• hep "dışarı"daki kuşları kovalamaktan, "içeri"deki kanatsız kuşları görmeye, sezmeye yeltenmediğimiz zamanlara ithaf olunmuş bir başyapıt. kurdun küçük prens'e alimane söylediği "göz, hiçbir şeyin özünü göremez!", saptamasını "göz görür de, kişi, kendi gerçeğinin içinde yaşamayı ne kadar katlanılır bulur?" sorusuna dönüştüren, yanıtını da kuş lisanında veren yapıt... sırf konacak bir yer bulamamaktan çekindiği için uçmaya yeltenmeyenlerin, kendini karşısındaki ile var edenlerin, ışıklar sönünce sağnaktan korkanların ruhlarını kurtarabilecek tek film.
  • kardeşimden küçük olduğunu öğrendiğimde, kardeşimin yüzüne bakıp "siktir git çay koy lan" dememi sağlamış, sağlam yetenekli, şarkıcı.
  • ozgur olmak ve hapsolmak arasinda, gel gitli bir sekilde sembolizmi kullanan film.. ayrica filmin savas karsiti tavrina da deginmekte yarar var..

    --- spoiler ---
    birdy'nin hucresi bir kafes.. ama tek kafes olan bu hucre de degil.. filmin anlatmak istedigi nokta savasin buyuk bir kafes oldugu ve icindekileri trajik bir sekilde etkiledigi.. birdy ile al bir araba aliyorlar.. "ayaklarimizi yerden kessin" deyisini hatirlayin.. bu araba onlara ozgurluk vaad ediyor.. ve birdy'nin, arabayi calistirdiklari vakit ilk yaptigi sey arabanin ustunu acmak; yani ozgurluklerini pekistirmek.. al'in babasi arabayi sattiginda birdy'nin derdi para degil; birdy ozgurlugunu istiyor.. lunaparkta da birdy'nin davranislari ozgur olmaya dair.. ve birdy yuzerken de bu eylemi ucmaya benzetiyor, ozgurluge; fakat al yuzme bilmiyor! cunku al, biraz kisitli.. bu yuzden birdy'nin hayallerini paylasmak istemiyor.. bu yuzden savasa birdy'nin gozleri onunde gidiyor.. ki dikkat edilirse, al'in bindigi otobusun camlari telli, yani burada da kafes gondermesi var..
    --- spoiler ---
  • yıllar önce izlenip de bu kadar çok kafayı meşgul eden bir film daha yoktur şahsım için.
    kuş ile ilgili tüm isimleri google'da aratarak (çünkü sadece sahneleri hatırlıyordum, ismi değil) ismine ulaştığım bu filmde vietnam savaşı sonrasında evine dönen iki arkadaşın öyküsü anlatılmaktadır. bu iki arkadaştan biri kendisini kuş sanmaktadır ve bu şahsiyet sürekli uçtuğunu hayal eder ve bunu arkadaşına anlatır, diğeri de(ki bu (bkz: nicolas cage)'dir) arkadaşını bu delilikten (veya tutkudan)kurtarmaya çalışmaktadır.
    kendini kuş sanan kişinin hastane odasında ışığa karşı çıplak bir duruşu vardır ki... zaten afişi de budur filmin.
  • birdy nin evinde besledigi kusun camdan iceriye dogru kamikaze yaptigi sahneyle bir askerin yola cikisi arasinda bu kadar guzel baglanti kurulur dedirten; izlenildikce insanin icini burkan nefis film.
  • kanatları koparılmış tüm özgürlüklerin filmi.
    kuşları anlayanlar için...
  • 15 yasindaki ingiliz sarkici, muzisyen. yepyeni, taptaze bir ses.

    http://www.youtube.com/watch?v=qxwpuyu8rti
  • eğer kadınlardan hoşlanıyor olsaydım kendisine aşık olurdum dediğim şarkıcı. şarkılarındaki o yoğunluk sesindeki duruluk saf ve doğal görünümü o kadar güzel ki.
  • "only the biggest losers dont hurt"
  • “daha önce gördüklerinize hiç benzemeyen eşsiz bir tecrübe.”

