• bu haftaki uykusuz'da içimizi titretti, sağolsun varolsun...
    ---------
    - "yakın zamanda bütün gazeteler dijitale geçecek, basılı yayın bitecek..."
    - "peki insanlar yarım ekmek köfteyi neye saracak, çekirdek külahını neyle yapacak, gölgelik şapkayı neyden katlayacak, sinek öldürmek için ne kullanacak, g*tünü neyle silecek, tüpün altı pas izi olmasın diye ne koyacak, sobayı neyle tutuşturacak, mangalı nasıl yelleyecek, kahvaltısını neyin üzerinde yapacak, kapı girişi çamur olmasın diye yere ne serecek, bakkal birayı neye saracak, motorcu göğsünü soğuktan nasıl koruyacak, kamyoncu dona karşı radyatöre ne giydirecek, soba bacasının deliğini kapatmak için ne kullanılacak, camlar nasıl tertemiz olacak, perdesizlikte camı ne kapatacak..."

    (gazete fakirlik yarasının sargı bezidir)
  • 28 nisan 2005 sayısında penguent köşesinden.

    vatandaşa sorduk: star wars

    mahmut tohn(38): filmde kara şövalye var.. "itıss" " tpuss" diye götünden nefes alıyo anına kodumun oğlu. miğferi çıkarsa "oh dünya varmış lan" ditecek. fıstık gibi hava var.. isındı havalar.... biraz daha ısınsın tişört giyecem... eyooo..

    ahüren han(29): lazer kılınçlarını biliyorum. düğmesine basınca cüveeynn diye değişik renklerde uzuyo.. sig gibi uzuyan rengareng lazer kılınçları var. florasan gibi. bi tanesini mutfak tavanına taktık. görsen ışın gılıcı demezsin. fakat sahibi beyin gücüyle geri aldı bunu. sahibine getti.

    dönüm sigenci(32): star varsda kıllı bi yaratık vardı "hieğğyyn" diye tuhaf bi ses çıkarıyo. dayımın oğluyla gittik filme. "10 milyar verseler bu kıllıyı siger misin" diye sordu. "sigerim" dedim. çünkü çok meşhur lan... o'na bi ağda yaptın mı.... doğruca güneye... hello..

    birhand kart(40): bence starvors insanın kendine yakışanı giymesidir. fimin kötü adamı dart vedır, filmin sonuna kadar kıyafetiyle akıl alıyo.. filmin sonunda miğferi bi çıkarıyo, armut gibi suratı varmış orozbu çocuunun.. kıyafeti çıkarmıcan.... anekin yu mast du samtink kuikli.
  • sigara paketi uyarılarına getirdiği "paketlemeden önce sigimize taşhağımıza sürdük hep" alternatifiyle bütün otobüsün "yazık len" imalı acımayla karışık dumur bakışlarına mağruz kalmama sebep olmuş çizer*

    (bkz: alternatif sigara paketi uyarı mesajlari)
    (bkz: #9020662)
  • duyduğum en hisli yeni yıl mesajını vermiş, aşmış düşünür.

    "yeni gelen niv yır senesinin, tüm dünya kardeşlerine kuru, pilav, cacık getirmesini diliyor ve benim gibi düşünüp hisseden arkadaşlarla gerekirse sevişmek bile istiyorum... ikibinbeşe bak be... donu gözüküyo lan..."

    (bkz: lombak, sayı 44, ön kapak)
  • geçenlerde penguen'de şöyle birşeyler çizmişti...
    - neo!
    - buyur aabi
    - o elindeki ne?
    - si-sigara aabi.
    - evladım görüyorum da, bak duman altı olmuş bütün burası. sigaranı matrix'de içsene.
    - pardon aabi, şey bi sigara için şimdi matrix'i açmiim dediydim de...
    - bak eşşek sıpasına haala cevap veriyo! ulan allahın parasını verdik kablo matrix aldık 24 açık hıyar bilmiyomusun...tööbe tööbe...
    - ...
  • obi van: karanlık tarafa nasıl geçersinn!
    darth wader: bi süre sonra insanın gözü alışıyo lan...
    seviyorum kendisini..
  • ayrıca bana da bir arkadaşım anlattı.üniversiteye başladığında ilk gün tahtaya çıkmış sınıfa "arkadaşlar merhaba.benim adım emrah,rock muzik dinlerim." diyip yerine oturmuş.
  • türkiye'de yaşadığıma sevindiren insandır.
    aynı kafanın ürünü diğerlerinden de bi kuple için (tam liste değildir):

    (bkz: bahadır baruter)
    (bkz: cem dinlenmiş)
    (bkz: umut sarıkaya)
    (bkz: yiğit özgür)
    (bkz: memo tembelçizer)
    (bkz: bülent arabacıoğlu)
    (bkz: behiç pek)
    (bkz: ahmet yılmaz)
    (bkz: yavuz taran)
    (bkz: latif demirci)
    ve tabii ki (bkz: ilban ertem)
  • güzel bir çalışmaya imza atmış.

    çok kültürlü avrupa
  • açıkcası ablak'ın yeri'ni pek sevemiyorum. nadiren güldüren işler bana göre. ama tübitak'ın hastasıyım. ciltleri çevirip çevirip okuyorum. hele mühendis* olması, fen bilimci olması işin lezzetini katmerlendiriyor. keşke böyle kaliteli bir hekim çizer olsa da, hastane & sağlık temalı böyle bir seri okuyabilsek.

    türkiye karikatür tarihinin hatta çizgi romancılığının çok önemli bir yerinde tübitak. bence ablak gırgır döneminde en muteber olup, halen ilgi gören tek kare espriler yerine daha uzun seriler çizmeli. zaten anlayamıyorum. o kadar kaliteli çizerlerimiz var ki. ama beklediğimi bulamıyorum. frankofon ekolü gibi uzun seriler, kaliteli kurgular bekliyorum onlardan. metni illa çizer yazmak zorunda değil. bu ortak çalışma eksikliği de türk çizgi romanının doğmadan ölmesine yol açıyor bence.

    ayrıca tübitak saklı düşman'dan sonra gelemedi arkası bir türlü. sabırsızız efendim. son olarak; uranyon !
hesabın var mı? giriş yap