10 entry daha
  • üçüncü sayısının sunusunda behrengi'yi hatırlatmış dergidir, metni de aktaralım tam olsun...

    "bu derenin sonunda ne var bilmek istiyorum" deyip yola koyulmuştu behrengi’nin küçük kara balık’ı. derenin biraz genişleyerek oluşturduğu havuzcuk içinde dönüp duran akranlarından, büyüklerinden ve küçüklerinden ayrılarak, derenin bittiği yere doğru yüzmeye başladığında…

    şüpheli bir biçimde ortadan kaybolan behrengi’yi, 1968’de, 29 yaşındayken aras nehri'nin kıyısında ölü buldular. tebrizli büyük yazar, çocuklara, derenin içinde dönüp durmayı bırakmalarını öğütlemenin bedelini böyle ödedi işte.

    küçük kara balık’ın öyküsü biliniyor, uğraşa didine denize vardı da, kalanlara ne oldu? onların anlatmaya değer bir öyküleri yoktur. oysa alegoriye devam etsek behrengi’ye öykünüp, diyeceğiz ki aralarından bir kısmı o derenin el üstünde tutulanları olmuş, hani bir gün köşeyi döneceğine sarsılmaz bir güçle inanarak ha babam daireler çizmişlerdir. havuzcuk içinde iki tur daha atsa, biraz hızlı dönse diğerlerinden parmakla gösterilecektir, en üst makamlara kadar yükselecektir, derenin o kısmında belki de bir şey bakanı olacaktır, akılda tutulan sözler edecektir. hatta "ödenekle annem de yapar" demiş olabilirler ki, bu sözün bir balık tarafından dile getirilmiş olmasının son derece uygun olacağını belirtelim.

    tabi bu balıkların çoğu, döndükleriyle kalacaklardır. ama sorumluluklarının farkında bir balık olmalarıyla, en hızlısı olamasalar bile dönüp durmaktan hiç vazgeçmemeleriyle, belki şansları biraz daha yaver gitseydi derede önemli bir konum elde edebilecek olmalarıyla övüneceklerdir. biz o balıkların hepsini "iyi biliriz".

    yola düşen küçük kara balık’ı ise bir başka biliriz. beline bir hançer asıp havuzdan çıkan ufaklığı… zor olacağını ondan biliriz, sıkıntılar olacağını… bazen yalnız kalınacağını… korku saçanın karşısına dikilmek gerektiğini… cüret etmeyi ondan biliriz. bu derenin sonunda engin denizler var, emek vermeye değeceğini…

    bu masalı anlattığı için 29 yaşındayken öldürüp nehir kıyısına attılar behrengi’yi… derler ki ondan sonra aras türküsü semed behrengi için söylenir olmuş.

    "semed gelir güle güle / döşünde bak kızıl güle / her elinde dört kitap / dönderir bizim dile"
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap