hesabın var mı? giriş yap

  • facebook'ta paylaştığı bir gönderide;

    --- spoiler ---

    suçlusun basbakan asgari ücret 184 tl iken 760 tl yaptın......
    suçlusun halk bankası sen den önce esnafa %47 faizle kredi veriyordu sen %13,%10 en son olarak %5 yaptın
    suçlusun erdoğan sosyal dayanışma fonu 892 milyon tl iken 2milyar 365milyon tl ye yükselttin
    suçlusun erdoğan kişi başına milli geliri 1.300 dolardan 10.000 dolara çıkardın
    suçlusun gariban sofralarında iftar açtığın için..
    --- spoiler ---

    gibi paylaşımları bulunan eleman. ama 2000-3000 dolarlık arabası yanınca kişi başı milli gelirin 10000 dolara çıktığını unutmuş olmalı ki hüngür hüngür ağlıyor. o övündüğü sosyal dayanışma fonundan alsın parasını madem. ya da o övündüğü düşük faizlerle çeksin bir kredi.

  • dpt tarafından hazırlanan birinci beş yıllık kalkınma planı’na bağlı olarak 14 nisan 1964 tarihinde cumhurbaşkanı cemal gürsel, başbakan ismet inönü ve çalışma bakanı bülent ecevit ile beraber 21 bakanın imzası ile yayınlanan ve türkiye'de otomotiv endüstrisine "ilk hareketini veren" kararname.

    daha önce ithalat yoluyla temin edilen ve dış ticaret açığına neden olan tüketim malları bu plana göre yurt içinde üretilecekti. buradaki amaç ülkeden döviz çıkışını azaltmaktır. bu sanayileşme modeli 1930’larda olduğu gibi temel tüketim maddesi üç beyazların (pamuk, un ve şeker’in) değil bu kez yeni beyazların (beyaz eşya, radyo gibi elektronik eşyalar ve otomobil) yurt içinde üretimini hedefliyordu.

    bu kararname ile ithal dengine göre en az %15 döviz tasarrufu sağlayan ürünlerin imalatının destekleneceği açıklanıyor, ithaline izin verilmeyen ve yerli olarak üretilmesi gereken parçalar tek tek sayılıyor, gelecekte de ithaline izin verilmeyecek parçaların ağırlığının artırılacağı ve bunların da gelecekte yine kararnameler ile açıklanacağı belirtiliyordu. örnek olarak, bir otobüsün imalatı için en az %40 döviz tasarrufu sağlaması isteniyor; sadece motor, şasi ve boyasız karoserin ithalatına izin veriliyor, buna karşın kalan tüm parçaların tek tek sayılarak, lastikler, ön ve arka makaslar, tamponlar, balatalar, stepne, pencere fitilleri, döşemeler, paspaslar, pedal lastikleri, akü, kriko… ithalatına izin verilmeyeceği ve yerli olarak üretilmesi gerektiği açıklanıyordu.

    bu montaj sanayii talimatı kararnamesi ile traktör, kamyon ve otobüs üretiminin yanında buzdolabı, elektrik süpürgesi, asansör, radyo, pikap, traş makinesi, daktilo ve telefon santrali üretimi de kurallara bağlanmıştır.

    daha fazlası için (bkz: #64739237)

  • kendisi gibi 2010 yılından önce akpyi savunmamak ahlaksızlıkmış bazı suserlara göre.

    esas ahlaksız sizsiniz. hem de ahlaksızın en önde gidenlerisiniz. sanki akp'yi sevmeyen herkes darbeci, elitist, baykalcıymış gibi hala eski alışkanlıklarınızla manipülasyon yapıyorsunuz. bugünlerin yaşanmasında bu adam gibi sizlerin de payı var. o kopasıca elleriniz 2010'da evet demeseydi bugün hsyk ve yargı bu halde olmayacaktı. kuddusi okkırlar, ali ismailler hala yaşıyor olacaklardı.

    malum zatın sümüklü mendilleri ne yaparsanız yapın o günahlarınızdan sıyrılamayacaksınız. her zaman islamcıdan demokrasi bekleyen salaklar olarak anılacaksınız.

  • ales için matematik çalışmam gerekiyordu fakat zamanında bildiğim her şeyi unutmuştum.

