hesabın var mı? giriş yap

  • "serbes açık cezaevine geçtikten sonra covid-19 salgını tedbirleri nedeniyle tahliye edilmişti."

    kaynak

    2017 yılında yüzde yüz kusurlu olarak 3 kişiyi öldür, 2020 de sokağa geri dön.

    benim için allahsızlığın en can sıkıcı noktalarından biri de tüm bu yaşananların bir bedelinin olmaması. adalet olsa belki biraz ama o da yok.

    sen takıl emrah, ye, iç, partile. 3-5 yıla bişiler yazarsın. kendimle hesaplaşma falan. oh, yuvarlanıp gidersin.

    dünya tam sana göre. bizler için zor.

  • halk ile asıl dalga geçen; herkesin eşit ya da birbirine yakın gelir düzeyine sahip olması gerekirken halkı "gariban" sınıfı düzeyine getirenler ve onların şakşakçılarıdır.

  • ilayda sırbaş, 15

    ezgi tezer, 15

    sabah sabah ülke ile ilgili umutlarımı hafiften kıpraştıran kızlarımızdır. ikisini de gözlerinden öpüyorum.

    "güçlendirilmiş beton binaların patlama ve darbeye karşı direncini artıracak yeni ve doğa dostu bir yöntem" projesiyle katılmışlar.

    "harici duvarların içine enerji emme özellikleri nedeniyle alüminyum içecek kutuları yerleştirerek binaların dirençlerini artırıyoruz." demişler.

    güzel ve ilginç bir proje, daha detaylı okumak isteyenler projenin dökümanına bakabilir: tık

    google science fair sayfası: tık

    ek-1: community impact award almışlardır. bu ödül çevre, sağlık veya kaynaklarla ilgili bir sorunu ele alarak içinde bulunduğu toplum açısından önemli bir fark yaratan beş projeye verilir.

  • insan hakları dersi tüm bölümlerde zorunlu olarak okutulmalı dedirten fotoğraftır. hadi ne yazık ki kolluk güçlerinin işkence tutkusunu normalleştirmişiz kendi içimizde, bari bunu sesli dile getirmeyelim. "ama dövülen reina saldırganı" diye bir savunma olamaz. çünkü polislerden yapması talep edilenler, polisin potansiyel yöntemleri zaten normal bir psikolojinin ürünü olamaz. yani eğer sen kendini adama jopla işkence yaparken, çığılıklarına, yakarışlarına gülerken hayal edebiliryorsan çare xanax'tır. ve unutmayın, şimdi dövdükleri için o çok takdir ettiğiniz polisler bu şiddete alıştıkça canavara dönüşürler. yarın bir gün bir eylem yapacak olursunuz, bir eleştiride bulunacak olursunuz; malum süreç bu tarz özgürlükler için hiç de parlak gitmiyor, gözaltında sizi bu canavarlar karşılayabilir.

  • "emre fena ayar vermiş.." diyen gerizekalıların sürekli savunmaları olduğu sürece nah türk futbolu gelişir,

    aq ergenleri gelmiş bide ayar vermiş diyor. gelmiş bjk bu adamdan kurtulsun, yok taktik kötü demiş. ne cahil insanlarla muhatabız yarabbi.

    tanım: fb futbolcusunun sözleri.

  • aktrol güruhunun kendince komik olduğunu sandığı aşağılıkça bir başlıktır.

    dostum cidden zorlamayın sınırları bu kadar. yani allah vurur bir yerden, neye uğradığınızı bilemezsiniz. fazla zorlamayın. bokunu çıkarmayın. güldünüz eğlendiniz kendi ufacık beyninizle ama daha ileri gitmeyin. haddinizi bilin. kuran böyle söylüyor.

  • "suçun kraliçesi" agatha christie ingiltere'de doğdu. gerçek adı agatha mary clarissa miller'dı ve tam bir ingiliz usulü yetiştirildi. torquay'da yetişen yazarı en çok etkileyen yazarlardan biri de arthur conan doyle'du ve ünlü yazar kitabı baskerville laneti'ni burada yazmıştı.

