hesabın var mı? giriş yap

  • mig 29 uzerine soylenecek cok $ey var.

    sovyetler'in gokyuzunun alenen hakimi oldugu 80'ler boyunca abd kamuoyunu komunizm korkusundan uzak tutmak adina paso kendi hava gucunu oven bilgilendirmelerle beslemi$, bir ton havacilik filmi de cekilmi$ ve dunyanin abd'nin bir numara olduguna inanmasi istenmi$ gorunuyor. (bkz: top gun)

    mig 29 bu hikayede ba$rollerden biri. manevra kabiliyeti ve tarti$masiz dogfight ustunlugu ve radari/kilitlenme mekanizmasi ucagin ana ozellikleri. o yillarda abd'nin elindeki en guvendigi jet f-15 iken (ki dogru duzgun servise girmemi$ f-22'ler sonucu hala f-15'ler filolarinin en onemli parcalaridir) pek cok fuarda gosterildigi kadariyla mig 29 olasi bir hava carpi$masinda teknik olarak cok ustun gorunuyordu. nitekim bu durum daha sonradan ilginc bir $ekilde belgelendi. berlin duvari yikilmadan bir iki yil once dogu almanya'nin rusya'dan satin aldigi 24 adet mig 29, iki ulkenin birle$mesinin ardindan hangarlara cekilmek yerine daimler firmasina teslim edilerek nato standartlarina uygun hale getirtildiler. bu arada nato'nun elinde bulunan bazi teknolojilerle de modernize edilerek mig 29g ve mig29gt model isimlerini aldilar. bir nato ulkesinin eline gecen donemin en iyi hava sava$ makinesine abd'nin kayitsiz kalmasi du$unulemezdi. abd ve almanya arasinda yapilan pakt ile bir adet mig-29 abd'ye incelenmesi icin gonderildi. 2003 yilinda almanlar eurofighter programinin devreye girmesiyle bu ucaklari bir tanesi haric polonya'ya sattilar. almanya'nin 15 yillik mig-29 sahipligi icinde bir tane mig-29 "kayip" olarak ilan edilmi$. detaylari bilmiyorum. cakmak mi lan bu?

    mig 29'un donemin acik ara en iyi sava$ ucagi olu$u ise cok net bicimde belgelenmi$tir. almanya ve abd ordulari 90'li yillarda ortak bir tatbikat duzenlemi$, bu tatbikatta almanya filosuna kattigi mig 29'larla f-15'leri dogfight'larda teker teker avlayarak buyuk ustunluk kurmu$lardir. ozellikle ucaklarin birbirlerine yakla$tiklari durumlarda pilotun kaskiyla baktigi yone kilitlenebilmesi, f-15'lerin burnunu illa mig29'lara cevirmek zorunda kalan abd'li pilotlarin dezavantaj icinde kalmasina ve mig'leri uzaktan avlamayi denemelerine neden olmu$tur. ancak hiz bakimindan mig29'larin oldukca ustun olu$uyla da bu hesap tutmami$ ve abd tatbikattan yenik ayrilmi$tir.

    uzun yillar sonra, 2003 yilinda abd hava kuvvetleri hazirladiklari modernizasyon programiyla bu teknolojiyi kendi ucaklarina da getirdiklerini ilan etmi$lerdir. turk hava kuvvetlerinin bu teknolojiyle alakasinin ne durumda oldugunu merak etmekteyim. zannederim satin almak planlari icinde oldugumuz f-35'lerde de bu onemli ozellik mevcut olacak.

