• meslekler ya sanat kökenlidir yada bilim.sanatçılar estetik için uğraşır.onların fonksiyon kaygıları yoktur.içimizde güzel duygular uyandıran venüz heykelinin bir bardak su getirmesini kimse beklemez.bilim adamlarıysa bizim hoşumuza gidip gitmemesiyle ilgilenmeksizin sadece gerçeği bulmakla meşguldür.sonrada bulduklarını insanlık yararına fonksiyonel hale getirmeye çalışırlar.estetik pek dertleri değildir,kansere bulunan ilaç çocuk kakası renginde olsa kim itiraz eder?işte diş hekimliği denen bu eşi benzeri olmayan meslek,sanatla bilimi buluşturur.diş hekimi hem sanatçı hem bilim adamıdır.bir yandan çiğneyen bir yandan da güzel görünen dişler yapmak zorundadır.fonasyonda cabası.diş hekimi sorunların üzerine gider.diyelim ki bir cihazın düğmesi kırıldı,kulpu koptu vs. diğerleri servise haber verip söylene söylene beklerken o çoktan akriliği karıştırmaya başlamıştır.birşeyleri eğer büker,ordan alır buraya takar ve problemi mutlaka halleder.diş hekimi sihirbazdır.önce dişleri teker teker yok eder sonra öyle bir illüzyon yaparki sanki hepsi pırıl pırıl yerinde duruyormuş gibi görünür.diş hekimi çılgınca bir azme sahiptir.yer yüzünde başka kim minicik eğeler,kanlı tükürüklü daracık ortamda direkt görmeden el yordamıyla en arka dişin saç teli kadar ince kanallarına girmeye çalışır?diş hekimi.maceraperesttir, kıymetli taşlar bulma heyecanıyla en derin ceplerde dişlerin en gizli saklı köşelerindeki taşları keşfeder ve onları itinayla toplar.diş hekimi dayanıklıdır.ayakta ve sağa eğilmiş vaziyette saatlerce durabilir.diş hekimi mühendistir.köprüler kurar,ekskavatörle kazar,ankraj alır.diş hekimi dil uzmanıdır.ağzı kocaman açık pamuklarla doluyken konuşmaya çalışanların ne dediğini bir tek o anlar.diş hekimi falcıdır.dişlerinize şöyle bir bakıp yaşınızı,hangi tarafla çiğneme alışkanlığına sahip olduğunuzu ve hatta geceleri dişlerinizi gıcırdatıp gıcırdatmadığınızı söyler.diş hekimi ince ve hassas bir ruha sahiptir.nerede birinin dişi ağrısa onun yüreği burkulur.elleri kanatlanır uçmak ister o dişe konmak ister.diş hekimi psikologdur.herkes ondan korkar ve o herkesin güvenini kazanmak zorundadır.dişlerden önce ruhlara dokunur.bacağını kaybedip bacak protezi takanlar koşamayacaklarını,göz protezini takanlar göremeyeceklerini bilirler.ama onun hastaları nedense total protezi takıldığı gün türk filmlerindeki kötü adamlar gibi koca bir butu ısıra kopara yiyeceğine inanan olağandışı kişilerdır.diş hekimi dosttur,sırdaştır.kaynanalar gelinlerini,memurlar amirlerini,çiçeği burnundalar sevgililerini hiç çekinmeden ona anlatıp akıl sorarlar.diş hekimi ıssız adaya düşse isteyeceği 3 şey vardır.ayna,sond,presel.ve son olarak dişhekimi sevgi dolu bir yüreğe sahiptir.çünkü bu saydıklarımı başarmak ancak sevgi dolu bir yürekle mümkündür...
  • hiç sordunuz mu kendinize, neden ayrıdır tıp ile diş hekimliğinin eğitimi diye. yani göz, kbb, cildiye, nörloji gibi dişle komşu bölgelerin uzmanı olmak için tıp okumak gerekir de, neden diş için başlı başına bir fakülte ve disiplin gerekir. çünkü herkesin harcı değildir diş hekimi olmak. hem sanatçı ruhu ister hem bilim adamı özeni. ağız gibi dar, karanlık ve nemli bir ortamda, bir üst ikinci büyük azı dişin içine girip, saç telinden ince kanalları aramak, bulmak, incecik eğelerle genişletip yıkamak ve sonra doldurmak ucuna kadar, hem de bunları yaparken sen, şuuru açık olan hastanın her halta karışması şuursuzca, her hekimim diyenin altından kalkacağı iş değildir de ondan.
  • 25 dakika içinde çürük dişe dolgu yapıp bir de kim kardashian ebatında bir adet yirmi yaş dişi çekene denk geldim dün devlet hastanesinde. kıllanmadım değil. endişeli bekleyişimiz devam ediyor. ya o speedy gonzales arkadaş orada harcanıyor, ya da beni çok fena harcayacaklar matmazel.
  • şu hayatta ''açın'' yüklemini en fazla kullanan insan.
  • ağız açıklığından, hastanın duruşundan vs asla tatmin olmamak gibi bir huya sahiptir.

