• kim anlattı hatırlamıyorum (bahadır boysal abuklaması dahi olabilir);

    bakırköy'den kaçan delilerin en sevdiği sigaraymış bu. paso bi bakkala dalar, birinci sorarlarmış. bulamayınca da cam çerçeve indirirlermiş. sırf bu nedenle dükkanın her tarafında nazar boncuğu misali birinci paketleri varmış.
  • (bkz: kalenderind)
  • çocukluğumdan tatlı bir anı. yaş altı, yer viyana. evet, bendeniz açısından üçüncü viyana kuşatması tadında olan lakin viyana kapılarının asla sallanmadığı bir tarihte, hafiften fide, viyana'dayız ailecek. valide hanım ile bir gün taksiye bindik. kendileri ingilizce bilmekte lakin almanca'dan hiç hazzetmemekteydiler gün itibarı ile, aradan yirmibeş sene geçti, annem değişmedi ya neyse. evet efendim, taksideki direksiyonun başındaki arkadaş, sarışın mavi gözlü bir kardeşimizdi. o da sadece almanca biliyor, ingilizce'den pek çakmıyordu. annem bir kâğıda yazılmış olan adresi gösterdi ve yola koyulduk. biz nedendir bilinmez, konuşmuyorduk annemle. herhâlde sonradan daha sık rastlayacağımız nasatlardan birindeydik. derken annem ingilizce, sigara içip içemeyeceğini sordu ve olaylar gelişti.
    annemin bir birinci yakmasıyla, öndeki arkadaşın burnu, köpek misali hareket etmeye başladı. bendeniz "sigaraya laf sokacak da, anlamayacağım" diye hayıflanırken, sarışın mavi gözlü arkadaş "abla, türk müsün" diye sorunca hayıflanmamın yersiz olduğunu anladım. lakin arkadaş birinci'ye laf sokacağına, "bu birinci değil mi" diye gözleri dolunca, anladım birinci'de bir keramet olduğunu. gözleri dolan çocuğa, annem bir adet uzattı tabii sigarasından. arkadaş, bu noktada hafiften azarlamaya başladı bizim valide hanımı yok niye türk olduğumuzu söylememiş diye. taksimetreyi açmış, parasını almak zorundaymış falan. annem, ne önemi var dediyse de, ablamdan para alamam diye tutturdu mavi gözlü sarışın arkadaş. birinci'nin bir değerini olduğunu da o noktada anlamıştım. annem inerken paketi verdiğinde, çocuğun gözleri yine dolmuştu. o günden beri her laf birinci'den açılsa, bu anlatılır bizim evde; annem yüzüncü baskıyı aştı da...
  • siyasi duruşu olan sigara. ne demişler: "iç birinci, ol devrimci!'"
  • ortasından ayrıldı mı bir inci şekline gelmesiyle milyor çeşit küçük ve orta büyüklükte işletmeye harf oyunlu cin slogan malzemesi sağlamış kelime. ayrıntılı bilgi için (bkz: x'te birinci y'de bir inci)
  • küçük illerde ve kasabalarda hala bulunabilen sigara.
  • ilk göz ağrım olması sebiyle birinci olan sigaradır. pek çok köy bakkalında gözüm hala onu arasa da bulmak artık iyice zordur. yurt, özel pansiyon gibi üniversite ortamlarında seçicilik özelliği vardır.* masaya leman ya da birinci atıp gelecek tepkileri beklemek adet gibi birşeydi. sürekli içilecek bir sigara değildir. üzerinde yazdığı üzere tok içimliktir. yemeklerden sonra bir tane yakıp derin bir nefes aldığınız zaman, topuklarınıza kadar etki edebilme kabiliyetine sahiptir.
  • türk tekel bayiilerinde satılan en ucuz sigara olmasının yanında, her sigara zammında yüzde olarak en yüksek zam oranını yakalayan sigara(-ydı).
hesabın var mı? giriş yap