• (bkz: #31432660)
  • 1348-1350 yılları arasında avrupa nüfusunun üçte birinin yok olmasıyla sonuçlanan insanlık tarihinin en büyük salgını. black death de denmektedir. etiyolojik olarak yersinia pestis bakterisinin fareler tarafından taşınmasıyla yayılmıştır.

    italyan bir vakanüvis olan agnolo di tura, salgından şöyle bahseder,

    "yüzer yüzer öldüler, hem sabah hem de akşam ve hepsi hendeklere atıldı ve toprakla örtüldü üzerleri. kısa sürede hendekler dolduğu gibi, daha fazla hendek kazıldı. ben, agnolo di tura... 5 çocuğumu ve karımı kendi ellerimle gömdüm... ve çok daha fazlası öldü ve herkes inandı ki, dünyanın sonu gelmişti."

    "siena'da ölüm mayıs ayında başladı. merhametsizce ve vahşice... bu acıyı gören herkes şaşkına dönmüştü. bu iğrenç gerçeği dillendirmek imkansızdı. gerçekten bu vahşeti görmeyenler kutsanmış sayılabilirlerdi. vebaya yakalananlar çok çabuk öldüler. koltuk altları ve makat bölgeleri şişti ve konuşurken öylece yere yığıldılar. baba, oğlunu terketti; karı, kocasını; kardeş, kardeşi. hastalık, solunumu ve görmeyi etkiledi. ve sonunda hepsi öldü. hiç kimse ölülerini bir başkasına gömdüremedi, ne arkadaşına ne de parasına. kendi yakınlarını kendileri gömdüler, papaz olmaksızın, kazı elemanları olmaksızın. siena'da büyük hendekler kazıldı, derin hendekler. ve ölüler, toplu toplu atıldılar o hendeklere ."

    kaymak: http://en.wikipedia.org/wiki/agnolo_di_tura

    ayrıca,

    1353'te giovanni boccaccio'nun yazdığı, salgından kaçmak için bir araya gelen 10 arkadaşın hikayelerini anlatan decameron eserini okumanızı tavsiye ederim.
  • bugünün sağlık sistemini eleştiren arkadaşlar için sayın başbakan tarafından örnek gösterilmesi gereken salgın.

    avrupa'nın göbeğinde 25 milyon kişi ölebiliyor arkadaşlar, bunlar normal şeyler.

    (bkz: 14 mayıs 2014 rte'nin basın açıklaması)
  • papa ıx. gregorius un kedileri şeytan ilan etmesi,onları besleyen kişileri de şeytana yardımcı olan cadılar bellemesi yüzünden avrupa da tüm kedilere ölüm kampanyası başlatmış ve adeta kedi bırakmamıştır. kırımdan bir yük gemisinden roma ya gelen fareler roma nın sokaklarında cirit atmış ve vebayı avrupa ya taşımıştır. daha sonra 75 milyona yakın insan bu hastalıktan ölmüştür. bu da o vakitler de her 3 insandan 1 ne denk gelmektedir. ama papa durur mu hiç,boş bulmuş meydanı bir de bu veba hastalığından kırılan insanları yine şeytanın öldürdüğünü iddaa etmiş koltuğunu sarstırmamıştır.
    doğanın dengesiyle oynanmıyacağına bir örnek teşkil eder.
  • bu akıl almaz felaket feodalizmin çöküşünü hazırlayan nedenlerden birisi olarak gösteriliyor.

    toprak/serf oranının muazzam artışıyla beraber, serflerin pazarlık gücünün arttığı söylenmektedir. kişi başına düşen kaynakların artması sebebiyle zenginleşen köylüler, feodal beylerine karşı ayaklanmaya başladılar, ayrıca bu beyler serfleri salarak kiralık işçi çalıştırma yoluna gittiler (daha az maliyetli). bu gelişmeler kapitalizme giden gelişmelerdir.

    bunun yanında doğu avrupa kara ölümden etkilenmedi, demografik yapıda pek bir değişiklik olmayınca ve zamanla serfliği kaldırıp ticari faaliyetlere yönelen avrupa'nın tarım ihtiyacını karşılamak adına serflik kurumu sağlam kalınca, 1861'e kadar rusya'da, örneğin, serflik varlığını sürdürmüştür.
  • dönemin islam coğrafyasına etki etmemesinin sebebi, belki bu hastalığa, bu gen havuzunda daha önceden maruz kalınmış olması olabilir. ama korunmuş olmamızın sebepleri arasında, islam coğrafyasının suya sabuna yakınlığı da inkar edilemez.