    -açalım ağzı
    -...
    -evet kocaman açalım
    -(açtık ya olum)
    -daha kocaman
    -....(kocaman ne lan ana sınıfı mı burası)
    -evet açalım kocaman, heh böyle.
    -(tööbe est)
    -şu dili de çekelim artık!!!11!1!
  • hayatım boyunca bunlardan yediğim azarı annemden babamdan yemedim.

    -yine olmamış ara! nasıl fırçalamışsın bunları böyle!? yuvarlak fırçalayacaksın, kütük gibi düz değil!

    -yine olmamış ara! çürütmüşsün 2 dişi!? yiyorsun bitiriyorsun dişlerini!

    -yine olmamış ara! 1 kanal 3 dolgu var! böyle hasta bir sen varsın!

    -yine olmamış ara! diş ipi kullanacaksın, diş ipi. kaç kere söyleyeceğim sana!? adam gibi diş ipi kullan!

    -yine olmamış ara! kullanmadın değil mi o solüsyonu, hıyarsın hıyar !

    yahu olmuyor işte, beceremiyorum. olmuyor abi. yoksa manyak mıyım?

    hayır, dişçiye gidemez oldum. korktuğum da yok, düpedüz zılgıt yemekten çekiniyorum. kötek oğlanı oldum çıktım.

    dişçiyi mutlu edicem, beklentilerini karşılayacağım diye sabah akşam 10 dakika dişlerimi fırçalıyorum. olmuyor. diş ipiyle kanırtıyorum. olmuyor. solüsyon verdi bir ara, düzenli bir şekilde kullandım. "kullanmamışsın kaytarmışsın" dedi. maymun oldum, şopara döndüm.

    bir de, insan olan "böyle hasta bir sen varsın" der mi ya. allaşkına der mi? hayır, ağzımda zamazingolar oluyor örnekte veremiyorum. diyemiyorum, "benim amcaoğlu var o da böyle, hep çürük dişleri" her seferinde içimde kalıyor. adam zaten hükmen galip, söz hakkın yok ki.

    "ulan dişçi bunu yapmayacaktın bana, bir dahakine totemin olacak dişlerim" çığlıklarıyla kaç kere dişçiden çıktım ve kaç defa boynu bükük geri döndüm sayısını ben bilirim. bir kere beğense "vay be ara 40 yıllık dişçiyim böyle diş görmedim" dese, ah dese inanın dünyalar benim olur. bir saniye durmam çiçeklere, kelebeklere sarar kırlarda koşarım.

    ama yok abi. böyle gelmiş böyle gider. bir dişçiyi dahi mutlu edemeden ölür gider bu beşer.
  • bugun tedavi oncesindeki 5-10 dakikalik rutin sohbetimizde gittigi okullarda yasadigi durumlari anlatti kendi hekimim.
    istanbul'da yasayip denizi hic gormeyen cocuklarin sayisinin, hayal edebilecegimizin cok ustunde oldugunu.
    velileri "cocuklariniza sut icirin" diye uyardiginda "hangisini?" cevabi aldigini.
    numune dis macunu ve fircasi dagittiktan sonra, ayaginda corap olmayan cocuklari "dislerinizi her gun fircalamayi unutmayin" diye uyarmanin ne kadar gereksiz ve umutsuzca bir davranis oldugundan soz etti.

