• haklı olduğum bir konuda dava açacağım fakat avukat tutmadan süreci yönetmek istiyorum.

    bu süreçle ilgili bilgisi, tecrübesi olan ve avukatsız dava kazanmış yazarlar süreci yeşillendirirse sevinirim.
  • yaptığımdır.
    hatta 'avukatiniz yok mu?' sorusuna 'burada yeterince avukat var' cevabını vererek karşı tarafın avukatlarını ve hâkimi biraz sinirlendirmiştim.
  • avukatsındır.
  • eğer hukuk işlerinden "net bir şekilde" anlamıyorsan o işe girmek hiç akıl kârı değil.

    not: ben anlamıyorum hukuk işlerinden
  • davayı açan savunma yapmaz. dava açılan yani davalı savunma yapar.
    "ya ne önemi var bir kelime hatası yapmışız işte" diyecekseniz hiç de öyle değil. davalar tek kelimeyle kaybedilebiliyor. bence bu işe hiç girmeyin.

    örnek: bir müşteri çalıştığım bankaya borcunu ödüyor ama bir şekilde sistemde ödeme görünmüyor. tekrar ödetiyorlar. ikinci defa ödediği tutarı iade almak üzere dava açıyor. dilekçesine parayı "defaatle" (tekrar tekrar) ödedim yazacağına "defaten" (tek seferde) ödedim yazıyor.

    mahkemede hakim soruyor:

    - borcun 5000 lira mıydı?
    - evet.
    - yani borcu kabul ediyorsun.
    - evet.
    - sen bu 5000 lirayı defaten mi ödedin?
    - evet.
    - tamam o zaman. davanın reddine...

    edit1: çalıştığım değil, yıllar önce çalıştığım banka.

    edit2: müşteri davayı kaybetti ancak yıl sonu kontrollerinde kayıp para bulundu. para iade edildi.

    edit3: bence de sistem kötü. ama hukuk sistemleri genelde böyledir. mesela suits dizisinde de vardı. göçmen bir eleman forma "asylum" yazacağına "refugee" yazdığı için sınırdışı ediliyordu. çünkü hukuk sistemlerinde kelimeler önemlidir.
  • teoride yapılsada hocam pratikte olmuyor o işler. avukatsız hiç bir süreyi tutturamaz tebligatları doğru düzgün alamazsın
  • hekimsiz ameliyat yapmak gibidir. evet hepimiz konuşabiliriz. evet hepimiz bir kaç hukuksal terim de biliriz.
    ama hepimiz neşter tutabiliriz ve çoğunuz üç aşağı beş yukarı organların yerini de biliriz...
    edit: typo
  • avukatlar sadece konuyu hukuki şekle sokmaz usul işlemlerini de takip ederler. yani sürelerden gümleyebilirsiniz mesela, görev ve yetki sorunu yaşayabilirsiniz gibi.
    ama illa ben açacağım diyorsanız bir medeni usûl hukuku kitabı alın kalanı da eğer özgün bir dava değilse internette dolaşan dilekçelerle halledin. halledemezseniz de iyi bir tecrübe olur
  • anladığım kadarıyla avukata para vermek istemeyen birisi, yetkin olmayan kişilerden ücretsiz danışmanlık istiyor.

    türkiye'nin özeti gibi olmuş. tebrikler.

    ek: bu konu özelinde konuşmuyorum, genel fikrim bu şekilde. mahkemede bir işiniz varsa bir avukatla halledin. birkaç sene önce hiç önemsemediğim bir işi avukatsız halletmek istediğim için normalde ödemeyeceğim paraları ödedim. siz bunu yapmayın, avukat iyidir. muhtemelen türkiye’deki hakimleri tanımıyorsunuz. avukatınız olmadığını gördükleri anda sizi azarlamaya, suçluymuşsunuz gibi davranmaya başlayabiliyorlar. zaten siz salona girdiğinizde hakim çoğu zaman kararını vermiş oluyor. bunu bizzat tecrübe ettim. hem param gitti, hem sinirlendim, hem de hakimin sözleri gücüme gitti. gerçi kendisi sonradan fetö soruşturması kapsamında hapse girdi ama bu bir şeyi değiştirmez. böyle hakimler maalesef var.