    1. dünya savaşı sırasında dispanser'de çalışan agatha christie, burada zehirler ve insan bedeni üzerindeki etkileri konusunda çok şey öğrendi. "bana oynamak için şöyle ölümcül bir şişe verin, değmeyin keyfime" diyen yazar bu etkiyi kitaplarında da sürdürmüştü. kitaplarının neredeyse yarısında zehirler ile ölüm bulunmaktadır.

    annesi tarafından yazmaya teşvik edilen yazar yağmurlu günlerini annesinin ısrarı ile yazmak ile geçirirdi. buradan kalan yazı alışkanlığını kullanarak eğlenceli olacağı düşüncesi ile ilk kitabı olan esrarengiz olay'ı yazdı ancak kitaptan para kazanamadı. ancak kitap yazarın ünlü karakteri hercule poirot'u okuyucu ile tanıştırıyordu. birinci dünya savaşından sonra yazdığı bu kitabın ardından ikinci kitabı olan roger ackroyd cinayeti'ni yazarak hemen ünlü bir yazar oldu. sonuçta yazar 93 roman, 17 oyun ve mary westmacott takma adıyla 6 aşk romanı yayınladı.

    yazar disgrafi denilen bir hastalığa sahip olduğundan dolayı okunabilecek şekilde yazı yazamıyordu. bu yüzden tüm kitaplarını başkasına yazdırmıştı. yani edebiyatın en üretken yazarlarından biri olan agatha christie kendi kitaplarından hiç birini yazmadı.

    yazar ilk evliliğini aldatıldığı için bitirmişti. bunun ardından yaptığı ikinci evlilikte ise yine aldatılmasına rağmen evlilikleri 40 yıl kadar sürdü. arkeolog max mallowan ile evlenmiş olan yazar yazarın kendisi ile birlikte ırak ve suriye'de kazılara giderek buradaki coğrafyadan da beslendi.

    yazar 1926 yılında esrarengiz bir şekilde kayboldu. polis önce cinayetten şüphelense de kocası karısı kaybolduğunda metresi ile birlikte olduğunu kanıtlayınca şüpheleri üzerinden def etti. bir garson sayesinde elde edilen istihbarat ile yazarı yorkshire'da bir otelde bulan dedektifler yazardan "hafızamı kaybettim" açıklamasını aldılar. ancak yıllar sonra olayın yazar tarafından önceden planlandığı ortaya çıktı. planı kaybolup kocasını kızdırarak metresinden vazgeçirmekti. çift iki yıl sonra boşandı ve 1979 yılında olan 007 filminde aynı olayın canlandırması yapıldı.

    yazarın doğu ekspresinde cinayet kitabı en ünlü ve tanınan kitaplarından biri oldu. yazar kitabı gerçekten de doğu ekspresini kullanarak geldiği istanbul'da pera palas oteli'nin 411 no'lu odasında yazdı. yazarın kullandığı oda halen durmaktadır ve adı "agatha christie odası"'dır.

    yazarın diğer bir ünlü kitabı olan 10 küçük zenci, kitap ismi aşağılanma olarak görülebileceği için 10 küçük kızılderili olarak değiştirildi. ancak bu isim de tepkilere yol açacağı için en sonunda "ve geriye kimse kalmadı" (and then there were none) koyuldu. ülkemizde orijinal ismine sadık kalınsa da yurt dışında halen son ismi ile satılıyor.

    yazarın ünlü karakteri hercule poirot'tan yazar hiç hoşlanmıyordu. karakterine katlanamadığını söyleyen yazar karakteri hakkında "bencil tuhaf tip" demişti. dayanamadığı karakteri hakkında yazmaya devam etmesinin tek sebebi ise okuyucuların karakteri sevmesi ve onun bulunduğu kitapları okumak istemesiydi.

    yazar amerika polisiye yazarları'ndan ilk büyük usta ödülünü alan ilk yazar oldu. britanya imparatorluğu'ndan ise kadın komutanı nişanı aldı. 1974 doğu ekspresinde cinayet filmi haricindeki uyarlama filmlerinin hiç birini sevmedi. kendine "sosis makinesi" diyen yazar 1976 yılında öldü ve guinness rekorlar kitabı'nda en çok satan kurgusal kitap yazarı olarak yerini aldı. ayrıca dünyanın en uzun süredir aralıksız sergilenen oyunu fare kapanı halen londra'da izleyici ile buluşmaktadır.

    düzeltme : doğum yerini yanlış yazmışım. @ozanoglu uyardı.

  • kafalar 300 yıl geriden geliyor dedirten harita. millet mars'ta koloni hazırlığı yapıyor, biz halen daha orta çağ kafasıyla, amerikan ve israil silahlarıyla ıslak fetih rüyaları görüyoruz. devir teknoloji devri. sınırlar kalkıyor dünyada. adam gibi üretip, paranla ve teknolojinle dünyada söz sahibi olmadığın sürece üç karış fazla toprağının olması veya olmaması kimsenin sikinde değil.