    mig-29'lara geri donersek, nato blogunda olmayan ya da abd ile yakinla$mak istemeyen ulkelerin hala en onemli hava silahi durumunda bulunmaktadir. yakin cevremizden ermenistan, azerbaycan, suriye, rusya, beyaz rusya, ukrayna ve iran'da bulunmaktadirlar. iran sayisini 160 olarak acikladigi ucaklari kendi cabalariyla modernize edip guncel tutmaktadir. ukrayna'da ise bizim f-16'lara denk miktarda, ayni gorevi gormesi amaciyla 224 adet bulunmakta. rusya'da ise ucar durumda 580 adet bulundugu ilan edilmi$. adamlarin elindeki su 27 ve mig 29'larin toplami turkiye'nin elindeki tek dorduncu nesil sava$ ucagi olan f-16'larin dort kati falan olmasi dikkate degerdir. diger bir cok irili ufakli ulke filolarinda ise 60 civari ve alti sayilarda bulunuyor. bu ucaklar kosova ve korfez sava$larinda bol miktarlarda yok edilmi$lerdir. cogunlugu bakim ve teknik yetersizliklerden havalanmaya firsat bulmadan yerde vurulmu$lardir.

    mig 29 ile alakali ilginc bir konu ise, abd'nin de 21 adet mig-29 satin almi$ olmasi. moldova hava kuvvetleri elindeki mig'leri satmaya karar verdiginde, iran gibi ulkelerin guclenmesini onlemek amaciyla abd'nin araya girerek bu ucaklari almak istedigi soyleniyor. ucaklar abd filolarina dahil edilmeyip ce$itli hangar'larda orjinal boyalariyla bekletiliyorlar.

    yine sava$ tarihindeki en baba $erefsizlik/hainlik olaylarindan birinde de adi gecer, korfez sava$i sirasinda irak'tan firar eden 21 adet pilot iran'a gecerler. gecerlerken de telefonlarini, cuzdanlarini ve mig-29'larini da yanlarina alirlar. hadi kendin kactin da, tanesi donemin $artlarinda 100 milyon dolar eden ucagi calmak ve bunu 21 ki$i gibi anormal bir rakamla yapmak nasil bir mevzudur aklim almiyor. belki de saddam yok olacaklarini anlayinca iran'a postalami$tir tabi, bilmiyorum.

  • içinde herkesin bilmediği gizli diyarların olduğu oyun. adım adım anlatmaya çalışacağım hata ile karşılaşırsanız iletebilirsiniz.

    1- yarattığınız bir simi, "willow creek" de bulunan "crick cabana" adlı eve yerleştirin veya orayı ziyaret edin.

    2- bu evin bahçesindeki nehrin kenarında diğerlerinden farklı bir ağaç var. bu ağaca gelip "view" seçeneğini seçin. bu işlemi, yeni bir seçenek çıkana kadar yapın. çıkan yeni seçeneği de başka bir seçenek çıkana kadar seçmeye devam edin. çıkan her yeni seçeneği seçtikten sonra ağaçta bir kovuk oluşacak. bu kovuğun üstüne gelip "explore" seçeneğini seçiniz. daha önceden keşfedilmişse eğer "travel to sylvan glade" sekmesini seçmeniz yeterli.

    3- siminiz ağaç kovuğundan içeri girdikten sonra bir dizi sekmeler çıkacak. bunlardan ilkinde "follow the sound". ikincisinde "follow the downstream". üçüncüsünde "enter the mist". dördüncüsünde ise "travel to glade" sekmesini seçiyoruz.

    burda bambaşka bir diyar çıkıyor karşımıza. pembe kayalar, gök kuşağı manzaralı şelale, berrak bir nehir, göl, çeşit çeşit çiçek ve meyveler.

    ee artık gerisi size kalmış.

  • kocaları "neden benimle hiç fotoğraf paylasmiyorsun" dediğinde. "aşşşırı yakışıklısın seni o çakalların görmesini istemiyorum, sen yalnızca bana aitsin" diyerek kandırırlar. böylelikle dm'lerine gelen mesaj sayısında azalma olmaz. bu şekilde motive olurlar.

    boynuzluyordur...

