• fenikelilerin kendileri değil de fenikeli mirasını koruyan kavimler denebilir. (bkz: sea people/#15775258)
  • yakındoğu tarihi literatüründe deniz kavimleri olarak adlandırılan halklar yaklaşık olarak m.ö. 1100–1050 yılları arasında muhtemelen ege’nin kuzeyinden, balkanlar’dan ve hatta belki orta ve doğu avrupa’dan harekete geçmiş halklardı. deniz kavimlerinin göçleri ege ve doğu akdeniz dünyasında büyük değişimlere yol açmış, eski tunç çağı'nın (bronz devri) sonunu getirerek demir devri'ni başlatmıştır. bugün hala bu toplulukların neden bu denli büyük bir göç hareketine kalkıştığı konusu tartışmalıdır. fakat bunun arkasında ticari, ekonomik ve belki askeri-siyasi nedenler aramak mümkündür. birçok görüş, bu halkların hareketine hali hazırda ege havzasında yerleşik olan bazı halkların da katılmış olabileceğini ortaya koymaktadır. (örneğin akalar, lykialılar, tyrsenler.) deniz kavimleri’nin isimlerini, bu halklarla mısır kıyılarında ve delta bölgesinde çarpışan firavunlar merneptah ve iii. ramses’in yazıtlarından biliyoruz. ayrıca deniz kavimleri adlandırmasını da mısırlılara borçluyuz, zira bu halklar, isimleri tek tek yazıtlarda verilmiş olsa da, sıklıkla “deniz insanları, deniz kavimleri” ismiyle de geçmektedir.

    medinet habu, karnak ve el amarna’daki yazıtlarda geçen bazı halkların adları şöyledir: ekveş/akayişava (akalar), turşa (tyrsenler), lukka (lykialılar), pelest (filistinliler), şekeleş (sicilyalılar) ve başka halklarla bağdaştırılamayan danuna ve şerdana.

    bu kavimler muhtemelen orta avrupa, doğu avrupa ve balkanlar’da başlayan göç hareketleriyle yerlerinden kopmuşlardı. bu noktada, dor göçleri ile de bağlantılı olduğu düşünülen, balkanlar’ın illyrialılar tarafından istilası ve onların thraklar’ı yerinden oynatması, deniz kavimleri’nin göçleriyle de bağdaştırılabilir. antik yunan tarihinin proto geometrik ve geometrik dönem’inin en karakteristik olaylarından, helen dünyasında tam anlamıyla yeni bir çağı başlatan dor göçleri muhtemelen illyr ve thrak baskısıyla gerçekleşmişti. dorlar’ın hellas’ı istilası, akalar’ı yerinden oynattı. uygarlıklarının yıkılmasından kısa bir süre önce anadolu’ya da yerleşmeye başlayan akalar, dor baskısıyla anadolu’ya daha büyük kitleler halinde göç ettiler. anadolu’ya ilk gelenler ionlar’dı. batı anadolu’ya yerleştiler ve menderes’e dek ulaştılar. daha sonra aioller geldi. ayrıca kuzeyden ege ve akdeniz bölgelerine olan göçler arasında, balkanlar üzerinden anadolu’ya giren phryg göçü de vardı. bu phryg göçü, hitit devleti’nin yıkılmasında da etkili olmuştur. şunu da belirtmek gerekir ki, deniz kavimleri’nin görece kısa süren göçlerinden farklı olarak, dor göçleri, tıpkı aka göçleri gibi birden bire bir göç şeklinde değil, yavaş yavaş hellas’a ve ege’ye yayılan istilalar şeklinde olmuştur.

    göçlerin sebebi olarak bir çok argüman ortaya atılmıştır. genel olarak, doğu avrupa ve balkanlar’dan kaynaklanan bu göçler, ekonomik arayışlara, askeri ve siyasi zorunluluklara ve nüfus artışına bağlanmıştır. öte yandan, deniz kavimleri’nin ve ege göçleri’nin, illyr, thrak, phryg ve hatta hitit istilalarının bağlandığı bir “büyük hint-avrupa göçleri” teorisi de vardır. (daha doğru olarak istila denebilir) buna göre yaklaşık olarak 2500’den başlayarak, hint-avrupa kavimlerinin yoğun olarak yaşadığı (iran, iran’ın kuzeyi, hindistan’ın kuzeyi, karadeniz havzası ve karadeniz’in kuzeyi, kafkasya’nın kuzeyi) bölgelerde meydana gelen göç hareketleri, yakındoğu’da ve bir ölçüde avrupa’da siyasi ve kültürel değişimlere yol açmıştır. ancak bu büyük göç, daha doğrusu istila hareketinin sebepleri ve alt yapısı, tarihsel arka planı hala belirsizdir.

