• ayrimciligin gordon allport'a göre bes evresi, kendimce söyle ceviriyorum:

    1. antilocution: bildigimiz dedikodunun ayrimcilik üzerinden tezahür eden hali. benzer fikirlere sahip olan arkadaslarla ya da yabanci bireylerle paylasilan antagonistik fikir alisverisi. cogu kisi bu antipatiyi sohbet derecesinde biraktigi icin, ayrimciligin en yaygin ve alisilagelmis formu.

    2. avoidance: kacinmak. siddetli önyargi ile hoslanilmayan kisi/grubu yok saymak. önyargi sahibi bu sekilde önyargisini yönelttigi kisiye direkt bir zarar vermese de pasif-agresif bir tutumun en az yönlendirilmis öfke kadar etkili oldugunu biliyoruz.

    3. discrimination: ayrimcilik. kisinin önyargisina göre harekete gecmis hali. örnegin is imkanlarinin, politik haklarin, egitim ve girisimciligin, hastahanelerden yararlanma hakkinin ve diger sosyal önceliklerin dislanan kisi/grup icin kisitlanmasi. segregasyon, ayrimciligin enstitülesmesi yani bu tip kisitlamalarin yasalar dahilinde mesrulasmasi.

    4. physical attack: fiziksel saldiri. önyarginin siddete ve yari-siddete dönüsmesi. örnegin göcmen bir ailenin evlerinden zorla cikarilmasi, göcmen cadirlarinin kaldirilmasi, yakilmasi.

    5. extermination: katliam, soykirim. hitlerian program. as, kes, yak. önyarginin, önünün alinamadigi son nokta.

    -------

    insanin 1'den 5'e hizla gidip, 5'den yalnizca 4'e geri adim atmisligi var.
    nacizane fikrim, henüz 1'deyken artik frene basmaya baslamaktir.

    dedikodu aliskanliginiza ket vurdugunuzda etrafinizdaki kisilerin de gercek yüzlerini görmeye baslayacaksiniz. bu tavriniz arkadas secerken de mükemmel bir süzgec görevi görür. dedikodu potansiyeli, kisinin her zaman gecerli olmamakla beraber, cogunlukla sahip oldugu temel kisilik özelliklerini afise eder. misal: özgüven.
    dedikodunun temelinde, bahsi gecen olayla ilgili sahip olunan görüse destek fikir avina cikma motivasyonu yatar. yani 'haydi hep beraber bu kisinin davranisini kinayalim, cünkü ben onaylamiyorum' dürtüsüyle hareket edilir. yani dünyada var olmak icin bir fikir sahibi olmaliyim der, dogrudur. bu fikri icsellestirmeye calisir fakat disavurumda kendini yeterli bulmaz, düsüncesinin arkasinda da tek basina duramaz. bu da kisinin, bireyselligini gelistirememesiyle, sakat demeyelim de, yarali özbenliginin henüz dinmemis olan ambulans ihtiyaciyla ilintilidir.

    onaylanan davranislarla ilgili olan konusma bana kalirsa dedikodudan cok yaad etme, anma durumlariyla ilgilidir. bir arkadasin basina gelen iyi bir seye sevinmek, onun yasadigi kötü bir sey icin üzülmekten kat be kat zordur. schopenhauer der ki mesela, bir baskasinin basarisina sevinme kabiliyeti erdemli insana özgüdür. yani dedikodu yaparken, bir insan hakkinda otuz dakika boyunca kötü konusabilirsin ama söyleyecegin iyi seyler ne zaman 4-5 cümleyi a$acak? bunu konusurken de doyum aliyor musun? almiyorsan neden almiyorsun? mesela neden almadiginla ilgili dürüstce kendini ifade edebilirsen, bence artik dedikodu yapmayacaksin.
  • ayrimcilik
  • insanlari irk dil din cinsiyet vs ayrimi yaparak degerlendirme hedesi
  • matematikte koklerine ayırmak
  • ing.

    birden fazla cismin veya canlinin arasindaki farklari ortaya koyabilme kabiliyeti anlamindaki kelimedir.
  • kbb * * * hastalıklarında, kelimeleri ayırt edebilme yetisini tanımlayan kelime
  • fenerbahçe tv'de yayınlanan yer 6 isimli lüzumsuz programın lüzumsuz şovmenlerinden bir tanesinin* en sevdiği ve diskriminasyon olarak türkçeleştirdiği(!) kelimenin orjinali. diskriminasyon ne lan? kelime mi kalmadı türkçede?
  • pozitif olanına karşı olunulmanın!!! anlamsız olduğu, olayların ele alınış biçimidir.
  • (bkz: ableizm)
hesabın var mı? giriş yap