  • --- 2.doz yan etkisi sebebi hakkında uzun entry ---

    biontech (veya moderna) aşısının hastalığı geçirmiş kişilerde, veya en az bir doz covid aşısı olmuş kişilerde yan etkisi olması ihtimali biraz daha yüksek. zira vücut covid'i iyi-kötü tanıyor, ve az da olsa aşıyla tanıtılan alakalı antijene karşı antikor ve t hücresi üretiyor. rna aşısıyla kola zerk edilen rna koldaki lenf noduna gitmekle beraber kas hücrelerine de gidiyor (oransal olarak çok daha az da olsa gidiyormuş; uğur şahin bir webinar'ında söylemişti (edit: webinar linki, 45:20'de)).

    haliyle kas hücreleri de (az da olsa, ve mrna yıkıma uğradığında bitse de) alakalı virüs proteinini üretiyor. şimdi, genel bilgi şu ki vücuttaki bütün çekirdekli hücreler ürettikleri proteinlerin parçalarını dışarı gösteren mhc-1 moleküllerini* hücre zarında barındırıyor. ve kas hücresinde de bu molekülden varsa virüs proteinini gezgin bağışıklık hücrelerine tanıtması, bağışıklık hücrelerinin de "bu hücre virüslü, yakın bunu" diye sitotoksik t hücresi çağırması, ve kas hücresini öldürmesi beklenir.

    ancak literatüre bakılırsa kas hücrelerinde bu antijen tanıtıcı mhc-1 molekülü normal koşullarda ifade edilmiyor; ama inflamatuar durumlarda beliriyor. aşının inflamatuar bir durum yaratması beklendiği için kas hücresinin bunu salgılıyor olması da beklenebilir. ve büyük ihtimalle uzun süreli ve ağır kol ağrısının sebebi yukarıda bahsettiğim bağışıklık tepkisi.

    yalnız şöyle bir şey de var ki vücutta üretilen her şey hızla yıkıma uğradığı için yukarıdaki olayların olma ihtimali o kadar da yüksek değil. 2. veya 3. doz biontech olup ciddi bir kol ağrısı veya yan etkisi olmayanlarda: 1) kas hücresine giren mrna miktarı çok düşük olabilir 2) kas hücreleri mhc-1 üretmiyor olabilir, 3) üretilen virüs proteini kas hücresinde mhc-1'e ulaşmadan yıkılıyor olabilir, 4) mhc-1'de virüs antijeni gösterilse de antijeni tanıyan bağışıklık hücreleri kas hücresinin yanından geçene kadar geri hücrenin içine girip yıkıma uğruyor olabilir, 5) bütün adımlar gerçekleşmiş olsa da önceki aşı/hastalık yeterli miktarda t hücresi üretmemiş olabilir (benim gördüğüm kadarıyla yaşlılarda görece az 2. doz yan etkisi olmasının sebebi bu 5. madde sanırım, zira yaşlandıkça vücudun t hücresi üretme kapasitesi düşüyor). şansa ve kişinin vücudunun işleyişine bağlı biraz sonuç olarak.

    ek olarak, aşının yapıldığı bölge kapalı bir sistem olmadığı için mrna (enjeksiyon intramüsküler de olsa) bir şekilde daha düşük miktarlarda vücudun başka yerlerine ulaşıyor olsa gerek (buna dair veri var mı bilmiyorum). kol ağrısı dışındaki anormal yan etkiler bu sebeple olabilir. düz ateş çıkması ise bütün 1. doz sonrası aşılarda beklendik bir şey vücut alarma geçtiği için.

    yalnız böyle doğal bir yan etki teoride (ve görüldüğü kadarıyla gerçekte de) varken 2. doz biontech'in daha düşük doz yapılmaması çok garip bence. aşının dozaj onaylanma panellerini izleyesi geliyor insanın.

    edit: bununla ilgili science dergisinin yorum kısmında güzel bir yorum (ve altında ilişkili tartışma) buldum; bu entry'nin daha detaylı ve bilgili versiyonu gibi, ingilizce anlıyorsanız daha fazla bilgi için okunabilir: https://blogs.sciencemag.org/…lipids#comment-336216

    edit 2: bu arada rna aşısının bu yan etkisi aynı zamanda kendisinin daha güçlü bir bağışıklık yaratıyor olmasının sebebi de olabilir belki. zira sinovac gibi inaktif aşıların içeriği yalnızca fagositoz yapıp antijen sunan bağışıklık hücreleri tarafından alınırken bu rna aşısının her tür hücre tarafından alınabilir olması, toplamda daha yüksek sayıda hücrenin lenfositlere antijen tanıtmasına sebep oluyor. bu da büyük ihtimalle sitotoksik t hücrelerinin daha kolay aktive olması, daha kalıcı olması ve daha çok çoğalması demek.

