hesabın var mı? giriş yap

  • midenin kendi kendisine zarar vermesine neden olacak eylemdir.

    öncelikle, hızlı yemek; yeterince iyi çiğnenmeden yutulduğu anlamına gelir. parçaları tam yutmadığınız zaman o parçaları sindirmek adına mide daha fazla asit salgılar. halihazırda gastrit, reflü başlangıcına yakın bir mideniz varsa zaten ufak olan yaralar asitle daha da coşacaklardır. hiç bir sıkıntı yoksa bile çok sağlam mideniz yoksa zamanla ortaya çıkabilir. reflüde de aynı şekilde fazla asitin yukarı çıkmasına neden olabilir, çünkü yeterince asit üretecekseniz. ama gastrit veya reflü zaten 3 insandan 1'inde görüldüğü için bu sıkıntılara maruz kalmanız pek de zor değil.

    bu nedenle kıtlıktan çıkmışçasına yemek yemek yerine oturup efendi efendi yemek yemek hepimizin hayrınadır.

  • - konor evladım ekmek al da kahvaltı yapalım...
    - tamam bi saniye... yeni sezona başladım. şu hazırlık maçını yapayım alırım...
    ***
    - yavrum hadi gitmiyo musun ekmek almaya...
    - alıcam dedim ya... charity shield maçı var onu oynayım gidicem...
    ***
    - nooldu çeriti şit maçı? ekmeği kardeşin aldı, hadi yumurtalar soğumasın..
    - bi dakka, şampiyonlar ligi ön elemesi oynuyorum...sen çayı koy...
    ***
    - oğlum hadi, çayın buz gibi oldu, gelsene...
    - soğuk içerim ben onu... avrupa kadrosunu seçip kaydedeyim, ordayım...
    ***
    - kahvaltı sofrasını kaldırdık. kalk şunun başından da pazara gidelim
    vakitlice...
    - lig kupasında arsenal deplasmanına gidiyorum, şu maçı oynayım bi dakka..
    ***
    - eee seni bekleyemem... ben pazara gidiyorum. sen de babana uğra, su faturası yatırılıcakmış..
    - oki doki... grup maçlarından sonra giderim...
    ***
    - hala onun başında mısın sen. nooldu yatırdın mı faturayı?
    - ha yaa, fatura vardı di mi... 31 aralıkta davids'le henry'nin kontratları bitiyo... bosman'la onları alayım, fırlarım...
    ***
    - baban aradı, yarım saat sonra banka kapanıcakmış. kaçmıyo ya o oyun... gidiver...
    - bi dur anne ya. zaten federasyon kupasında da arsenal deplasmanı çıktı. kasten mi yapıyo ne? her sezon aynı kura...
    ***
    - oğlum niye gelmedin faturayı yatırmaya... cezaya kaldı bak senin yüzünden...
    - pardon baba ya, dalmışım. şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktım da...
    ***
    - yemek hazır...
    - şimdi gelemem. şampiyonluk maçına çıkıyorum. sezon bitiyo zaten, az kaldı...
    ***
    - hadi iyi geceler... sen yatmıyo musun?
    - biraz daha oturucam. şampiyonlar ligi finaliyle, federasyon kupası finali kaldı geriye...
    ***
    - lan camış, sen yatmadın mı hala? saat üç... bitti mi sezon?
    -bitti de, bosman'la aldığım adamlar katılıcak takıma. davids'le henry'i bekliyorum... onlar gelsin yatıcam...
    ***
    - hadi ben işe gidiyorum. bugün yatıralım o faturayı...
    - tamam. dünya kupası başladı, kesin birileri kovulur şimdi. bi mili takım alıp biraz uyurum sonra da gelirim...
    ***
    - baban aradı, "sıçtırtmasın bacağına, bıraksın o oyunu gelsin su faturasını yatırsın" dedi...
    - öff ya, nasılsa cezaya girmedi mi fatura? ne var yarın yatırsak. bak altyapıdan bir sürü genç verdi, onları incelemem lazım...
    ***
    - yavrum?
    - sezon sonunda yılın futbolcuları açıklanacak. onu bekliyorum...
    ***
    - konor evladım, kardeşin askere gitti, ablanı evlendirdik. evi sattık izmir'e taşınıyoruz. ha bu arada baban da seni evlatlıktan reddetti. ne halin varsa gör artık...
    - lan iki dakka oynatmadınız be şu oyunu... neydi, ekmek mi alıcaktık?

