• ivan gonçarov'un oblomov adlı başyapıtında, oblomov karakterinin en sevdiği parçadır.

    --- spoiler ---

    kendisine bu parçayı okuyan olga'ya hayranlığı da o an başlar.

    --- spoiler ---
  • vincenzo bellini'nin bu aryasının en büyük özelliiği hiç opera dinlememiş birini bile etkileyebilecek güçte olmasıdır. tabii bunda maria callas'ın payı yadsınamaz. callas'ın 1958 yılındaki performanslarından biri aşağıdaki linkte (servis önerisi: sessiz bir ortamda, tercihen loş ışıkta ve gözler kapalı bir şekilde dinleyiniz. elinizin altında bir kadeh şarap da hazır bulunsun*):
    http://www.youtube.com/watch?v=7rjgws20v94

    sözleri ise başlı başına bir güzellik. ikinci kısmın dizeleri şu şekilde:

    fine al rito : e il sacro bosco
    sia disgombro dai profani.
    quando il nume irato e fosco,
    chiegga il sangue dei romani,
    dal druidico delubro
    la mia voce tuonerà.
    cadrà; punirlo io posso.
    (ma, punirlo, il cor non sa.
    ah! bello a me ritorna
    del fido amor primiero;
    e contro il mondo intiero...
    difesa a te sarò.
    ah! bello a me ritorna
    del raggio tuo sereno;
    e vita nel tuo seno,
    e patria e cielo avrò.
    ah, riedi ancora qual eri allora,
    quando il cor ti diedi allora,
    ah, riedi a me.)

    [complete the rite : and the sacred wood
    be clear of the laity.
    when the irate and gloomy god
    asks for the roman’s blood
    my voice will thunder
    from the druidic temple.
    he will fall ; i can punish him
    (but my heart is unable to do so).
    (ah! return to me beautiful
    in your first true love ;
    i’ll protect you
    against the entire world.
    ah! return to me beautiful
    with your serene ray;
    i’ll have life, sky
    and homeland in your heart.

    when i gave you my heart then,
    ah, come back to me.)
    çeviren: stefano olcese]
  • geceye, yalnizliga, hayallere en cok yakisan ve bunlara en iyi eslik eden, tuyler urpertici arya. bes dakika kirk saniyenin ilk dakikasinda bunyeyi cakirkeyif yapar, ortalara yaklasirkenki crescendo ile once sarhos eder, sonra huzunlendirir ve aglatir, son kirk saniyedeki diminuendo ile gozyaslarini siler ve sakinlestirir. kimi maria callas yorumunu sever, kimi leyla gencer yorumunu. bense "kulaklarim casta diva duysun, kimin olursa olsun" diyenlerdenim. bu aryayla ilgili tek prensibim aklima her gelisinde kendisini dinlemek icin geceyi beklemek.

    sozlerinin turkcesi de asagi yukari soyledir:

    masum tanrica, gumusun kaplar
    bu kutsal, kadim tabiati
    senin guzel yuzune doneriz
    bulutsuz, ortusuz...
    dindir, ah tanrica
    su coskulu ruhlarin sertligini
    dindir su coskulu hevesi
    huzur dagit yeryuzune
    saltanatini sur gokyuzunde...

    dinlemek icin (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=b-9ivuekrei)
  • maria callas'tan dinlenmesi gereken güzel bir aria.
    kulaklıklarınızı takın, ışıkları söndürün.
    bir sigara (ve türevleri..) yakın,
    arkanıza yaslanın.

