• adina öyle birseyler yazsam ki, rufus wainwright söylese, pearl jamden nick cavee, bright eyesdan belle and sebastiana kadar herkes her konserinde coverlasa, bütün seyirciler bir agizdan söylese. konser kayitlari love of my life ile yarissa. ismini kimse unutmasa. iste amacim artik budur. böyle bir insandir kendisi.

    fell in love with a girl
    fell in love once and completely
  • sözlükte yazar olduğunu sonradan öğrendiğim bir arkadaşın doğumgününde aramızda kısa ve komik bir diyalog geçmiş insan:
    deja: sen külotlu çorap mı giydin?
    blackflag: evet
    deja: bu akşam kimseyle sevişmeyeceğinin garantisini veriyorsun yani
    blackflag: valla evim var, yakın da, e zamandım da var...
    deja: ...

    (p.s: diyalog daha farklı kelimelerde yaşanmış olabilir, hepimiz sarhoştuk)
  • fransızca'da, "şimdiden", "daha önceden", bazen de "henüz" anlamlarına gelen kelime.
    "e" harfinin üzerinde accent aigu, "a" harfinin üzerinde de accent grave vardır.
  • litvancada maalesef demek olduğunu öğrendiğim nickim. püüüüü!
  • gwyneth paltrow’un boynu bükük duruşunun, bir kedininki gibi yeşil gözlerin istekli ve bir o kadar da arkasını dönüp gidebileceği tehditkarlığıyla tamamlanan bakışlar cezbeder ilk etapta insanı. bir rüya sekansı yaratmaya çalışan başarısız yönetmenin kullandığı, etrafı buğulu bir görüntü kaplar o ilk karşılaşma anını. hayatların kesişme olasılığıyla süslenmiştir rüyalar. sonrasına bakılmasına ihtiyaç duyulmayan bir birleşme arzusu.

    ardından yavaş yavaş kalkmaya başlar o buğulu görüntü. güvenilmezliğe yönlendirir o güzel dudaklardan çıkan sözler. bilinmezlik ona yaklaştırır keşfetme arzusuyla, ancak tehlikelere açık bir biçimde. boynu bükük duruş ardındaki masumiyet ilk günahını işleyeli asırlar geçmiştir oysa ki. güzel şeylerin çekiciliğinin altındaki tehlikedir insana meleklerin de masum olmadığını inandıran.

    yaşamıma kattığı siyah ve beyaz dünlerin farklılığıyla hatırlıyorum şimdilerde kendisini. gözlerimin önünde yaratmayı başardığı ilüzyonun esas kırmızısını, grisini ve sarısını fark ettikçe.
  • eski kız arkadaşlarımı kendine rakip alan kraliçe arı.
  • hayatında hiç kahve basmadan boyundan büyük iddialarda bulunan insan. bırakın kahve basmayı bir erkeğin bile etmeden önce iki kez düşündüğü beyanatları gönül rahatlığıyla söze dökecek kadar da fütursuzdur, delidir ne yapsa yeridir.
  • andrew mango'nun kitabındaydı galiba, atatürk'ün en sevdigi fransizca kelimeymiş bu.
  • (bkz: cheja)
  • kıta değil gezegen değiştirse peşinden gideceğim kadınım.
hesabın var mı? giriş yap