    bu ulkenin umudu, gelecegi, aydinlik yarinlara isik tutacak cocuklarinin icinde bulundugu vaziyet boyleyken,
    milletimin vekilleri varolan enerjilerini muhtesem yuzyil dizisinin yayindan kalkmasiyla ilgili yasa tasarisi icin harciyor.
    boyle kor, boyle sagir, boyle de vicdansizlar iste.
  • heveslisi çok tehlikeli bunların. bugün gittim bu hevesli arkadaşlardan birisine. tavsiye üzerine gitmiştim, tecrübeli bişi bekliorum ama gençten de bir şey, neyse dedim gençlerin önünü açmak lazım.
    sorununuz nedir? dedi.
    dedim dişimde filler sikişiyor galiba. bi bakalım dedi.
    baktı, ooo tır geçmiş burdan dedi. kibar adam.
    yaşayacak mıyım doktor bey? dedim. cevab veremedi.
    neyse uzandık o ünlü koltuğa, ağzımı incelemeye başladı.
    hmmm.....hmmm....hmmmmmmmmmmmm. dedim hayırdır? tabi anlaşılmadı ne dediğim ama kendisi uzman olduğu için şıp diye anladı sağolsun.
    -dişinize daha önceden dolgu yapılmış ama dolgu kırılmış, onu alıcaz, kanala gerek var mı ona bakıcaz, bi film çekeriz, hemen yanındaki diş de sorunlu, ona kanal yapılmış sanırım, çatlamadığı için şanslısın, bu iki dişe kaplama da yapmak lazım yoksa başını ağrıtabilir ilerde, üç tane daha ufak çürük var onlara da dolgu yapmak lazım, diş eti probleminiz de mevcut, onu da halledicem, çekilmiş bi dişiniz var, oraya da bir şeyler koymak lazım, ayrıca diş teli öneriyorum diş yapınızın düzelmesi lazım, burnu hafiften kaldırıcaz, kaşları da biraz inceltip, göbekte toplanmış olan yağlarınızı da alıp göğus bölgenizi.....
    uyandığımda böbreğimin tekini çalmışlardı skdjfhksdjfsd sağolsun çok düşünceliydi inceledi, etti, mükemmel bir görüntüye kavuşturmak istedi belki ama malzeme bu paşam boşuna uğraşma demedim, diyemedim :(.
    şimdilik ufak bir kanal ve geçici dolguyla kurtuldum, yavaş yavaş söylemeyi düşünüyorum, kendisi de pek hevesli şevkini kırmak olmaz.

    (bkz: anılarla ekşi sözlük)
  • şu hayatta nadiren şans benden yana olur, bu nadir durumlardan biri de diş hekimleri. genelde dört ayak üstüne düşüyorum, hem de devlet hastanesinde.

    bugün gittim, en arkada yarısı kırılmış ve zaten çoğu dolgu olan, dolgusu da ben ergenken yapılmış olan dişime el attı. adam yarım saatte bana dolgu malzemesinden diş inşa etti, hem de şekli kendi dişimden güzel oldu. "ağzımdaki bütün dişleri söküp yeniden yap" diyesim geldi. canın acırsa elini kaldır dururum, acıyor mu, şurayı da hallediyorum, az kaldı diye anlata anlata bitirdi. geldiğimden beri ayna elimde, nasıl bu şekli aldı bu diş anlamadım. resmen sanatsal çalışmış. tebrik ediyorum.
  • anesteziden, algolojiden, minimal invazif girişimden ve de plastik sanatlardan anlayan hekimdir, tabiptir, doktordur. bunu kabul etmemek, suyun 100 derecede kaynadığını inkar etmek gibi bir şeydir. yalnız şunu da kabul etmek gerekir ki bir diş hekiminin teorik yükü bir tıp doktorundan gerçekten azdır. nasıl ki bir doktor, implanttan anlamıyorsa bir diş hekimi de sle'den, tbc'den, ca'dan, menenjitten, iye'den, gut'tan vs. anlamaz. zaten anlaması da gerekmemektedir fakat genellikle diş hekimleri bu konulardan da anladıklarını iddia etmektedir. patolojide bu hastalıkların size bahsedilmiş olması sizin bu hastalıkları klinik tanı ve tedavi süreçlerini yönetebileceğiniz anlamına gelmez.
hesabın var mı? giriş yap