    alan parker’ın yönetmenliğini yaptığı birdy, savaşın etkilerini çok farklı bir yönden ele alan bir yandan da gerçek dostluğu anlatan, 1984 yapımı değerli bir film. vietnam savaşına katıldıktan sonra evlerine geri dönen iki yakın arkadaş, al ve birdy’nin hikayesini anlatıyor. al ve birdy, savaştan geri döndüklerinde, giderkenki durumlarından oldukça farklıdırlar. al, savaştan fiziksel yaralar almış bir vaziyette geri dönerken, birdy, psikolojk olarak etkilenmiş ve farklı bir ruh haline girmiştir. kendisini, tutkuyla sevdiği kuşlarla özdeşleştirmiş ve kendisinin kuş olduğuna inanmaya başlamıştır. gerçek dünyayı umursamayıp, iç dünyasına kapanmıştır. bu durumu öğrenen al, onu eski haline döndürmek için eşi az bulunur bir arkadaşlık örneği gösteriyor. bu süreçte al ile birdy arasındaki ilişkiyi yönetmen, öylesine derinlemesine işliyor ki film bir şaheser olma konumuna ulaşıyor. vietnam savaşının insanların gerek ruhsal gerekse de fiziksel olarak açtığı yaralara değinen film, hiçbir şeyin savaşla çözülemeyeceğini, savaşın çözüm değil sorun ürettiğini çok iyi vurguluyor. bir savaşın etkileri anlatılırken film genellikle savaş görüntüleri de içerir. fakat bu film, savaş görüntüleri içermiyor, iki arkadaşın hafızasında yer etmiş derin savaş acılarını ve etkilerini izleyicinin hayal ederek düşünmesini sağlıyor. ve bunda çok başarılı oluyor. bu nedenle birdy, farklı ve kusursuz bir film olduğunu, anlatmak istediği şeyi değişik bir yolla anlatmasıyla gösteriyor. ‘george orwell’in ‘1984’ adlı romanında da anlatıldığı üzere, savaşın aslında, ülkelerin kendi politikaları gereği halka devamlı korku salmak, milli benliği güçlü tutarak bir denge politikası izlemek amacıyla var olduğu bilinen bir gerçek. savaşların kazandırdıklarından çok kaybettirdikleri daha değerli şeylerdir. bu bağlamda birdy, savaşın insanlar üzerinde bir yıkıma yol açtığını etkileyici kurgusu, ışık ve görüntü yönetimiyle harika bir şekilde anlatmasını biliyor. filmde özgürlük teması çok ince ayrıntılarla vurgulanarak, özgürlüğün hayat için ne denli önemli olduğu gösteriliyor. film, izleyiciye, sinir, hüzün, dostluk, mutluluk ve savaş gibi kavramları film boyunca birebir yaşamış gibi hissetiriyor. birdy, herkesce izlenmesi gereken, ders niteliğinde öğeler barındıran, şaşırtıcı sonuyla insanı “özgürlüğe” ve mutluluğa sevkeden etkili bir film.

    birdy karakteriyle matthew modine, harikulade bir performans sergiliyor. kendisini kuş sanan bir insanı mükemmel şekilde canlandırıp, izleyiciyi kendisine inandırmakla kalmıyor; hayran bırakıyor. onu anlayan tek kişi olan arkadaşı, dostu al rolünde ise nicolas cage, büyüleyici. ayrıca cage, savaşta acı çeken insanları daha iyi anlamak için bu filmde, sağlam iki dişini herhangi bir uyuşturucu ya da ilaç almadan çektirmiştir. film boyunca yüzünün yarısı sarılı olmasına rağmen nicolas cage, sesiyle ve oyunculuğuyla öyle göz dolduruyor ki büyük bir oyuncu olduğunu kanıtlar nitelikte oynayarak coen biraderler’in, dikkatini çekmeyi de başarıyor. ve nihayetinde birkaç yıl sonra coen’lerin ‘raising arizona’ filminde, ipe sapa gelmez bir suçluyu başarıyla canlandırarak bir yıldız olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
hesabın var mı? giriş yap