    iii. ramses ve merneptah'ın deniz kavimleri ile ilgili yazıtlarından örnekler: i, ii, iii, iv, v, vi.
  • orta dünya tasvirinden önce*, ki sanırım da tolkien bundan etkilenmiş, gaton mospero adlı fransız bi tarihçi tarafından, iii. ramses döneminde birlikte hareket eden istilacı bir grubu tanımlanmıştır. mısırlılar da bu grubun farklı etnik kökenlerden geldiğinin farkında olsalar da deniz halkları tabiri kullanışlı bir tanımlamaydı.

    -denyenler,
    -şerdenler (ki daha sonra sardunya adasını oluşturan ve adını veren etnik grup olacaklardı)
    -tcekerler
    -sekeleşler (sicilya'ya yerleşeceklerdi sonra)
    -tereşler
    -peleset yani filistiler

    anadolu'nun batı kıyılarından, mykenai'den ve suriye'den geldiklerine dair savlar vardır.

    deniz halkları süreki artan nüfusa rağmen mevcut kaynakların buna yetmemesi, ve havaların üst üste bir kaç yıl kötü gitmesinin tesiri yüzünden ülkelerini terk edip, saldırganlaşıp verimli toprak arayışına çıktılar.

    saldırı hızları dehşet vericidir. bölgedeki bir hükümdarı komşu bir krala mektup yazdırıp deniz halklarından hiç bir belirti olmadığını söylemek istemişti. metin bir kil tablete yazılıp pişmek üzere fırınlandı, ancak hiç bir zaman gönderilemedi. daha tabletin pişmeis bitmeden deniz halkları ufukta belirip kenti yok ettiler. tablet 3000 yıl sonra arkeologlar tarafından bulundu.

    iii.ramses bu istilacı grubu yense de, mısır bu savaşın yıkıcı etkisinden uzun süre kurtulamadı, hititlerin yıkılması ve mısırlıların ekonomisinin zayıflamasıyla, asurlular rakipsiz kaldı.

    o tarihte lübnan'da yaşayanlar ise bundan sonra fenikeliler olarak anıldı ve akdeniz'in en önde gelen tacirleri oldular.

    deniz halklarından filistiler, kenan'ın güneyine çekildiler. o tarihlerde yahuda tepelerine yeni yerleşen ibraniler için çetin birer düşman oldular.

    insan deniz halkları ramses'e yenilmiş olmasaydı ibranilerin de sonu hititler gibi mi olurdu acaba, sorusunu sormadan duramıyor.
  • ilk kez mısır yazıtlarında kaydı geçen ve tam olarak tanımlanamayan deniz kavimleri, m.ö. 13. yüzyıl sonundan başlayıp 12. yüzyılda yoğunluk kazanan ve ege’den doğu akdeniz kıyılarına doğru göç eden kavimlere verilen isimdir.
    bu istilacı kavimlerden mısır’da ııı. ramses hanedanlık döneminde (m.ö. 1200–1168) medinet nabu tapınağı duvarlarındaki yazıtta; istilacı oldukları, bölgeleri yakıp yıktıkları ve mısır dışında hatti (hitit) toprakları, qadi (kizzuwatna-çukurova bölgesi), kargamış, arzava (batı anadolu’dan göller bölgesine uzanan alan) , alasia (kıbrıs)’a yayıldıkları şeklinde söz edilmektedir.
    mö 1200’lerden başlayarak anadolu’ya gelen bu avrupalı kavimler uzun yıllar boyunca göçebe olarak bir yerden diğerine gittiklerinden yoğun bir kalıntı bırakamamışlardır. söz konusu kavimler içinde yerleşik düzene geçerek ilk devleti kuranlar phrygler olmuştur.
  • deniz kavimleri ya da deniz halkları, tunç çağı'nın sonlarına doğru özellikle mö 13. yüzyılda, doğu anadolu, suriye, filistin, kıbrıs ve mısır'ı yağmalayıp, istila eden saldırgan denizci halklarına verilen isim olup, hitit imparatorluğu gibi bronz çağı’nın büyük uygarlıklarının yok edilmesine sebep olmuşlardır. deniz kavimlerinin saldırıları sonucunda mö 1182'de ugarit şehirlerinin tamamı yıkılmış ve bir daha kurulmamıştır. bu yüzden mısır'dan hititler'e giden yiyecek akışı kesilmiş bu yüzden hitit imparatorluğu’nun merkezi ele geçirilmiştir. miken şehirlerinin akropolisler yıkılmıştır. mısır ise deniz kavimleri'ne karşı nil deltasını başarıyla savunmuşsa da levant’ı kaybetmiştir. deniz kavimleri yüzyıl içerisinde bir saldırılarına son vermiş, muhtemelen kıbrıs ve diğer akdeniz adaları ile levant'a yerleşmişlerdir.
  • bronz çağı dönemini bitiren topluluk.

