• böyle saçma sapan entryleri debeye sokan algoritmanın amk. neymiş efendim demonlarla görüşüyormuş bir de dostluklar edinmiş ya amina koyim bu nasil bi kafa..

    psikolojik sorunları olan insanları tuzağa düşürüp bundan para kazandığını tahmin ediyorum başka bir ihtimal gelmiyor aklıma.

    kanmayınız efendim, tıbbi destek alınız..

    sana gelince sayın şarlatan, demon sikiyorum sırada senin kankilerin var.

    ilgili entry

    tanım: ingilizce’de şeytan anlamına gelen kelime

    ilgili yazar entryi silip kaçmış: görsel
  • goethe'nin eserlerinde sık sık kullandığı “dämonischen” (demonik) sözcüğü eski yunan'da, doğaüstü güçlerle donatılmış anlamını taşıyordu.

    goethe'ye göre demon, kimi insanların içinde olan, kavranılması güç bir kuvvettir. tanrısal bir kuvvet. sınırsız, geniş, anlatılması zor bir kuvvet. insanın, doğanın sınırsız güçlerini anlayabilmesine yardımcı olan bir kuvvet. yeni şeyler yaratan yasalar üstü bir kuvvet. insanlara buyuran, bu gücü taşıyanları öteki insanların üstüne yükselten bir kuvvet. goethe'ye göre, benliğinde bu tanrısal diyeceğimiz gücü duyan, yani demonik bir nitelikte olan bir insanın en büyük özelliği, öteki insanların yetenek ve başarılarını gölgede bırakmasıdır.

    bu konuda goethe şöyle der:

    “hayatım boyunca yakından ve uzaktan incelediğim insanlar arasında hiçbir özelliği, göze çarpan hiçbir yeteneği olmadığı halde, bulundukları çevreye güç ve etki saçan öylelerini gördüm ki...”

    goethe için, bu gibiler demonik insanlardır. johann peter eckermann'a da şöyle diyecektir:

    napoleon bonaparte, pierre corneille için 'sağ olsaydı, ona bir prenslik verirdim' demiş. demiş ama onun bir satırını bile okumamıştır. onun okuduğu jean racine'di. fakat, racine için de böyle bir söz söylenmemiştir. işte fransızların la fontaine'e o kadar saygı göstermeleri bundandır. onun ozanlığına değil, yazdıklarında kendini belli eden büyük kişiliğine değer verirler.”

    goethe için pierre corneille ile la fontaine demonik birer kişidir. napoleon bonaparte ise her yanıyla demonik bir varlıktır. büyük frederik, wolfgang amadeus mozart, lord byron da goethe'nin saydığı demonik kişilerdendir.

    kaynak: salâh birsel (goethe)
  • pü allah kahretmesin, uzun zamandır böyle siktir boktan bir debe entry'si görmemiştim, yuh

    seni çılgın, hadi oradan.
  • ing. seytan
  • eski yunanca'da "şeytan" anlamına gelir. demon okunsa da, alfa ve iota ile daimon şeklinde yazılır. günümüz yunancasında ise sonunda -as ekini alarak "demonas" olmuştur. tabii ki eski yunancası karizmadır, candır. gönül isterdi ki orijinal yazımıyla burada yer verelim çünkü bunu yunanca'da yazmak ayrı bir zevktir. fakat abuk subuk soru işretleri çıkıyor bir sürü.

    (bkz: denedim olmadı)

    tüm diğer dillere de buradan geçmiştir.
  • rüya:

    karşımda bir şahıs enerji üretimine dair bir şeyler anlatıyor. arada da ingilizce konuşuyor. sonra yavaş yavaş tipi değişmeye başlıyor. ucube bir varlığa dönüşüyor. ağzının içi kırmızı gibi...ejderha hırıltısı çıkarmaya başlıyor... hırıltı aynen filmlerdeki gibi...

    sonra bir anda enerji formunda beni sarıyor. ben o zaman bunun cinni bir tasallut olduğunu anlıyorum ve otomatikman "lâ havle ve lâ guvvete illâ billahil aliyyil azıym" demeye başlıyorum. durmaksızın bu tesbihi peşpeşe söylüyorum. mahluk, önce rahatsız oluyor tesbihten; bunu hissediyorum. bedenimi sarmakta zorlanıyor...sanki sıcak bir şeyi sarmakta zorlanır gibi... ve nihayet la havle'nin yakıcı ışınlarına dayanamıyor..."auvv" diye bir ses çıkarıp kaçıyor. o anda uyanıyorum ve gözlerimi açıyorum.
  • revenge'den sonra -bence- en kaliteli lam parçası. sikik bir grup olarak görsem de abileri, özellikle bu parçaları efsaneler arasında.
  • yunancada bilgi anlamına gelir.
  • "kor gibi bir yaş düştü gözlerinden
    ve yakıp kül etti altındaki toprağı"

    lermontov'un bildiğim kadarıyla henüz türkçe'ye kazandırılmamış şiiri. gezgin yahudi mitine benzer bir öyküsü var: iblis dünya'ya sürgün edilir ve sonsuza kadar yaşamakla cezalandırılır. çağların yıkılışına, nesillerin değişimine tanıklık eder. prenses tamara'yı görür, aşkın ne olduğunu öğrenir. fakat öpücüğü ölümcüldür. tamara cennete gider. kendisi yine "evrende yapayalnız, terkedilmiş, sevgiden ve ümitten yoksun kalır"*.

    not: dizeler, kypck'un bu şiiri temel alan aynı adlı şarkısından çeviri.
  • aynı zamanda star trek voyager dördüncü sezon yirmi dördüncü bölümünün adı.
hesabın var mı? giriş yap