    üşenmedim, ales'e yönelik videoları izlemeye başladım. ağır geldi, hiçbir şey anlamadım. gücenmedim, üniversiteye hazırlık videoları izledim. çok karışık geldi. vazgeçmedim, anadolu liselerine hazırlık matematik videolarını izledim.

    olmadı, daha da geriye gitmem gerekiyordu! ilkokulda hocamın anlattığı matematik derslerini hatırlamaya çalıştım. komşudan aldım bir tane, falan. çok devamsızlığım olmuştu o yıllarda, parçaları birleştiremedim.

    gide gide en geriye gittim, sünnet videomu buldum. açtım, onu izliyorum annemle. matematik hâlâ sıfır. biraz önce çükümü kestiler.

  • "askerlik yapmak benim vatana olan borcumdur, onu ödemeliyim." diyemiyorum. o kadar yüksek vergiler ödedikten sonra devlete bir borcum kaldığını düşünmüyorum. beni 60 kişilik sınıflarda bok gibi hocalarla eğitmiş devletin bana bir faydası olduğunu da düşünmüyorum.o kadar eğitim aldıktan sonra hiçbir özelliği olmayan ego manyağı subayları tatmin edecek olmak bana çok ağır geliyor. askerlik yapmamak istemem ne korkudan ne cesaretsizlikten; sadece bu ülkenin vatandaşlarından böyle bir fedakarlık isteyecek yüzü olmadığını düşündüğüm için.

    mesela bugün askerlik şubesine gitmem gerekti ve bir noktada şube başkanı komutanın imzası gerekli oldu. adam dışarı çıkmış; 30 dakika bekledik bir sürü kişi. adam gelmeden önce zil çalınıyor, adamın kapısını falan açıyor erler o derece. adam odasına girdi; öyle oturdu keyif yaptı falan. bir 30 dakika sonra imza bekleyenleri içeri çağırdı. "gel", "dur", "ne var", "al", "git", "kimden aldıysan dosyaları ona ver". adamın kurduğu cümleler bu. "sen kimsin lan artist?" demek o kadar geldi ki içimden adama. altı üstü kıytırık bir askerlik şubesinde başkansın başka bir şey değilsin. ne bu artistlikler? erlerle "çay", "bana cevtel bul", "kapat" tarzı konuşmalar. azıcık saygı göstersen ölür müsün, rütben mi düşer biraz saygı göstersen insanlara! bu gibi adamların ordunun çoğunu oluşturmasından dolayı ben bu ordudan nefret ediyorum arkadaş. nerede o düşmana karşı tek yürek olan ordu, nerede bu bir özelliği olmayan heriflerin gençler üzerinden egolarını doyurdukları sözde ordu.

    itiraf ediyorum, ordunun yönetim kadrosundan nefret ediyorum.

  • okumadiginiz seyler, bilmediginiz konular hakkinda bos bos yorumlar yapmayin.

    virgulden sonra bosluk tusunu kullanmayi ogrenin.

  • helal sana dediğim çocuk. sınıf annesi diye sikindirik bir sıfatla sınıfın ortasında küçücük çocuğu rencide etmeye ne hakkı var o kadının. ağzının payını vermiş yollamış. parti kursa oy veririm bu çocuğa. söylediği her şeyde sonuna kadar haklı.

    (bkz: #158099651) konudan bağımsız olarak bu şerefsizi de modlar uçurur umarım.

  • 31 mayıs 2013 günü gerçekleşen, 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı işgaline bağlı direnişin ilerleyen saatlerinde, insanları kollamak için osmanbey'de yolu kapatmış bir halk otobüsü şoförü. tomalarla halka saldıran, nefret ettiği insanların canını yakmak için canhıraş uğraşan bir sadist gibi davranan polise karşı halka, içinden olduğu insanlara destek olmuş.

    ilk saldırı geldiğinde naif kitlenin darmadağın olduğu yerde direnişe destek vermiş. sanırım böyle şeyleri ülkede ilk kez görüyoruz. ağladım ağlayacağım.

    http://imgur.com/texipvz

  • bulunduğum şehirde şu an başlamış olandır.
    15 temmuzu lanetliyorum ama mevzu o değil.

    gecenin köründe sela vermek nedir allah aşkına.
    savaş mı ilan ediyorsun ne yapıyorsun ?
    anma töreni yapacaksın madem akşam ile yatsı arasında oku selayı.
    oğlanı zaten zar zor uyutmuşum.

    bebekleri, hastaları düşünmeden yapılan eylemdir.