    milattan önce 1200 civarında ortadoğu, mısır, anadolu, yunanistan ın tam anlamıyla içinden geçmişlerdir.

    hitit uygarlığını bitiriyorlar, miken (antik yunan öncesi yunanlar) uygarlığını bitiriyorlar, mısır uygarlığını çok sarsıyorlar, bugünkü anadolu dahil, özellikle kıyı şehirlerinden saldırıya uğramayan kalmıyor.

    günümüzde filistin topluluğu deyip, geçiliyor ancak israil de bulunan bazı mezar kazılarında, az sayıdaki iskelette filistinliler ya da bölgedeki topluluklarla ilgisi olmayan dna yapıları bulunuyor. dna ların güney italya, sicilya kökenli olabileceği düşünülüyor.

    haklarındaki az sayıdaki bilginin "çoğunu" mısırlılar bırakmışlar. tasvirlere göre farklı toplulukların bir araya gelmesinden oluşmuşlar. bazı tasvirlerde kafasına boynuzlu miğferler takan savaşçılar (vikingler ?) varken, bazılarında da çok farklı, adeta orta amerika yerlilerini andıran kıyafet ve boyalara sahip gibi görünmekteler. (kendi görüşüm, "abartma hipotezi" de diyebiliriz)

    kayıtlara bakarsak;
    gemilerle gelen, kalabalık savaşçı toplulukları,
    çok hızlı hareket edip, yıkıma neden oluyorlar,
    düzenli ordu ya da imparatoluk filan değiller,
    mısırlılar dışında herkesi dümdüz ediyorlar, mısırlılar da büyük kayıplar veriyor,
    bronz çağı çöküşü ve karanlık dönem denen sürece neden oluyorlar. öyle ki, yazılı tarih adeta kesintiye uğruyor gibi.

    yerleştikleri, şehirler kurdukları filan söyleniyor da, neden tarihin karanlık kalan bir kısmına neden oluyorlar? yerleşecek, şehirler kuracak kadar medeniyetleri varsa, neden kendilerinden somut tarihi bir şeyler kalmamış? büyük yağmalar, yıkımlar yapıp, "geldikleri yere" dönmüş olabilirler mi?

    kimlerdi bunlar, nasıl bu kadar etkili ve yıkıcı olabildiler? belki de demir çağı başlamadan önce demir çağının bilgilerine sahiptiler.

    her kimdiler ise, aç kalmış barbar toplulukları deyip, geçmek kolaya kaçmak olur.
  • bronz çağı'na son veren topluluk. bu topluluğa ait yazılı kaynak olmadığı için çoğu bilgiyi mısır kaynaklarından veya asur kaynaklarından alıyoruz. önce bu kavimlerin doğu akdeniz'deki faaliyetlerinden bahsedelim. levant bölgesindeki ugaritler ile savaştılar. ugarit kalesini yağmaladılar ve ortadan kayboldular. ugaritler tarafından kaynaklara 'hapiru'*olarak geçtiler ve ugarit kralı tablete şunları yazdı:
    "işte düşmanların gemileri geldi. şehirlerim yakıldı, ülkemi yağmaladılar. babam bütün askerlerimin ve savaş arabalarının hitit ülkesinde olduğunu bilmiyor mu? bu suretle ülke kendi kaderine terk edilmiştir."

