• şöyle der: "örgütlenmemiş toplumlardaki bilinçli insanlar sadece eleştirirler."
  • yenal bilgici'nin doğan hoca ile yaptığı röportajda çok önemli cümleler söylüyor:

    "istanbul belediyesi, 1969’da [1979 olacak] benden bir koruma planı yapmamı istemişti. iki sene çalıştım onun için. ev ev, yapı yapı çalıştım. neleri korumak gerekiyor, tek tek çıkardım. bugün aradan 37 sene geçmiş. benim 'korunsun' dediğimin yüzde 1’i bile yok."

    "sadece istanbul’da da değil. izmir mesela; orada da bir koruma planı yaptım. şehrin içinde eski sokaklar vardı. o eski evler... onlar üstelik türkiye’nin özgün konut mimarisinin örnekleriydi. geldiler, yaktılar, otopark yaptılar."

    "sinan çok yetenekli bir adamdı. selimiye camii örneğin, o tür kubbeli yapıların en güzelidir; geometrisi mükemmeldir. şimdikiler hep kopya. bu da utanç verici. yahu 100 bin cami yapıldı türkiye’de... bütün osmanlı camilerini toplasan 100 bin etmez. ama bizdekilerin hepsi kopya. son 50 senede yapılan binlerce cami; sinan’ın büyük mimari üslubunun küçük boyutlu yozlaşmış, kötü taklitlerinden ibaret."

    "dünyada en güzel modern camiyi vedat dalokay yaptı. butto yaptırdı. dalokay, ankara’da ‘kocatepe camii’ için açılan yarışmayı da kazanmıştı. kocatepe’de yaptırılmayan cami, islamabad’da yapıldı işte. eskilerin taklidi değildi; yorumuydu."

    "seksen milyonluk bir nüfusu idare edecek bir kültür yok toplumda. başta kim olursa olsun... 200 küsur üniversite var ama hoca yok. cehalet kubanı olarak devam ediyoruz."

    "halbuki o konut, osmanlı döneminde bizim dünya kültürümüze hediyemizdi. osmanlı’nın en iyi yaptığı şeydir hatta. bahçesiyle, avlusuyla... belli bir mimari kalitedeydi. yaşamı daha güzel kılardı. bugün o kalitede bir evde yaşamıyoruz."

    "istanbul’da artık plan yapılamaz. dünyada da bu kadar büyük şehri planlayamazsınız. bu kadar araba geçer, şu kadar bina, mektep, yeşil alan gerekir... sayı bile sayamıyorsun şimdi, ekonomi istismara dayalı, bu veriyi kim toplayacak?"

    "ideal, ancak tarih bilinciyle mümkün. ama kendimizi kandırmayalım! bu bilinç bizde eskiden de yoktu. padişah bile babasının yaptırdığı evi yıkar, kendisininkini yapardı. yıka yıka giderdi. topkapı sarayı da buna dahil. göçerliktir bu."

    hep merak ettiğim şeydi, 92 yaşında bir kültür insanının nasıl çalıştığını öğrendim:

    "ben 24 saat çalışırım. çünkü muntazam uyuyamam. o yüzden de çalışırım hep. bununla birlikte; düzenli bir programım da yoktur. birisi, 'sana geleceğim' derse, 'tamam, gel' derim. 'başka yere gidelim' derse “haydi gidelim” derim. geriye kalan zamanlarda da çalışırım. bir de çok hızlı yazarım. tatilde 800 sayfa yazdım mesela. her yerde yazarım. yatakta bile. elle de yazarım, bilgisayarda da. iki tane elma var bende (‘apple’ı kastediyor) ama daktilo diye kullanırım. e-mail kullanmanın kolay olduğunu biliyorum ama pek girmedim."

    not: son olarak da kişisel bir öykü anlatayım. belki 20 yıl oluyor, istiklal caddesinde bir kitabevinden çıkarken karşılaşmıştım kendisiyle, tarihe meraklı biri olduğumdan kendisini hemen tanıdım, yanına yaklaşıp halini hatırını sorduktan sonra bir iki soruya yanıt verebilecek vaktinin olup olmadığını sordum, "ne istersen sor evladım" dedi, bir yandan yürümeye devam ediyordu. ben de bizans ve osmanlı tarihine ilişkin iki soru sordum. hiç acele etmeden hem kitap isimleri verdi hem de konuları o kadar güzel ve tane tane anlattı ki inanamadım, sanki biz istiklal caddesinde yürümüyormuşuz da bir zamanlar mezarlıkların, tek tük evlerin olduğu bir tepeden, şehre doğru yürüyormuşuz gibi gelmişti bana.

    böyle insanlar az gelir dünyaya, çok yaşasın.
  • bugünkü cumhuriyet bilim teknoloji'de taksim'i yayalaştırma projesi odaklı "tarzanca planlama" isimli çok güzel bir yazısı daha yayınlanmıştır. işte o ellerine sağlık dedirten yazıdan bir bölüm;

    "...türkler zeki ve dinamik dünya fatihleri idiler. binicilikleri ve at üzerinde ok atmaları öteki ordulardan daha iyi oldukça hep başarılı oldular. sonra ne olduklarını ise tarihler yazıyor. anadolu'yu fetheden göçer türkler, osmanlı döneminin sonuna kadar cahil olarak yaşadılar. işlerini de iranlılar, araplar, rumlar, ermeniler, levantenler ve devşirmeler gördü. 18.yüzyıldan sonra avrupalıları da kullandılar. 19.yüzyılda osmanlı başkentinde uzmanlık isteyen işlerin başına getirilenlerin bir listesini yaparsanız bunu görürsünüz. yirminci yüzyılın başında %90'ı köylerde yaşayan türklerin içinde kaç tanesi okuma yazma biliyordu?

