hesabın var mı? giriş yap

  • kesinlikle (bkz: sabun).

    hadi tesadüfen bir şeyleri karıştırıp kaynatıp deneme yanılmayla sabunu buldun (ki o bile çok acayip), bunun temizliğe yaradığını nasıl fark ettin? ben olsam kesin bir tadına bakar, sonra da "bu ne saçma bir şey oldu ya böyle!?" diye tükürüp atardım.

    edit: 83mxx'in dediğine göre ilk olarak nil nehri'nde keşfedilmiş. hatta şöyle açıklamış: "ölüleri yakıyorlar ve cesetlerden süzülen yağ ve kül nil nehrinin sularına karışıyor ve nehirde çamaşır yıkayan kadınlar nehrin bir bölgesinde yıkanan çamaşırların daha temiz olduğunu farkediyor. ve araştırma sonucu devrin mucitlerinden birisi sabunu (yani yağ+kül) keşfediyor." şahsen benim aklıma yattı*.

  • sosyal medyayı kullanan ilk cumhurbaşkanı olduğu söyleyen abdullah gül'e twitter üzereinden şunları söylemiştir;
    "sayin @cbabdullahgul hicbir zaman tarafsiz olmadiniz.
    sadece (mış) gibi yaptiniz. sadece tasdik makamiydiniz.
    sivil hayatinizda basarilar."

  • bulunduğum yeri 86 ve 78. caddenin kesiştiği köşedeyim ya da 82. otoyoldan kuzeye doğru ilerliyorum, yaklaşık 8 dakika sonra hedefe ulaşmış olacağım diye tarif etmek. nerdesin, beşiktaş iskelesindeyim. piii!

  • debe editinden sonra bir ekleme: başlık başa kalmış. bu utançla fazla kalamamış arkadaş belli ki ahahah.

    dostum sen de japon'la koreli'yi ayırt edememişsin.

    japon 3 aslında bir koreli. adı da song hye kyo.

    bu durumda beyinsiz kim oluyor?

    ekleme: japon arkadaşları olan biri olarak söylüyorum; onlar bile çinlilerle korelileri japonlardan ayırt etmekte zaman zaman güçlük çektiklerini söylüyorlar. sana n'oluyor demezler mi?

    al bir fotoğraf daha.

    ekleme 2: dostum japon 3'ü değiştirmişsin de bari edit yapsaydın. ayıp değil mi, insanı yalancı çıkarıyorsun. hem entry'yi değiştirdiğin de belli oluyor ahaha. kaçabilirsin ama saklanamazsın.

    ekleme 3: senin çinli 5 de koreli çıktı yaa. onun adı da ju ji hoon imiş. hatta trt'de bir ara yayımlanan düşlerimin prensi (goong) adlı dizideki başrol. ahaha. tanıdık gelmesine şaşmamalı.

    bak bu da kendisine ait bir görsel.

    neymiş, google görsellere japon çinli falan yazıp önümüze çıkan ilk fotoğraflara atlayıp burada millete beyinsiz demiyormuşuz. millete öylece beyinsiz demek hoş olmuyormuş, değil mi?

    debe editi: debeye ilk kez giriyorum. mutlu ve gururluyum ahah. buradan bana şükela veren herkese, sürekli kore dizisi yayımlayan trt'ye ve japon arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler!

  • doğru oturuş ve direksiyon tutuş şekli, direksiyon çevirme:
    • eller direksiyona, ayaklar pedallara rahatça yetişmelidir.
    • her durumda direksiyon 9:15 pozisyonunda, 2 elle tutulmalıdır, eller direksiyonu sıkıca kavramalıdır
    • keskin manevralarda kollar kilitlenmemelidir
    • kollar yaklaşık 90 derece, bacaklar ise 120 derece açıda kırıktır

    doğru pedal kullanımı:
    pedalları kullanırken topuklar mümkün olduğunca kaldırılmamalı, ayaklar sağa sola hareket ettirilmemelidir.
    viraj alma ve apex noktası:
    • yolun tümünü kullanarak virajın sertliği(açısı) en aza indirilmelidir(bkz: dıs ic dıs)
    • apex noktası virajın içine en yakın olduğumuz noktadır
    • viraj girişinde yolun en dış noktasından apex noktasına yönelen otomobil, viraj dışında tekrar yolun en dış noktasına giderek viraj sertliğini en aza indirir
    • her viraj simetrik olmadığından, apex noktası her virajda değişir
    • viraj öncesi fren yapılarak, virajın dönülebileceği hıza inmek gerekir
    • ideal yarış çizgisi için, virajın bir bölümünde daha keskin manevra yapılabilir, en keskin manevra ise otomobil en düşük hızdayken gerçekleştirilir
    • en hızlı yarış çizgisi en düz çizgidir.
    • yolun genişliği ve apex noktaları uygunsa, peşpeşe gelen bir çok hafif viraj, hiç viraj yokmuş gibi düz bir çizgide ve hız kesilmeden geçilebilir
    • ardarda gelen aynı yöndeki virajlar, tek bir virajmış gibi düşünülebilir.

