ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kendinin sıradan biri olduğunu fark etmek
-
bir aydınlanma halidir ve bu hal başta kısa süreli bir yıkım getirse de sonradan yerini ‘’olsun lan, ben böyle iyiyim’’ demeye bırakıyor. en azından benim hayatımda böyle tezahür etti.
bir arkadaşımla konuşuyoruz, diyor ki ‘’hatırlıyor musun hani erdal vardı, o da seninle aynı dönem mezun oldu. işte o sonra mimarlığın üstüne antropoloji okudu şu anda meksikada’da zapatistalarla ilgili araştırma yapıyor’’ mideme bir yumruk iniyor ama hala nefes alıyorum.
başka gün okuldan birine rastlıyorum, ne var ne yok rutininden sonra, nerde çalışıyorsun soruları başlıyor. ben nihayet mesai saatleri insani, maaşı iyi bir işe girmişim, yıllarımı nasıl beş paraya ziyan ettiğimi anlatıyorum, o ‘’evet haklısın, ben de sonunda kendime geldim ve gelecek ay kanada’da sinema okumak için yola çıkıyorum’’diyor. ben buldumcuk olmuşken o bıkmış bile. yolunu çizmiş, hedefe nişan almış. ben hala aybaşına kaç gün kaldığını hesaplıyorum. o an sırtıma bir bıçak saplandı. zar zor çektim, yaşamaya devam ettim.
en son da bir arkadaşın amerika’da bir üniversitede ders vermeye başladığını öğrendim. benden iki yaş küçük bu adam şu an orda ben de burada onun yazdığı makaleyi okuyorum. bir an kendimden geçmişim.
ilk şoku atlattıktan sonra, durdum düşündüm. ne ki bu şimdi? tamam, onlar özel ama ben de harika punch yaparım mesela. içen cennete gider gelir. birkaç kişiyi gülmekten işetmişliğim vardır, hep anlatırlar. ne işe elimi atsam öyle veya böyle tamamlamışımdır. belki çok sıradan şeyler bunlar, belki benim gibi milyonlar var ama huzurluyum olduğum yerde.(sanırım hala prozacların etkisindeyim) canım istese ben de giderim*ama ben burada olmayı seçtim. sıradan insanlar ordusunun yıkılmaz bir neferiyim artık. mutfakta punch yapıyorum.
müsilajı temizlemenin olanağı yok
-
hani diyorlar ya akp gitsin şu kadar senede normale döneriz filan..
akp ülkenin içine öyle bir sıçtı ki bundan sonra normale nahh döneriz.
şahan gökbakar
-
adam mahallesinde yangın söndürmek için seferberlik başlattı, “villasını korudu” dendi. drone ile olay yerinden canlı yayın yaptı, yine eleştirildi. şimdi “şu an kullanılmayan ankapark’ın ziyan olan bütçesiyle 24 canadair yangın söndürme uçağı alınırdı” diyor. türkiye’nin tüm orta ve alt sınıflarına hitap eden mizahıyla, diğer pek çok “sanatçı” gibi popülist davranıp etliye sütlüye dokunmadan makbul sanatçı olarak ömür boyu gişesini koruma garantisi varken politik risk alıp doğruları söyleyen adama ben saygı duyarım.
edit: 3.6 milyon instagram takipçisi, 4~7 milyon gibi bir gişesi var bu adamın. siz beğenmeseniz de onu benimseyen kitlenin kırkta biri “acaba?” dese “koyun işte, aysun haklı”dan öteye geçmeyen tepkiselliğinizden daha fazla farkındalık yaratmış olur.
seni seviyorum ile seviyorum seni arasındaki fark
-
"seni seviyorum" dan sonra "aşkım", "canım", "bitanem", "sevgilim" gibi sevgi sözcükleri gelebiliyorken;
"seviyorum seni" den sonra "lan", "ulan", "kız" gibi argo sözcükler gelmesi muhtemeldir.
21 kasım 2022 hıncal uluç'un vefatı
-
iyi bilmezdik. defne joy foster ı unutmayacağız. bir zamanlar fethullah taşağı yalamak modayken, ölümünün ardından su testisi su yolunda kırıldı diye yazdığı defne, o yavşaktan feto diye bahsedip linç yiyordu.