    gelelim en önemli akınlarına; mısır savaşları. mısırlılar, deniz kavimleri ile iki kez karşı karşıya geldiler. birinci savaş merneptah döneminde, diğer üç savaş ise ii. ramses döneminde çıktı. mısır, bu dönemlerde çok genişlemişti. güneylerindeki nubyalıları idare altına almışlardı ve kuzeydeki levant topraklarını ele geçirmişlerdi. ayrıca libya'dan da paralı asker desteği alıyorlardı. bunların sonucunda deniz kavimleriyle 4 kez savaş yaptılar ve hepsini kazandılar da. fakat bu savaşlar mısır'ı askeri ve siyasi anlamda yormuştu. bu yüzden mısırlılar, bir kez daha megiddo*önlerinden çekilmek zorunda kalmışlardı. önceki geri çekilme için: (bkz: kadeş savaşı) mısır dikilitaşlarında iki tarafın yaptıkları zorlu savaşlar şöyle geçer:
    "denizden kendi gemileri ile geldiler ve hiç kimse onlara karşı koyamadı." bu dikilitaşın, deniz kavimlerinin savaşta üstünlük sağladıkları bir andan sonra yazıldığı düşünülüyor fakat dört savaşı da mısırlılar kazanmıştır. (ağır zayiat vermiş olsalar da)

    şimdi de deniz kavimlerinin yunanistan üzerine yaptıkları akınlara bakalım. milattan önce 14. yüzyılda minosların başkenti olan knossos'u yağmaladılar ve daha sonrasında yaktılar. saldılar daha çok girit odaklıydı ve bu saldırılar sonucunda pek çok yerleşim boşaltıldı. anadolu'daki yunan nüfusunun artışı da bu yağmalar sonucu oluşan göçlere bağlanıyor. hatta tarih derslerinde gördüğümüz "ege göçleri" bu göçler olabilir.

    sırada pek çok milletin gözde yerleşim yeri olan anadolu var. deniz kavimlerinin de hedefinde olmazsa olmazdı. deniz kavimlerinin tehdit ettiği diğer devletlerden birisi de hitit imparatorluğu idi. kafkaslardan anadolu'ya gelmiş bu imparatorluk, hattilerin mirasını taşıyorlardı. bu mirası da yazılı belgelerinde ülkelerinden "hatti ülkesi" olarak bahsetmelerinden görebiliyoruz. ii. şuppililuma önderliğindeki hitit donanması, alaşiya* önlerinde deniz kavimlerinin donanmasını yendi. fakat deniz kavimleri bu yenilgi ile durmadılar. hititleri karada mağlup ederek babilleri* de önlerine kattılar. tüm bu olayları şu hitit çivi yazısından görebiliriz: "hatti ülkesinden kimse bunların sasldırılarına karşı koyamadı. kadeş, karkamış, arzava ve alaşiya'da tahrip edildiler. bunlar amurru ülkesi civarında bir karargah kurdular ve halkını tamamen mahvettiler."

    son olarak deniz kavimlerinin yağmaladığı sonucuna vardığımız kıbrıs var. miken saraylarının deniz kavimleri tarafından yakılmasından sonra kıbrıs'a yoğun bir göç olmuş. ege göçleri içerisinde sayabileceğimiz bu göç sonucunda kıbrıs yerlileri de nasibini almış. dolaylı yoldan da olsa deniz kavimleri burayı da yağmalamıştı.

    "peki, bu halkların hiç mi dünya tarihine katkısı yok?" dediğinizi duyar gibiyim. bir tane var. filistin'e yerleşmişler ve bölgeye "filistin" adını vermişler.
  • birçok etnik yapıdan olan tamamen organize olmayan topluluk,ilginç şekilde yunanistandan mısır'a kadar olan her yerdeki krallıkları yenmisler.
    edit;imla
  • bunlar antik çağın moğolları idi.
hesabın var mı? giriş yap