    vites kullanımı ve fren teknikleri:
    • doğru vites, motor devrinin ve gücünün doğru kullanılması demektir
    • vites teker teker küçültülmeli ve doğru zamanlamayla motor freni kullanılmalıdır
    • en yüksek motor gücü, genelde en yüksek motor devrinde değil, biraz daha düşük bir devirde olur, vites yükseltme işlemi buna göre yapılmalıdır.

    doğru fren tekniği:
    • en sert fren, otomobil düz bir hat üzerinde, direksiyon düz iken yapılmalıdır
    • tekerlekler bloke olduğunda fren pedalı üzerindeki basınç azaltılmalıdır
    • dönmeyen ön tekerleklerle araca yön verilemez

  • minibüs şöförünün yola tükürmek için hareket halindeyken kapıyı açıp eğilmesi ve aşşağı düşmesi ve minibüsün, yolcular çığlık çığlığa iken kendi kendine gidip bi arabaya çarpması...*

  • yukaridaki listenin yarisini bile gerceklestiremedigimi gorunce hangi statuye girdigimi merak ettigimdir. ben kendimi orta halli sanirdim, fakir bile degilmisim amk.

  • içimde kendisinden bir parça bulunan yazar. o parça şöyle diyor;

    ''selamlar. naber.
    bayadır sözlükte yazılanları okuyorum. sayılara baktım. bugün de 3. gün dedim yeter. artık çık bi konuş şu kalabalığa bir iki bir şey söyle. sansasyonel ol. inanın bana 00:00'ı zor bekledim. beklerken uzun uzun düşündüm. dedim acaba neler söylesem de bu arkadaşları ti'ye aldığım meydana çıkmasa...

    benim bi kuzen var 22 yaşında. açıköğretim mezunu. ben de evde öyle takılıyorum finallere çalışıyorum, sözlüğe bakıyorum falan. bu gitmiş pederin fotoğraf makinesını kapmış. peder dediğimde amcam ha. ehe ehe. amcam fotoğrafçı benim. neyse.

    geldi bu dedi ki iki fotoğrafını çekiyim. facebook'a koyarız. olur dedim. kıyafetleri falan giydim. balkonda fotoğraf çektik. açmadı. mahalle'nin yapısı dar. ışık da pek iyi değil. bu arada fotoğrafçılığa hep heves emişimdir ama dslr'lar bok gibi para sıçmayı gerektiriyor. şu saatten sonra makine benim desem de inanmazsınız zaten önceki olaydaki telefondan sonra yemezsiniz sanırım. neyse.

    banyoya geçtik. fayanslardan yansıyan flaş burnumu güzel kapatıyor. saçlar da platin sarısı olunca çok cix fotoğraflar elde ettik. bir kısmını facebook'a koydum. sanırım 21 kişi beğendi. dedim 990 kişide 21 kişi beğensin diye mi çektik fotoğrafları. getirdim koydum ekşibişın'a. bi arkadaş görüp sözlükle paylaşmış. o paylaşmasaydı nolurdu bilmiyorum. sanırım üzülürdüm.

    dışarda mükemmel bir hayat var mottosunu fatih altaylıdan arakladım aslında. yazıklarını okudum biraz gerçek dünya internet şu bu deyince hop diye geliverdi aklıma. hayatınız yok mu sizin lafına az biraz alındınız sanırım du bakalım. ilerde 1-2 fotoğraf daha atar toparlarım. kyk yattı ayın 7'sinde alış-veriş'e gidicem.

    bu arada aklıma gelmişken, sevgi çok önemli bir şey biliyor musunuz ? insanları sevin olur mu ? kendinizi de sevin. ama ihsanı sevmeyin olur mu ? allahın cezası beni bırakıp gitti. ilişki durumu daha değişmedi facebook'ta ama değişecek biliyorum saklıyor benden.

    ~~o değil de şu yazıyı yollarken çok pis çişim geldi. ben işeyip gelene kadar neler yazılır kim bilir. iihihihiihiih çok eğleniyorum yaaa. ıffff hadi kaçtım ben altıma işicem.

    ~~o değil de fotoğraf makinesi kırılır diye korkudan eli ayağı titredi bizim kuzenin. bidahakine coolpix l5 kullanıcaz. yorumları bekliyorum bir de eksıbişın'a yeni server alınabilir mi ? hayır ilgiden çöküyo boşa gidiyo resimler. benim hazırda kyk'dan kalan 110 milyon para var. verebilirim yani.

    ~~ya o değil de ben neden bişın'daki fotoları yoruma kapalı yaptığımı açıklamadan kaçmışım. tüh gördün mü ? kılıfı uyduramadık :/''

  • sanki ülkede özel firma kalmamış gibi gene devlet tarafından yaptırılacaktır. biniş ücreti 90 dolar olacak olup işletecek şirkete yılda 15 milyon kişi binme garantisi ile verilecektir.

  • yazlıktaydık, babam sağdı ve güneşe bakmak için ufak bir cam parçasını ateşte islemişti. ama asıl unutamayacağım görüntü, asma çardağınının arasından giren güneş ışıklarının yerde yüzlerce minik hilal gölgeleri oluşturmasıydı ve çok güzeldi.