    hatta olayın özetini de geçeyim. bir müşterimize yazılım hazırladık, ödemeyi aldık ve yazılımı verdik. birkaç ay sonra kendisi bu işi daha ucuza yapacağını söyleyen birini bulduğunu, parasını geri istediğini söyledi. biz de iade yapmayı reddettik zira sipariş üzerine yapılan bir işti ve çalışma saatlerimiz için ödeme yapmıştı. ayrıca kendisine sunduğumuz üründe de bir kusur yoktu. önce biraz tehdit etti, baktı olmuyor gidip savcılığa dilekçe vermiş. sağ olsun sözlükten tanıştığım bir avukat arkadaşım bana biraz yol gösterdi ancak başka şehirde olduğu için duruşmaya yalnız gittim. zaten sadece bana yardımcı olmak için birkaç taktik verdi, teknik olarak avukatım da değildi. ben de işi o şekilde halledebileceğimi düşündüm, pek ciddiye almadım konuyu. hatta yanlış hatırlamıyorsam bana bulunduğum şehirdeki bir avukatla görüşmemi de tavsiye etmişti, dinlemedim işte aptallık ettim.

    neyse işte mahkemeye çıktım. hakimle aramızda geçen konuşma şöyle bir şeydi:

    ben: (salona girdim)
    hakim: adamı niye dolandırdın?
    ben: nasıl?
    hakim: adam parayı ödemiş, sen işi teslim etmemişsin.
    ben: ettim. kanıtlar da bu usb belleğin içinde. yazılıma ait tüm dosyalar zaman damgalarıyla birlikte bulunuyor. ayrıca görüşmelerimizin kayıtları da mevcut. bunu mahkemeye kanıt olarak sunmak istiyorum.
    hakim: ne yapacağım ben bunu?
    ben: (iç ses: götüne sokacaksın) sanırım bilirkişi tayin etmeniz ve dosyaları inceletmeniz gerekiyor.
    hakim: bana işimi mi öğretiyorsun? ben bilmiyor muyum ne yapacağımı?

    sonra bizi uzlaşmaya gönderdi. orada da görevli olan kadın bana “ablacım belli ki paran var, geri ver parayı gitsin yoksa çok uğraşırsın” dedi. ben de salak gibi verdim.

    bir avukatım olsa böyle mi olurdu? hayır. işi ciddiye almadım çünkü tamamen haklı olduğumu biliyordum ancak işin sonunda ben zararlı çıktım. burada maddi zarardan bahsetmiyorum. haklı olduğum halde hem bir sürü zaman harcadım, normalde muhatap olmayacağım insanlarla muhatap oldum. hem de o adama parasını geri verdim. işte insan bunlara sinirleniyor. en başta bir avukata vekaletname verseydim bunları yaşamayacaktım. ki daha sonra benzer şeyleri avukatlar aracılığı ile hallettirdim ve hiç sorun yaşamadım.

    bir davada sizin haklı ya da haksız olmanız ne yazık ki çok da önemli değil. en yakın arkadaşlarımdan birisi avukat ve sürekli “usül, esastan önce gelir” der. bir kere biz normal insanlar usül bilmiyoruz. mahkemelerde gerçekten farklı bir işleyiş var ve doğal olarak buna hakim değiliz. çünkü bu bizim işimiz değil.

    özetle; ben bir aptallık yaparak bunu öğrendim. siz yapmayın. işi, uzmanına bırakın.
  • avukata danışmamak, danışmaktan daha pahalıdır
hesabın var mı? giriş yap