    baştan sona şaheser. baştan sona dokunaklı, baştan sona dramatik. "müzik bu'dur" dediğinizi duyar gibiyim.
    bir rahatlama geldi değil mi? gelir.
  • başkasından dinleyip de eziyet etmeyin kendinize. maria callas hariç her yorumu yavan ötesidir.
  • operanın başlarında keltler işgalci roma güçleri ile savaşa hazırlanırlar. keltlerin ileri gelenleri* başrahibe norma'ya savaş ilanı ve zafere dua için başvururlar. ah, ama norma'nın en son istediği şey savaştır. norma roma'nın galya valisine* tüm yasaklara rağmen gönlünü kaptırmıştır- hatta çocukları bile vardır. bu yüzden norma zafer için dua etmek yerine önce ona başvuran rahip ve rahibelere barışı sürdürmenin önemini, zamanın intikam zamanı olmadığını vb. anlatır ve sonra da sunağa varıp ay tanrıçası'na** barış için yakarır adeta. işte o yakarış bu aryadır. ah, ne güzeldir. biz tabii ülkece popüler olarak tjk reklamında duymuştuk bu aryayı. tam olarak şurada operadan ilgili sahneyi izleyebilirsiniz. eh, sonra ne olur: norma bir süreliğine de olsa ikna eder druidleri ama prokonsül gidip de başka bir rahibeye ilgi duyar ve norma'yı galyalar'da bırakıp roma'ya bu genç kızla dönmeyi planlar. vah vah. bu arada en sonunda artık savaş kaçınılmaz olur ve eski kelt inancına göre savaşın zaferle sonuçlanması için birilerinin kurban edilmesi gerekir. kurban edilen kişi kim olur dersiniz? peki prokonsüle ne oldu dersiniz? spoiler olmasın eğer ilgilenirseniz ya kendiniz okuyun ya da izleyin eğer hala bilmiyorsanız.

    tabii bu arada bu arya oblomovlar'dan oblomovkalı ilya oğlu ilya'nın en mutlu gelecek hayallerinde çalan şarkıdır. ilinskiyler'den sergey kızı olga bu şarkıyı söylediğinde ilya yukarıda da paylaşıldığı gibi kendinden geçer. böyle bir şey mümkün mü bilmiyorum ama sanırım bu mükemmel romanın soundtracki işte bu aryadır. saydım tam 11 ayrı yerde casta diva'dan bahsedilir. benim için artık oblomov'u da hüzünle anmadan bu zaten kendinden hüzünlü aryayı dinlemek imkansız olacak.

    ilya ilyiç bu aryadan ilk kez şu şekilde bahseder:

    -...artık çayır ıslaktır; hava kararmıştır; tarlalar üstüne sis bir deniz gibi çökmüştür; atlar tepinmeye başlar;
    dönme vakti gelmiştir. evin pencerelerinde ışıklar yanmış; beş uşak mutfakta çalışıyor: mantar kızartması
    dolu bir tava, köfteler, çilekler... o sırada müzik de başlar... casta diva... casta diva... - oblomov norma
    operasının bu havasını söylemeye başladı. casta diva'yı hatırladıkça fena oluyorum, dedi. parçalanan bir
    kadın kalbi; bu müzikte ne derin bir acı vardır; hiç kimse derdini bilmez... yapayalnızdır... sırrı omuzlarını
    çökertir... içini aya döker...

    ah.
  • leyla gencer yorumu maria callas'tan cok daha etkileyicidir. insani rahatsiz etmeden aglatir, sanki o seste gozyaslari daha bir asil akar, daha soyluca suzulur. hic fark ettirmeden de en derine dokunur, bittiginde yutkunmayi zorlastirir. oysa maria callas, kuskusuz cok buyuk bir isim bir o kadar etkileyici bir sestir ama nedense dinlendiginde hep bir trajedi yasaniyormus gibi hissettirir insana (ki soz konusu opera olunca mutlaka bir trajedi zaten vardır); aynen casta diva'da oldugu gibi. fazlasiyla abartili, fazlasiyla yunan tragedyalarinin bire bir kahramani gibidir. o yuzden maria callas'in sesinden dinlenen casta diva aryasi belki daha can aciticidir ama bir o kadar da derine inmez, yuzeyden gelir gecer. bitince bitmis olur, gozyaslari silinir, gidip baska sey dinlenir.

    ha bir de bugunlerde jean-paul gaultier'in le male isimli parfum reklaminin muzigidir. bu da demek ki yine kimileri icin kesif zamani gelmistir. allah'tan reklamlar var da insanlar muzik dinliyor.

    leyla gencer yorumu: http://www.youtube.com/watch?v=qw6gjlukizw
    maria callas yorumu: http://www.youtube.com/watch?v=_pvyld0ubpo
  • (bkz: maria callas)
  • (bkz: norma)
hesabın var mı? giriş yap