    entellektüel kurumlaşmasını hiçbir zaman gerçekleştirememiş bir toplumun çocuklarıyız. bugün cehaletin niteliği değişti. fakat öğrenilmesi gerekenler de olağanüstü arttı. şimdi okuyarak cahil kalmaya devam ediyoruz. uzman düşmanlığı devam ediyor. yetişen uzmanları dışlayıp uslu diplomalılarla iş görüyoruz..."

    ve de soruyor;

    "biz otomobilli ve telefonlu bir ortaçağda yaşıyoruz. fakat bu kadar tutarsız ve çirkini ne ortaçağ bağdat'ında, ne de selçuk ısfahan'ında vardı. bu toplumun kaderi mi?yoksa nedenini keşfedemediğimiz bir yeteneksizlik mi?..."
  • her hafta, cumhuriyet bilim teknoloji'de kültür sayfasında yazan muhteşem yazar, hoca. her yazısından, hatta sadece başlıklarından bile etkilenmemek, ona katılmamak elde değildir bence. alıntı yapayım da tam olsun diyerek: ''insan ya insanlığını anımsayarak yaşayacak ya da kendi kendini yok edecek. eğer gelecek kuşaklara öğütler bırakmak istersek bundan 2500 yıl önce, bilgi ve teknolojinin hiç aydınlatmadığı bir ilkel dünyada, tao te ching'de söylenen sözleri yineleyebiliriz: sevgi,özveri,hoşgörü ve yetinme.''
  • çalışmalarıyla ve eserleriyle yerini fazla fazla dolduranlardandı. 95 yıllık hayatında boşa geçirdiği ne kadar zaman olduğunu merak ediyorum. son zamanlarına dek yazmayı, üretmeyi bırakmamıştı. özellikle mimarlık, sanat ve şehir tarihi alanındaki eserleri daha uzun yıllar önemli kaynaklar olmaya devam edecek...

    benim için divriği, mimar sinan, osmanlı konutları ve istanbul üzerine verdiği eserler ufuk açıcı ve aşılması kolay olmayan kitaplar. ama beni en çarpan kitabı, türklerin orta asya'da başlayıp balkanlar'a uzanan uzun göçünü sanat, sanat üretimi, malzemeler, formlar, talepler ve bunlardaki değişimler/dönüşmler üzerinden süren batıya göçün sanatsal evreleri'dir. bu öyküyü bir siyasi/askeri başarılar zinciri olarak anlatan eserlerden çok daha fazla maddi veri içerir, bu uzun süreci ve beraberinde süren dinamik değişimi sanat eserlerinden örneklerle gözünüzün önünde somutlaştırır. bu sürecin tarihini tam olarak anlayabilmek için okunması elzem eserlerdendir.

    nur içinde yatsın...
  • mimari konusunda otoritelerden biri
  • yeni bir şey dememiş yazardır. daha önce yüzbinmilyon kez yazılıp çizilmiş bir konuyu yinelemiştir.

    ve fakat doğan kuban "monogami insan doğasına aykırıdır" derken herkes için söylüyor. sibel üresin'in "çok eş yasal olsun" talebiyle n'alakası var kuban'ın sözlerinin? üresin, kadın da erkek de çok eşle evlenebilmelidir dedi de ben mi kaçırdım?

    cumhuriyet gazetesini sevmem ama sapla samanı karıştırmayı hiç sevmem.
  • maalesef, sayıları gitgide azalan; ilim, edep, irfan sahibi; görmüş geçirmiş “osmanlı beyefendisi” bir numûne-i selim, bir zât-ı muhteremdir doğan kuban hoca. samimî olmak icâp ediyorsa eğer, kî eder, bir nevî “mürşid-i mimâr”dır doğan hoca.

    burada fazla söze hâcet bırakmadan, zât-ı âlilerini bizzat tanımak nimetine erişmiş, rahle-i tedrisâtından geçmiş ve fakat bugün bambaşka bir kulvarda radikal gazetesinin spor sayfasının yöneticiliği vazifesini ifâ eden değerli uğur vardan tarafından kaleme alınmış bir yazıyı buraya eklemekten keyif alıyorum. uğur vardan, gönlünden zuhûr etmiş satırlarda hocasına duyduğu saygı ve sevgi ve hürmetlerini izhâr ediyor.

    "bir rönesans adamı: doğan kuban kitabı" hakkında keyifle okunacak bir inceleme, değerlendirme. ekşisözlükyazarlaraveokurlara çam sakızı, çoban armağanı...

    buyrun:
    http://www.radikal.com.tr/….php?ek=ktp&haberno=7110
  • tanışmak, konuşmak, okumak büyük şerefti. 95 yaşında gidişinden çok artık kendisi gibilerin gelmeyeceğini bilmek üzüyor. ruhu göklerde olsun.
  • akp’nin ve benzeri zihniyetin 700bin yıl iktidarda kalsa bile üretemeyeceği türden kalitede tam anlamıyla bir cumhuriyet aydınıdır. geçen yıllardaki konuşmalarından biriyle kendisini anıyorum.

    https://youtu.be/rrszmayz4fm
hesabın var mı? giriş yap