• "yakışıklı abim, 1 kilo yapiyim mi?"

    yarım kilo salatalık istediğimde pazarcı dayıdan gelmişti.
  • aaa ne tatlı bir bebeksin sen öyle ( 30 küsur yıl önce )
  • (bkz: senden zarar gelmez)

    böyle iltifat mı olur lan. hele de bir kadından geliyorsa. ben de erkeğim benim de hormonlarım var. terbiyesiz.
  • tam evlenmelik çocuk

    not: söyleyen bir travesti idi. sevinç ile hüznü bir arada yaşadım.
  • "o çocuk senin neyin oluyor?"

    bu sabah kızımla metroya bindik. birkaç durak sonra ben indim, o yoluna devam etti.

    kızım daha sonra arayıp gülerek anlattı bana: senin arkandaki kırmızılı genç hanım sen indikten sonra yanıma gelip "o çocuk senin neyin oluyor" diye sordu, babam oluyor dedim, dedi.

    kızımın yanağını okşayıp öperek inmiştim. belli ki arkamdaki kırmızılı hanım yabancı bir askıntı adam olacağımı düşünüp koruma içgüdüsüyle kızıma yaklaşmış.

    teşekkürler kırmızılı hanım, her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsan... hem kızımı kollamış hem de bu yaşımda beni 'çocuk' yaparak onurlandırmış oldun!
  • en yakın arkadaşımın ergenlik çağında bir kızı var. bebekliğini bildiğim bu velet son zamanlarda bana mesafeli davranıyordu. evden çıkamasak da sık sık görüntülü konuşuyoruz arkadaşımla, kızı hiç yüz vermiyor. kısa kısa yanıtlar, ekrana bakmadan konuşmalar derken ben bunu kafaya taktım. önemsediğim biri bana soğuk davrandığında ben ne yaptım acaba diye sorgularım, uykularım kaçar. alınganlık gösteriyorum diye düşünmeye çalıştım ama yok, belli ki bir şey olmuş.
    sonunda dayanamadım arkadaşıma sordum. sesini alçaltarak "ya biliyorsun karantina öncesi biriyle görüşmeye başladım, bu süreçte ilerlettik ilişkiyi. haftada birkaç gece sana geliyorum diyerek ona gidiyorum. aslında evde yalnız olmayı çok seviyor ama galiba biraz fazla abarttım, seni kıskanmış olabilir." diye pişkin pişkin anlattı.
    şu geçtiğimiz 70 günde arkadaşım olacak nankör bir kere bile bana gelmediği gibi beni yem olarak kullanıyormuş.

    neyse, arkadaşım diyerek bağrıma bastığım ama manita uğruna beni harcayan insan geçen gün akşam yemeği için eve davet etti. asıl amacı sevgilisini tanıştırmak ama benim derdim kızıyla aramı düzeltmek. sevdiği şeylerden aldım, onun hoşuna gidecek şekilde giyindim, biraz da telefona komik video stokladım. arkadaşımla sevgilisi masayı hazırlarken tüm enerjimi, dikkatimi kızımıza verdim. annesinin arkasından onun taklitlerini yaptık, gıcık özellikleriyle dalga geçtik, bu ara dinlemeyi sevdiği şarkıları dinletti derken nihayet yumuşadı, gülümser oldu. masa hazır sesini duyup kalkarken bana doğru eğildi ve o muhteşem cümleyi kurdu: "biliyor musun annemin seninle neden bu kadar çok vakit geçirmeyi sevdiğini anladım."*
    emek emek işleyerek, alın terimle aldım ben bu iltifatı ama gel gör ki kazançlı çıkan arkadaşım oldu. izin gün sayısı arttırılmış.*
  • "çok güzel gülüyorsunuz"

    erkeğim, bunu diyen de erkekti. dahası bu elemanı hiç tanımıyordum. en işlek caddenin birinde yürüken yanıma gelip selam verdi. para isteyecek sandım, güldüm, ben de selam verdim. sonra eleman "çok güzel gülüyorsunuz" dedi ve gitti. (bkz: oha sikseydin bari)

    ulan kapkaç olmasın diye cüzdanı kontrol etmiştim ama cüzdan yerindeydi. hala düşündükçe hayret ederim. (bkz: sebebi neydi ki)
  • -abi kız olsam ilk sana veririm.

    not: bir mühendislik öğrencisi.
  • geçen günlerde debe'de bir entry vardı. beklenmeyen anlarda gelen iltifatların verdiği mutlulukla ilgili. onu yaşadım. girdiğim bir evde, bir usta doğalgaz şofbeni monte ediyordu. selam verdim. usta döndü, bana baktı ve "aleyküm selam yakışıklı" dedi. baya hacı sakallı bir usta. duyunca sırıtmaya başlamışım, istemsiz. eyvallah ustam :)
  • "çok sağolun, sizin gibi kibar bir beyefendiyi buraya kadar yordum, iyiyim ben merak etmeyin"

    ölümünden 3-4 gün önceydi. alzheimer çok fazla ilerlediği için beni hatırlamıyordu, nasılsın iyi misin diye sormuştum. ondan sonra edilen iltifatların da bir anlamı kalmadı zaten.
hesabın var mı? giriş yap