• 1999 sensinde olimpos daha olimposken ve orada gypsy adli bir mekan varken, mekana kasedini verip tum ortama dinlettigimiz albumdu. bir anda atmosfer degismis, tanidik tanimadik tum agizlar albume eslik eder olmustu. daima hatirlanasi guzel gunlerdi tipki bu album gibi. her i dont think about you anymore dedigimde o an gelir gozumun onune.
  • lisede sabah okula gitmeden önce 05.00 da tekrarı yayınlanan rock marketi izlerdim, orda sıkça çıkardı bu şarkı. zachary stevens beyaz gömleğiyle, uzun saçlarını savura savura ilahlar gibi söylerdi şarkının klibinde.

    bir de kendime bakardım; ceketli kravatlı lise üniforması içinde kısacık saçlarla... doksanlara dair güzel anılardanmış aslında, şimdi ne zaman dinlesem aklıma televizyonun karşısındaki o liseli halim gelir.
  • güzel gitar çalmanın saniyede 20 nota basmak değil, şarkıyı dinlerken notalar yerine müziği duymak olduğunu gösteren albüm.

    edge of thorns un solosunu criss oliva kadar güzel atabilirim diyen beri gelsin, alex skolnick bile yapamadı kim yapacakmış !
  • caravana her gidişimde mutlaka çalan, bu yüzden sahibinin favori parçası olduğunu düşündüğüm, benim de favori parçalarımdan biri.
    wasted years ve cowboys from hellde yaptığım gibi cep telefonu melodi kodlarını yazarak insanlığa çok büyük bir hizmet yapacağımı düşündüğüm parça.
    d1 d2 d1 a1 d1 g1 d1 f1 d1 e1 d1 f1 d1 f1 e1 c1 d1 d2 d1 a1 d1 g1 d1 f1 d1 e1 d1 f1 d1 f1 e1 c1 d1 d2
    ritim: 90 bpm
  • gençliğimin bir soundtrack'i olsa, bu parça da yer alırdı içinde kesin.45'lik + caravan günleri. (o zamanlar dorock filan yok, oralar hep dutluk*) "but ı don't think about you anymore" kısmında hayvan çocuğu gibi bağırmalar, sololarda air guitar çalmalar. anırmadan ve air guitar çalmadan da hala çok ama çok güzel parça o ayrı.
  • girişindeki klavye partisyonundan harika bir telefon melodisi olup, tadını damakta bırakmaktansa; arayanı cevaplatmamaktadır. *
  • criss oliva bu $arkida attigi solo sayesinde criss oliva dir. adamin icine i$ler.
  • zachary stevens ve criss oliva'nın insanlığa armağan ettiği şaheser, enfes bir albüm. birlikte sadece bu albümde çalışabilmiş olmaları üzücüdür.
    özellikle he carves his stone, follow me, all that i bleed gibi, solo-vokal uyumu parçalar barındırır. criss oliva'nın muhteşem soloları üzerine stevens'ın sesi o kadar yakışmıştırki, insanı dinlerken titretir.
  • hep jon'un, sözleri yazarken "but i don't think about you anymore" dizesine kendinin bile inanmadığını düşünmüşümdür. üstünü defalarca çizer. en sonunda kalmasına karar verir.
  • "i don't think about you anymore" repligini vakti zamaninda dilimize dolayan parca.
hesabın var mı? giriş yap