hesabın var mı? giriş yap

  • bulgurla mukemmel bir iliski yasayan, birliktelikleri asiri derecede lezzetli olan, çok ama çok faydali besin kaynagi.

    yulaf ezmesini cok sevmezdim, oyle keyifle de yemezdim, taaaaa ki "en sevdigin yemek nedir ?" diye sorsalar dusunmeden bir çirpida soyleyecegim bulgur pilavinda deneyene kadar :

    ben kucuk esmer bulguru tercih ediyorum pilav için. once bulguru bir guzel, çok ama çok az miktarda zeytinyagi ile kavuruyoruz ve uzerine kaynamis suyu dokuyoruz. hemen akabinde bulgur miktari kadar yulaf ezmesi ekliyoruz ve bir guzel karistiriyoruz. pismesi icin bekledikten sonra, suyunu ceker cekmez altini kapatiyoruz ve cok az dinlendiriyoruz. buyrun size mukemmel bir pilav. tuz kullanmam, arada sadece bolca pul biber koydugum olur.

    bir de ertesi sabah yogurtla mukemmel besleyici bir kahvalti olmakta kendisi...

    ben son gunlerde bu ikiliye, bulguru kavurma asamasinda bolca da ceviz koyuyorum. iste o zaman ortaya cikan lezzet saheser oluyor. tavsiye ederim, kesinlikle yapiniz yaptiriniz, yiyiniz yediriniz...

  • içki içmeyenlerin ya da arada bir öylesine accık içenlerin anlayamadığı his.

    bir süre sonra her şeyin daha güzel olacağını bilirsin. hafif karıncalanmaya başlar beynin. muhabbet keyifli bi hal alır. şarkıların hiç duyulmayan melodileri kulağına gelmeye başlar. ömer hayyam'ın bahşettiği rubailer kutsal cümlelerin olur. ayıkken sevmediğin insanlar bile aslında iyi insanlara evrilir. sabah pişman olacağını bile bile yazarsın geçmişe doğru mesajları. hatta boşver muhabbeti kal tek başına. sadece yazı, müzik ve sigara. gökyüzüne doğru yapılan bodoslama yolculuk. okyanusu yarıp en derinlere doğru yıldırım gibi inmek. şu anda ayık olduğuna hayıflanmak.

    oysa diğer güzel insanların kafelerde sıkıcı muhabbetler yapıp ellerindeki telefonlara gömülmelerine biz hiç ses çıkarmamıştık. çünkü onlar gezmeyi seviyordu biz durmayı, durup arkalarından bakmayı. yaprak seviyorduk biz yaprak kuru yaş ayırmadan, onlar ezmeyi seviyordu neye bastıklarına bakmadan. evet, boş içki şişeleri var yanımızda ve her birinde ayrı hüzün.

  • ic parcalayan bir habere konu olmus kisinin basina gelen elim hadisedir.

    ayda 900 tl / 90 euro ile engelli ve kanser hastasi bir bireyin, dukkanda yasamasina mi uzulelim? kizina mi uzulelim? cografyanin kader olduguna mi uzulelim?

    yoksa akp cocuklari denen siyasal islam cocuklarinin maserati'li, pudra sekerli hayatlarina mi?

  • 1934 yılında stuttgart'da kaiser wilhlem metal enstitüsü'nün açılışında kürsüye çıktığında başkanı olduğu kaiser wilhelm gesellshaft'ı korumak için elini önce yavaşça yukarı kaldırıp indiren,bunu bir kez daha tekrarladıktan sonra elini tamamen kaldırıp 'heil hitler' diyen fizikçi.3.reich* boyunca almanyadaki genç fizikçileri pozisyonunu ve nüfuzunu kullanarak korumaya çalışmıştır.

  • almanya'nın bizi kıskandığını falan düşünmüyorum ve türkiye görselinin ağır şerefsizlik olduğunu bilinçli seçildiğini düşünüyorum.