarihi geçmiş. yarı yolda dönülür;
    - mevlüt abi tarihi geçik bunun yav!
    + (önce alır bakar, 3-5 milisaniye düşünüp) tamam işte daha da zehirli şimdi. hepsi takla atcek ipnelerin.

  • benim iki tane kedim var, birisi golge birisi lucy.
    golge tekir, neredeyse onu askin yildir beraber yasiyoruz, tek gozu yok oglumun, biraz haseredir mahallenin korsani.
    bu bayram gununde evden herkes akraba ziyaretine gitti, ben hasta oldugum icin evdeydim, tam uyurken golgenin cigligiyla yankilandi apartman.
    biz golge disari kolay cikip gelsin diye dis sokak kapisinin altindan kucuk bi karecik actirtmistik, kosarak asagi indim, golge o acikligin onunde, bi serefsiz oradan boru sokmus hala vurmaya calisiyor. actim kapiyi kucuk bi kiz cocugu, bagirdim cagirdim, golge arkama gecti hemen.
    sakinlesince kizi kucagima oturtup sordum, ablacim bu boruyla seni dovseler ne hissedersin? diye.
    beni bununla dovuyorlar abla, ama bi daha ben kedileri bununla dovmem soz dedi, gitti.

    ne bileyim be, ben hasta halimle yataktan kedimin miyavlamasina kosarken nasil insanlar ana baba oluyor. allah belalarini versin.

    hayatımda hiç daha çok ağladığımı anımsamıyorum..
    gölge
    2006 - 2015
    (bkz: #49968495)

  • mutsuzluk sebebidir.

    şimdi ben yaşını almış gencecik bir insanım. sofra hazırladığım insan sayısı üç, bilemedin beştir. onlar da arkadaş, eş dosttur. ama az çok tahmin edebiliyorum bu durumun yarattığı mutsuzluğu.

    bir anne var mesela. her gün akşam sofrası hazırlamakla mükellef. zaten sabahtan akşama kadar yalnızlığından çok sıkılıyor. kadının tek mutluluğu akşam yemeğinde ailece sofraya oturup iki çift laf etmek. oğul/kız geliyor, aç değilim diyerek odasına çekiliyor, eş desen bazen geliyor, bazen gelmiyor. gelmeyince de o üç beş tabak, çatal, bardak sofrada piç gibi kalıyor.

    annenin o sofrayı geri toplarkenki yüz ifadesi gözünüzün önüne geldi mi? hah. o işte mutsuzluk. kanımca anne ne kadar aç olursa olsun toplarken bıçak gibi kesiliyor iştahı. ama anne ya işte, ses etmiyor. bir sonraki akşam yemeğini bekliyor.

    ergenken hepimiz yapmışızdır. "yemiycem!!!" diyerek annelerimizi cezalandırmışızdır. bilin ki o cezaların en büyüğüdür.

    sahanda yumurta bile olsa, sofra sofradır sevgili arkadaşlar. siz siz olun, sizin için hazırlanan sofraya herhangi bir zıkkım yemeseniz de oturun. annenin sofrası olur, babanın olur, eşinin olur, arkadaşının olur. ama oturun.

    sofraya hazırlanan emeğin boşa gitmesi şu dünyada beni en çok üzen şeylerden biridir. o sofrayı hazırlayan aç değilseniz size çay da demler üşenmeden. yeter ki oturun.

    sofra evin direğidir.

  • fenerdeki ilk iki macindaki performansina bakilirsa, turk vatandasligina gecirilip milli takimda oynatilsa kimse "siz napiyonuz" demez. dusunsenize bu terminatorun milli takimda pasor caprazi oldugunuahahaha hem mansete falan da girebiliyor bayagi cok yonlu bi oyuncu. hem o zaman fenerin bi yabanci alma daha hakki olur hahaha.
    tanim: iyi sinyaller veren genc voleybolcu.

    edit: bu sporun kitabini yazmadiysak usengecligimizden.

  • + anne bunu kırayım mı?
    - yapma çocuğum.
    + bunu kırayım mı o zaman?
    - yapma yavrum.
    + anne bunu kırayım mı peki?
    - hayır evladım.
    + o zaman bunu kırayım mı anne?
    - kır allah'ın cezası kır!
    + neden?

  • akıl verirken önce aklınızı sorgulayın lütfen. elektrik yerine gazlı fırın tavsiye etmiş beyni uçkurunda olan arkadaş, gaz ucuzmuş gibi… odun diyip italya ile kıyaslamış. odun fırını kullanabilmek için güzel bir havalandırma sistemi ile birlikte fırının kurulabileceği geniş bir alan olmalı. tavsiye vermeden önce fazla alan işgal etmeyen 2 kapaklı buzdolabı büyüklüğünde elektrikli fırını neden kullanamıyoruz diye sorgulaman gerekiyor. işletmecinin bu hesapları detaylı yapıp akıcı bir şekilde bize aktarabilimiş olması tüm ihtimalleri değerlendirmiş olmasını düşündürüyor. şu aşağılayıcı her şeye negatif yaklaşan kişiliklerinizi bir kenara bırakın da insanları anlayıp mantıklı fikirler vermeye çalışın. ayrıca odunun tonu 2 bin türk lirasına dayanmış onu da belirtmiş olayım. bugünün şartlarında fırının enerji tüketimini hesaba katmasanız bile kaliteli malzemelerle hazırlanan pizzanın maliyeti 40 lirayı geçecektir. diğer ülkelerle kıyaslanamayacak kadar kötü bir haldeyken italyanları örnek göstereceğinize lütfen yalnızca darbe attığız yerle ilgilenin.