  • enteresan bir bilgi vereyim mi size

    alım gücünüz itibari ile o adamın isteyip yapamadığı ve sizin isteyip yapamadıklarınız arasında dağlar kadar fark yok.

    o adam alt sınıfın aşağılarda siz de alt sınıfın üstlerindesiniz. ıkiniz de kaliteli beslenemiyor, araba alamıyor, ev alamıyorsunuz.

  • pekçok şirkette, pekçok olay ile gerçekliği kanıtlanmıştır.

    zira varolan müdürlerin, yöneticilerin yerine de kendilerinden daha yırtık, daha çalışkan, kafası çalışan alt kademe personeller geçecek kural bu. bunu istemeyen yöneticiler de potansiyele sahip personelleri şutluyor.

    kendi biriminde sırf sonradan şirkete girdi diye birim yöneticisi olmayan ama uzun vadede sağlam bir aday olan personeli saçma sapan bir şekilde işten çıkartmışlardı. sonrasında 3 kişi aldılar, meğerse adam 3 birimin işini yapıyormuş ciddi anlamda. tabi bu olayar genelde dedikodu ile dönen, yöneticilerin personeli sadece gelen dedikodular ile değerlendirdği şirketlerde yaşanıyordur.

    yönetici herşeyi bilir, yönetici bilmiyorsa senin bilmen mümkün değildir. biliyorsan da yanlış biliyorsundur. malesef bizdeki mantık bu.

  • #fahişyemeğeboykot hashtag'i ile x platformu üzerinde başlatılmış olan boykot çağrısıdır.

    son yıllarda kalitelerinde ciddi düşüşler olan cafe ve restoranlardaki yiyecek ve içecek fiyatlarındaki fahiş fiyat artışına karşı başlatılan boykuttur.

    mevzu sadece enflasyon değil. bu ekonomik ve sosyolojik şartları fırsat bilip ücretlerde fahiş artış yapan her bir işletme için bir uyarı niteliği taşımaktadır. boykot edilen şey, işletmelerin fırsatçılığıdır.

    hashtag altında bir adet anket ve insanların görüş ve düşüncelerine bakılırsa hızla geniş kitlelere yayılan bir çağrı olmuş durumda.

    yiyecek, içeçecek sektörü için yapılan bu boykot çağrısı, ileride zincir marketler ve akaryakıt sektörü için de uygulanabilir.

    edit: yazar bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, yapılan anket sonucunu da paylaşmak istiyorum. ilk boykot 20-21 nisan, cumartesi ve pazar günlerini kapsayacak şekilde olacak.

    link

    edit2: ancak, sadece bugünlere bağlı kalınmaması, kayda değer bir sonuç alınıncaya kadar bu boykotun kararlılıkla devam ettirilmesinden yanayım.

    edit3: biz dışarıda yemezsek ölmeyiz. ama bize bunu yapan aç gözlü, fırsatçı esnafın, bu ekonomik şartlarda ne kadar dayanabileceğini hep birlikte göreceğiz.

    edit3: bir yazar arkadaşımın çok güzel bir tespiti olmuş. covid zamanında biz esnafımıza sahip çıktık. onlar ise, ilk fırsatta bizden faydalanmaya çalıştılar. bu ihanetin mutlaka bir bedeli olmalı.

  • bunu okurken üniversiteden mezun oldum, evlendim, iki çocuğum oldu. biri geçen gün bana bir torun bahşetti. şimdi de ölüm döşeğinden yazıyorum.

  • öğrencinin ne yaptığını anlayamamış olmalarından kaynaklı olabilir. seviye üstü demişler reddetme sebebine. tamam da, kimin seviyesinin üstü?

    sizin mi, çocuğun mu?

  • "ingilizce metinleri içimden okurken adeta bbc spikeri gibiyim, ama dışımdan okuyunca tam bir mençistır köylüsü."