13 yaşındaki kıza tecavüze 29 gözaltı
-
tüylerimizi diken diken eden 3. sayfa haberi. "kocaeli’nin gölcük ilçesi’nde 13 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi ö.y. ile ilişkiye girdiği iddiasıyla 29 kişi gözaltına alındı." haberde aynen böyle yazıyor. 13 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi ile ilişkiye girmek. hay senin13 yaşındaki çocuğa tecavüz diyememiyen gazeteciliğine tüküreyim. o 29 ahlaksız kadar ahlaksızsın sende.
size ne lan sözlüğümden
-
kulislerde söylenmeye başlanan bir mani.
sözlük benim dürüm benim
ister sansürlerim ister yerim
beğenmediğimi tek tek silerim
size ne lan sözlüğümden
inanılmaz tatlı bass'ları olan şarkı
-
iyi müzik için harika bir korelasyon.
bas yürüyüşleri keyif veren bir şarkının kötü olma ihtimali çok düşüyor (bu arada "tatlı" dediğiniz için sert şarkıları es geçiyorum yoksa muhteşem baslı metal ve rock'lar mevcut).
mesela:
- sonate pacifique - l'imperatice
- jamiroquai - tallulah
- hooverphonic - mad about you (live)
- gerçi bunun bas yürüyüşleri muse - feeling good'a da benziyor (tüm feeling good -nina simone, michael buble hepsinde baslar iyidir)
- hatta ne kadar stevie wonder - pastime paradise şaheserinde basları çok baskın kullanmasa da patti smith cover'ında baslarharika kullanılmış.
- aranızda 90'larda çocukluğunu yaşamış nesil varsa aşina olduğunuz to the moon and back'in basları çok tatlıdır.
-elbette another one bites the dust, flea'nın olduğu herhangi bir rhcp şarkısı vs. bu listeye girer.
- daydream in blue - i monster
ek: santana&rob thomas - smooth unutmuşum, gitarından bile daha güzel buradaki baslar. (santana'nın maria maria da öyle.)
keziah jones - rhytym is love
tatlı değil diye rock veya metal vermeyeceğim demiştim ama grunge verebilirim hehe
alice in chains - would? (bu bas mevzularının allahlık seviyesi bence)
+ 90'lar türkçelerin atari salonu müziği gibi oynak olmayanlarında genelde efsane baslar-gitarlar vardır, slow olanlarda. gerçi 90'lar türk-yabancı poplarının çoğunda güzel baslar vardı.
rock için ek: #92522318
edit: como me quieres - khruangbin ***
türklerin kibar insanı ezme huyu
-
burç doğu isimli bir elemanın şöyle bir tweeti vardı "senin rahatsizlik olmasin diye sessizce gectigin yerden baskasi trompet calarak gecince, sende trompet otturecek nefes yokmus saniyorlar."
erkeklerin hoşlanma belirtileri
-
ben direk ilgilenmiyomuş gibi yapıyorum. kimse de anlamıyor. dolayısıyla hep yalnızım.
metin altıok
-
yıldızlı bir gece,ay da vardı;
sen gülümseyince,
yüreğimde bir balık oynadı.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: kız arkadaşım bana seni milli
1. yapmaya hazırım dedi ne demek istedi anlamadım ben zaten paf takımda oynuyorum acaba tanıdıklarımı var beni a takımamı çıkarıcak abdullah avcıyı felanmı tanıyo anlamadımki ne demek istedi ?
2. kadroda sana da şans verecekmiş.
balıklar su içer mi
-
kesin bir cevabı olmayan soru cümlesi.
tatlı su balıkları su içmez, tam tersi ozmatik basınç nedeniyle sürekli vücut sıvılarına karışan suyu atmakla uğraşırlar.
tuzlu su balıkları ise bir nevi su içmektedir. ancak solungaçlarından sürekli enerji harcayarak tuzu atarlar.
bazı özel tuzlu su balıkları ise (vatos gibi) vücutlarını özel bir adaptasyon ile denizden bile tuzlu hale getirmişlerdir. bu sayede sürekli ozmatik basınç sayesinde vücutlarına su girişini sağlayabilmektedir.