    "hastaligin avrupa'yi kilictan gecirirken musluman ulkelerde cok etkili olmamasinin sebebi avrupa bok icinde yasarken "bizimkilerin" hamamda sabunlaniyor olusu falan degildir. fare, sincap, gelincik gibi hayvanlarla ve pire gibi onune gecilemez bir parazitle yayilan hastaliktan sabunlanarak kurtulan varsa eminim nukleer patlamadan da depar atarak kacip kurtulmustur. "

    evet hali hazırda var olan bir enfeksiyondan sabunlanarak, yıkanarak kurtulamazsın. fakat zaten iddia bu değil. koruyucu tıp ile tedavi edici tıp ayrı şeyler. daha iyi anlatmak gerekirse; dişlerini fırçalaman diş çürüklerini engeller, ama bir kere çürük başladı mı, diş fırçalama o çürüğü tedavi etmez. aynı şekilde hamam ve temizlik kültürü olan bir toplumda da, olmayana göre elde, ayakta, bakteri patojenite kazanacak kadar yaygın kolonize olamaz. el yıkama tıp mikrobiyoloji derslerinde başlı başına 1 saat ayrılıp anlatılan bir konudur. öyle "he canım" deyip geçilemez. yahudileri daha az etkilemesi de aynı nedenden kaynaklanıyor olabilir. yahudi şeriatı ile islam şeriatı birbirine benzerdir. öte yandan, grup farklılığı var. yahudiler hemen hemen her şehirde izole gettolara hapsedilmiştir. yani doğu eleştirisi yapacam diye de işkembeden atıp tutmanın bir alemi yok.
  • fareden değil de insandan insana bit ve pire gibi mahlukatlarla bulaşmış diyollaa..

    yıkanmayan adamdan kaçacaksın..
  • avrupa'da 14. yüzyılda meydana gelmiş ve nüfusun ciddi bir kısmını kırıma uğratmış salgın. avrupa'da o dönemde cadı avı oldukça yaygındı. cadılara yardım ettikleri gerekçesi ile de kediler öldürülüyordu. kedilerin öldürülmesi hastalığı taşıyan fare nüfusunu artırmıştı. insan doğal dengeye müdahale etmenin bedelini fareler yolu ile aktarılan veba neticesinde gayet ağır bir biçimde ödedi.

    o dönemde avrupa'daki sorunlu tuvalet anlayışının da (ortak bir alanda betonların taşların içerisine topluca dışkılamak) bu salgını tetikleyen faktörler arasında yer aldığını söylemek mümkün.

    müslüman coğrafyada da gözlemlenmiş, muhteşem yüzyıl dizisinde de yer verilmiştir. veba 16. ve 17. yüzyıllarda da gözlemlenmiştir.
  • 28 mehmet çelebi'nin paris seyahatnamesinde karşıma çıkan ilginç bir anısı. marsilya sahili boyunca, veba yüzünden 80 bin kişinin öldüğü bilgisini bizle paylaşıyor.1721 senesinde nazarto limanında kendilerine 40 gün boyunca kimse yanaşmıyor.bu duruma fransızların karantina dediğini söylüyor(daha önce böyle bir uygulamayı görmemiş).benzer bir duruma 1900'da amin maalouf'un yolların başlangıcı kitabında rastladım.dedesi butros lübnan'dan havana(küba'ya)göç ediyor.dedesinin de 40 gün karantina altına almaları kuralı ilginç geldi.aradan 200 sene geçmesine rağmen benzer şeylerle karşılaşmışlar.40 gün çok net bir süre.bu durum karantina kelimesinin kökenini araştırmaya itti beni ve bilin bakalım neyle karşılaştım.fransızca'da 40 sayısı quarante demekmiş karantina kelimesinin kökeni de buradan geliyor.vebanın 14 veya 15.yy'daki ilişkisi konuşulurken 18 .yy ve hatta 20.yy'da da devam ettiğini görüyoruz.
    edit(bkz: karantina) venedikli denizcilerin de kullandığı bilgisi mevcut.
  • japonlar 1940’ta çin şehirlerine, savaş uçaklarından veba mikrobu taşıyan pireler atmış ve son veba salgını 2006’da kongo’da görülmüş.
hesabın var mı? giriş yap