  • uçak irtifa kaybediyormuş. pilot, hostesi çağırıp "uçaktan 4 kişiyi at, ağırlığı azalt" demiş.
    hostes hemen alman'ın yanına gidip "çabuk aşağı atla!" demiş ve alman atlamış.
    hostes fransız'ın yanına gidip "rica etsem uçaktan atlar mısınız?" demiş ve fransız atlamış.
    hostes türk'ün yanına gitmiş ve "sen bu uçaktan atlayamazsın!" demiş ve türk durur mu, atlamış.
    hostes son olarak kürt'ün yanına gelmiş ve "bu uçaktan atlamak yasak!" diye fısıldayıvermiş...

  • california'da yaşamış alexander ve jeanette tozcko adındaki çifttir. erkeğin kalçası kırılınca kadın da yatağa düşmüş ve aynı gün içerisinde birbirlerine sarılarak ölmüşler. 8 yaşından beri de birbirleriyle flörtleşiyolarmış.

    ne aşklar var be

  • "çok sıkıcı birisin"
    "hayata karşı dimdik durmuyosun"
    "çalışıyorum biliyorsun"
    "öf"
    "pöf"
    "tamam"
    "sana da"
    "ben de"
    "günaydın"
    "neyse uyuyorum ben iyi geceler"

    zaten bunlarla geçti aylarimiz. smile bile atmazdi lanet karı. ulan botla mi sevgili olmuşuz napmisiz aylarca şimdi fark ettim de.

  • yaşımı başımı aldım, zarif, kültürlü, iş hayatında saygı gören bir kadınım fakat sevgilim bana denyo, bazen de anten diyor.

  • hayatı anlamaya yarayan effect.

    lindy, new york’ta bir cafe ismi. buraya genelde işsiz oyuncular gelip, o anda broadway’de oynanan oyunların hangilerinin tutacağını, hangilerinin de batacağını tahminlermiş. bu tahmini de, oyunun hayatta olduğu zaman dilimini kullanarak yaparlarmış. oyun, 100 gündür oynanıyorsa, bir 100 gün daha oynanacağını öngörürlermiş. lindy effect buradan geliyor.

    önerdiği şudur basitçe, lindy effect, business, kitap, kavram ya da benzer şeylerin, gözlemlenen ömrünün yarı ömründe olduğunu söyler. eğer bir işletme 100 yaşındaysa, 100 yıl daha hayatta olması beklenir. 10 yıldır hayatta olan bir iş, 10 yıl kadar daha hayatta olmalı. lindy effect etkisi altında, bir işletmenin ölüm oranı zamanla azalır.

    bunu ben, geleceği öngörmek biz ölümlüler için fazlaca karmaşık ve zor olduğundan, geçmişe dönük kullanmaya çalışıyorum. yani şöyle, şu anda kuracağım hangi business yıllarca hayatta kalır sorusunun cevabı için yıllarca hayatta kalmış ve şu anda da hayatta olan işlere bakmak lazım. bunları günümüz teknolojisiyle iyileştirmek mümkün mü? ihtiyaç belli ki var ki business yıllardır hayatta. bu ihtiyacı yeni bir ürün ya da teknolojiyle nasıl karşılayabilirim?

    ya da mesela, öyle bir kitap yazayım ki, bundan 10 sene sonra da okunsun. lindy effect nasıl kullanılabilir bu sorunda? geriye dönük yine. 10 sene önce insanlar ne okuyordu? bunu bulmak lazım. bu konu demek ki öyle önemli bir şeyleri kapsıyor ki insanlık için, insanlar 10 sene önce de 10 sene sonra da okumaya devam edecek.

    (bkz: nassim nicholas taleb) okumanız tavsiyedir konu hakkında.

  • bu istekte bulunanlar için eski moderatör guru yıllar evvel bir söz söylemişti. tekrarlayalım:

    "neyi yazıp neyi yazmamanız gerektiğine, gerçekten bir başkasının karar vermesini istiyor musunuz?"